HABER MERKEZİ

Tarım sigortalarının artık olmazsa olmaz safhasına geldiğini belirterek açıklamasına başlayan Yılmaz, “Devlet, hiçbir çiftçiyi sigortasız bırakmamak için elinden geleni yapmaktadır ve çiftçinin uğrayabileceği zararlardan devlet desteği yerine sigortadan alacakları destek oluyor. Bu şekilde felaket olduğunda ‘nerde devlet’ yerine poliçe karşılığında hasarın direkt olarak TARSİM’den karşılanması hedeflenmektedir. Bunun için de zaten ödenecek olan primin yarısını devlet ödemektedir.” dedi.

PRİMİN BÜYÜK BİR KISMINI DEVLET KARŞILAMAKTADIR

Geçen yıl toplamda 1.6 milyar TL’lik prim üretimi olduğunu söyleyen Sedat Yılmaz, “Çiftçinin ödediği 764 milyon TL gibi bir rakamın yanında devlet, yine 864 milyon TL civarında katkıda bulunmuştur. Yani primin büyük bir kısmını devlet karşılamaktadır. Geçen yıl ilk defa kuraklığı buğday ürününde sigorta kapsamına alındı. 2018 yılı itibarıyla yeni tahıl ürünleri de İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortası kapsamına alındı.” dedi.

KADIN ÇİFTÇİLERE VE 30 YAŞ ALTI GENÇ ÇİFTÇİLERE ÖDEYECEKLERİ PRİMDE %5 İNDİRİM YAPILIYOR

2018 yılındaki yeniliklere değinen Yılmaz, “'Bu yıl ilk defa kadın çiftçilere ve 30 yaş altı genç çiftçilere ödeyecekleri primde %5 indirim yapılıyor. Büyükbaş, Küçükbaş ve Kümes Hayvanları Hayat Sigortaları kapsamında olan hastalık teminatına epidemik ve ihbarı mecburi hastalıkların büyük bir çoğunluğu ilave edildi. TARSİM’in başladığından itibaren 11 yıllık süreye baktığımızda, sigortalılık oranı yüzde 20’ler seviyesine ulaştı.  Dünyadaki örnekleri ile karşılaştırdığımızda, Batı'da bu işi iyi yapan ülkenin 40 yılda geldiği noktaya TARSİM, 11 yılda yaklaştı diyebiliriz. Devlet desteği artarak devam ediyor. Ancak hedefimiz bu yüzde 20’ler değil, yüzde 100’lerdir.” şeklinde konuştu.

SİGORTA, MAĞDUR ETMEZKEN EKONOMİYE DE KATKISI OLUYOR

Sedat Yılmaz, açıklamasını şöyle tamamladı: “‘Bana bir şey olmaz, nerdesin devlet’ şeklindeki feryatlarımızın yerine küçük primlerle sigorta desteği almamız gerekmektedir. Mühim olan felaket başa gelmeden küçük primlerle teminatın alınmasıdır. Mağduriyet sayısı ne kadar azalırsa, ekonomik refah seviyesi artıyor. Prim indirimindeki hedef; kadın ve genç nüfusun köyde kalmasına teşviktir. Şehirlere gidenler, asgari ücrete mahkum oluyor. Köyde elde edecekleri ürünleri ve bakacakları hayvanları şehir özentisi nedeniyle kaybediyorlar. Devlet ‘Köyünüze gelin, destek verelim’ diyor. Kadınların tarım sektöründe emek vermesi, gençlerin köyden göç etmesini önlemek önemli. Bakıldığında köyden göç eden gençlerin durumu huzursuz. Ziraata daha fazla önem vermemiz gerekiyor. Tarım dahil her alanda kendisini güvence alan rahat uyur. Ekonominin en önemli ayağı sigortacılıktır. Sigorta, mağdur etmezken, ekonomiye de katkısı oluyor. Bir şekilde döngü oluyor.”