Eğitim-İş Keşan Temsilcilik Başkanı Erol Yazla Öğretmenlerimizin isteği dışında rotasyona tabi tutulması sürgün anlamına gelmektedir” dedi. Konuyla ilgili yaptığı açıklamada, rotasyon uygulandığı takdirde birçok öğretmenin ailelerinden ayrılacağı ve iş verimlerinin düşeceğini belirten Yazla, bazı bakan çocuklarının da gözaltına alındığı yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili emekçiden yana olan güçlerin “Cemaat-AKP kavgası” deyip sessiz kalmasının doğru bir tavır olmadığını kaydetti. Yazla’nın açıklaması şöyle:

“Siyasi iktidar, seçimlerde elde ettiği çoğunluk desteğini, demokratik teamüller çerçevesinde kullanması gerekirken, totaliter yönetimleri aratmayan uygulamalar gerçekleştirmektedir.

Bu uygulamaların en yoğun yaşandığı yer olan Milli Eğitim Bakanlığı, aldığı her karar ile eğitim sistemimizi kökten değiştirmekte, eğitim çalışanlarının yılların birikimiyle elde ettiği özlük haklarını ise gasp etmektedir.

Son olarak Bakanlığın, 20 yıl çalışmış öğretmenlere okullar ve bölgeler arasında yer değiştireceği “zorunlu rotasyon” getirmek için çalıştığı basına yansımıştır. Daha önce de zorunlu rotasyonu öğretmenlere karşı tehdit unsuru olarak kullanan Bakanlık, eğitimin acil çözüm bekleyen sorunları ile ilgilenmek yerine yine aynı konuyu gündeme getirmektedir.  

Öğretmenlerimizin isteği dışında rotasyona tabi tutulması sürgün anlamına gelmektedir ve Bakanlığın bu tür bir dayatma içine girmesi için akıl tutulması yaşamış olması gerekir. Bu uygulama ile kavimler göçünden sonraki en büyük göç yaşanacak ve büyük bir karmaşa ve mağduriyet oluşacaktır. Yüzbinlerce öğretmenimiz ailelerinden ayrılacak, aile bütünlükleri bozulacak buna bağlı olarak da iş verimleri düşecektir. Böyle bir rotasyon öğretmenlerimizi emekliliğe ve istifaya zorlamak demektir.

Eğitim-İş tüm öğretmenlerimize saldırı teşkil edecek bu tür bir girişime hiçbir şekilde izin vermeyecektir. Hiç kimse Anayasa’da, yasalarda ve yönetmeliklerde açıkça belirtilmeyen veya yer almayan uygulamaları gerçekleştiremez. Bu konuyla ilgili olarak eğitim çalışanlarının sahipsiz olmadığının herkes tarafından bilinmesini istiyoruz.

Milli Eğitim Bakanına bu ülkede padişahlığın Atatürk devrimiyle kaldırıldığını, yine bu ülkede artık eğitim çalışanlarının örgütlü olduğunu hatırlatmak isteriz.

Ayrıca tüm bunların yanı sıra yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceğini öne sürerek iktidara gelen AKP, geçen 11 yıl içinde yolsuzlukları devletin tüm kurumlarına yaymış, ulusumuzun zenginlik kaynaklarını küresel sermayeye peşkeş çekmiş, haklarını gasp ettiği emekçileri yoksulluğa mahkûm etmiş, halkımızın en masum demokratik taleplerini de yasaklar ve tutuklamalarla sindirmeye çalışmıştır.  

Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile bakan çocuklarının gözaltına alınması karşısında emekçiden yana olan güçlerin ‘’Cemaat-AKP kavgası’’ deyip sessiz kalması doğru bir tavır olmayacaktır.

Yolsuzluğunuz YoksulluğumuzDUR. Çalınan ülkemizin geleceğidir. Çalınan, çocuklarımızın geleceğidir. Eğitim-İş olarak bizler ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğinin çalınmasına izin vermeyeceğiz, seyirci kalmayacağız.”