HABER MERKEZİ
Son günlerde artan döviz ve yakıt fiyatlarının sebebinin Ak Parti İktidarı olduğu iddia edilen açıklamada “CHP iktidarında hem Keşan hem de Türkiye müreffeh bir hayata kavuşacak” denildi.
17 YILDA BENZİNİN LİTRE FİYATININ %1000 ORANINDA ARTTI
Dünyanın en pahalı benzin ve motorinini kullanan ülkeler sıralamasında 193 ülke içinde ilk sıralarda yer alan Türkiye bu konudaki liderliğini yıllardır sürdürmektedir. Siyasi iktidar tarafından döviz kuru ve uluslararası ham petrol fiyatları bahane edilerek akaryakıt ürünleri üzerinden yüksek vergi geliri elde edilmektedir. Her geçen gün el yakan benzinin litre fiyatına 2000 yılında bir vatandaş ortalama 0,58 lira öderken, 2017 yılında 5,70 lira ödedi. 17 yılda benzinin litre fiyatının %1000 oranında arttığı ülkemizde trafiğe kayıtlı motorlu araç sayısı, 2000 yılında 8,3 milyon iken 2018 yılında 22 milyona 200 bine ulaştığı resmi verilerde de görülmektedir.
MALİYE BAKANLIĞI BİZİ SOYUYOR MU?
Dünyanın en pahalı benzinini kullanan ülkelerden birisi olmamızın sebebi benzin ve motorini başka ülkelerden ithal etmemiz değil, Türkiye’de akaryakıtın üzerine eklenen ve giderek artan vergilerdir. Devlet hem özel tüketim vergisi hem katma değer vergisi hem de bununla birlikte ÖTV’nin KDV’si, yani verginin vergisini alıyor. Bir litre benzin üzerinden ortalama % 62, motorinde ise %52 vergi alınmaktadır. Bu veriler ışığında litresi 6 liraya satılan benzinden devlet 3,72 lira vergi almaktadır.
2008 yılı Temmuz ayı ham petrol varil fiyatı 147 dolar iken, benzin pompa fiyatı 3,50 TL, motorin ise 3,19 TL iken 2017 yılı Ekim ayı ham petrol varil fiyatı 56 dolara düşmesine rağmen, benzin pompa fiyatı 5,60 lira, motorinin fiyatı 5,20 lira yükseltilmiştir. 147 dolardan 56 dolara düşen ham petrol fiyatının 3’te 1 fiyatına inmesine rağmen 3,50 TL olan benzinin litresinin 5,60 liraya vergi artışlarıyla yükseltilmesi vatandaşın aklına şu soruyu getiriyor: “Maliye Bakanlığı bizi soyuyor mu?”. Bu yanlış mali politikaların sunucunda ise akaryakıt üzerinden devletin büyük rant elde etmek için vatandaşı mağdur ettiği, ekonomiyi de sekteye uğrattığı görülmektedir.
TÜRKİYE’DE KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİRİ 10.000 DOLAR
Şu anda kullandığımız benzin fiyatının bu denli yüksek olmasının nedeni tam olarak dolar ya da petrol kurları değil, Maliye Bakanlığının akaryakıta uyguladığı %62’lik yüksek vergi oranıdır. Vergili akaryakıt fiyatlarında lider olan Türkiye, vergisiz fiyatlarda Avrupa’nın en ucuz benzin fiyatına sahip ülkelerden birisidir. Dünya’da benzin fiyatı en pahalı ülkelerden biri olan Norveç’in kişi başı milli geliri 95.000 dolar. Türkiye’de kişi başı milli geliri 10.000 dolar. Yani Norveçli biri yılda 95.000 dolar kazanırken benzinin litresine 6 TL ödüyor, Türkiye’de bir vatandaş yıllık 10.000 dolar kazanırken benzinin litresine 6 TL ödüyor.
TÜRKİYE YİNE AÇIK ARA BİRİNCİ
Kişi başı milli gelir ile benzin fiyatlarını kıyaslayınca Türkiye yine açık ara birinci.
Bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için akaryakıt ürünlerindeki vergi sisteminde düzenleme yapılması vatandaş lehine olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Ulaşım her vatandaşın temel hakkı olduğu gibi önemli bir gereksinimdir. Akaryakıt üzerinden alınan bu yüksek ve dengesiz vergiler vatandaşların hakkı olan ulaşım özgürlüklerini sınırlandırmakta ve ekonomik faaliyetlerini de kısıtlamaktadır. Akaryakıttan alınan bu yüksek vergiler kaçak akaryakıt tüketimini arttırmakta, hatta teşvik etmektedir.
Akaryakıt fiyatları tüm sektörleri ve tüm ürünlerin fiyatlarını belirlemesi açısından dolaylı olarak 80 milyon vatandaşı, 22 milyon araç sahibini ise direk olarak ilgilendirmektedir. Yani akaryakıt hayati bir öneme sahiptir.
GÖRÜYORUZ Kİ ARTIK TUZ KOKMUŞTUR
Bu durum sadece benzinde değil motorinde de karşımıza çıkmakta. Motorine gelen zamlar tarım sektöründeki üreticiyi de tüketiciyi de olumsuz etkilemekte. Çiftçimiz tarım mevsimi gelmesine rağmen tarlalarını işleyemez duruma gelmiştir. Bunun en büyük müsebbibi AKP hükümetidir. “Köylü milletin efendisidir” anlayışıyla yönetilen bir ülkeden köylüyü ve çiftçiyi her fırsatta sömüren, üretime izin vermeyen, samanı bile dışarından ithal eden bir ülke haline geldik. AKP hükümeti yat ve tekne sahiplerine her türlü desteği sağlarken çiftimize neden bu imkanları sağlamamaktadır?
Son olarak da Çarşamba ve Perşembe geceleri yine motorine arka arkaya 30 kuruş zam yapıldı ve buna rağmen büyüme masalları anlatıldı. AKP hükümeti döneminde nefes alıp verdikçe zam haberlerini duymaya alıştık. Görüyoruz ki artık tuz kokmuştur!
CHP iktidarında bunu durduracağız, milletimizin soyulmasına müsaade etmeyeceğiz. CHP iktidarında hem Keşan hem de Türkiye müreffeh bir hayata kavuşacak. Ulaşım gibi temel bir ihtiyaç lüks olmayacak, CHP her zaman üreticinin yanında olacak. Köylü yine milletin efendisi, başımızın tacı olacak!