YORUM 

Bazen günde birkaç köşe yazısı yazacak kadar hazır hissediyorum kendimi.. Ama  bugün neresinden dalacağını bilemeyen şaşkın bir ördek gibiyim.. Halbuki yazacak o kadar çok şey var ki.. Örneğin bu sayımızda 4 yıllık icraatını dolduran yerel yönetimin hizmet bilançosunu yazmayı istiyordum.. Ya da ENEZ GÜNLERİ olarak açıklanan güzel bir organizasyondan söz edebilirdim. Enez Spor Kulübü’nün, Avcılar Derneğinin, MUTLU ELLER Kooperatifinin kasabamıza taşıdığı güzellikleri ve yarattıkları heyecanı dile getirebilirdim.. Yaklaşan yaz mevsimi için yapılması gerekenler konusunda eleştiriler ve önerilerle bu köşeyi doldurabilirdim.. Ama hiç içimden gelmiyor..

***

Sevgi oğlumuz Halil Çayır’ın uğradığı iğrenç saldırının detayları ve sonuçta Enez olarak yaşadığımız büyük travma bir kabus gibi üzerimize çökmüşken yaşanan güzellikleri en güzel kelimelerle  ifade etsen de ne yeri ne de zamanı.. Bu yası hep birlikte tutmamız gerekiyor.. Ama bir yandan yas tutarken bir yandan da olan biteni  bir kez daha gözden geçirmek de gerekiyor.. Bu süreçte devlet görevlilerinin de neleri ne kadar doğru yaptıklarını da hatırlamak icap ediyor..

***

İlk önce mantığını bir türlü kendime izah edemediğim bir kuraldan başlamalıyım.. Yurdun pek çok yerinde bu tür tepkilerin linç girişimlerine neden olduğu, halkın bir anlık öfke ile haklı iken haksız duruma düştüğü bu gibi olayların artık sıradanlaştığı bir ortamda sanıkların mutlaka cinayet mahallindeki İlçe adliyesine getirilmesinin bir mantığı var mı? Örneğin, bu işlemin, bu gibi durumlarda Keşan Adliyesi’nde yapılması niye mümkün olmuyor? İlk ifadeyi alması gereken mutlaka Enez savcısı ise savcının Keşan’a giderek ifadeyi alması devlete daha mı masraflı geliyor?

***

Eeey yasa koyucular.. Bunun çaresini bulmak bu kadar mı zor? Bunu yapmayarak daha fazla insanı tahrik edip suç işlemeye zorladığınızın farkında değil misiniz? TOMA’lar, çevre ilçelerden getirilen çevik kuvvet polisleri ile kaybedilen zaman ve maddi kayıpları düşündüğümüzde aynı yanlışı, yurdumuzun her yöresinde her defasında yaşayan ilgililer, yetkililer buna çare bulmaktan, bu konuda 2 satır bir yasa çıkartmaktan, uygulamaktan aciz misiniz?

***

Gösterilen Tepkiyi; polise mukavemet ve saldırı noktasına getirenleri zerre kadar onaylamıyorum. Ancak Enez’de o pislik katilleri halkın eline teslim etseler LİNÇ etmeyi düşünecek kadar, insanlıktan çıkmış bir Enezli, bir yaratık bulunduğunu da kabul etmiyorum. LİNÇ kültürü Trakya’mızdan, hele hele Enez’imizden çok uzak bir barbarlık. O nedenle bunun böyle olduğunu bilmesi gereken güvenlik güçlerimizin olaya müdahalesini de abartılı bulduğumu belirtmeliyim. Sadece adliyenin yan kapısında meydana gelen ve kısa zamanda önlenen bir arbededen başka polisimizin meydanda havuz etrafında tur atarak, hatta hastaneyi de hedefleyerek gelişi güzel tazyikli su ve lüzumundan fazla biber gazı kullanmasının gerekçesi bana çok da inandırıcı gelmiyor. Nitekim “tazyikli su” yerine yürekli ve kararlı bir şekilde ortaya çıkarak halkı sakinleştirmeyi beceren kaymakamımızın bu tavrı Enezlilerin daha kolay anlayıp kabul edecekleri bir yöntemin en güzel örneğidir..

***

Halkımızın kendi hakkını, hukukunu kendi ölçütlerinde almak, adaleti kendi bildiği gibi sağlamak istemesi ve buna yönelmesi, ülkemizin hukuk sistemine ve adalet anlayışına olan güvensizliğinin en bariz örneğidir.  Bunun somut örneği Enez’de bu olayla yaşanmıştır.. Umarım ve dilerim, son olur..

Halil, Enezlilerin bu sevgisi, tepkisi, bu sahiplenilişi ile sanırım yattığı yerde artık huzurludur. Ailesinin ve tüm Enezlilerin, hepimizin  başı sağ olsun..