ENEZ MEKTUBU

Ulaş DEMİRAY  / [email protected]

Bu yazıyı okuduğunuzda artık son sözler söylenmiş ve karar verme zamanı gelmiş olacak…Bu ülkede,  bu kadar bol seçenekli ve bu kadar önemli bir seçim hiç yaşanmadı.. Eski seçimlerdeki gibi bir partiye mensup olmanın kolaycılığı bu defa olmayacak. Futbol takımı tutar gibi particilik bu seçimde geçerli değil.. Bu seçimde herkes son bir kez daha düşünecek, niçin, kim için, ne için, oy kullanacağını siyasi bağımlılıklarının ötesinde hesaplayarak kararını verecek.“Benim oyum değişmez. Gider partime oyumu veririm. Gerisi beni ilgilendirmez” diye davranmak ilkelliktir, 2’nci sınıf vatandaşlıktır. Çünkü düşünmek insanlara özgü bir yetenektir.

***

Örneğin çok koyu bir AKP seçmeni olabilirsiniz… Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a gönülden bağlı olabilirsiniz..Buna rağmen, gelinen noktada yine bir kez daha düşünmek ve duygusallıkla değil, gerçekleri tartarak kararınızı vermelisiniz. Çünkü bu karar sadece RTE ile ikiniz arasındaki bir sevgi alış verişi değil. Ülkenin, demokrasinin, adaletin, ekonominin, torunlarınızın geleceği ile ilgili… Eğer “Ekonomi tıkır tıkır işliyor, işsizlik hiç sorun değil, tüm komşularımızla çok iyi geçiniyoruz, soğanın 6 TL ye çıkması dış güçlerin kumpasıdır, Eğitim sistemimiz örnektir, gençlerimiz geleceğe umutla bakıyorlar, TEK AKIL gereklidir, bu akıl da sadece RTE de vardır, etrafını da yalakalar kuşatmamıştır”diye düşünüyor ve buna gerçekten inanıyorsanız ve sonuçta oyunuzu yine AKP ye ve Sn. ERDOĞAN’a veriyorsanız, oyunuz benim için çok saygı değerdir ve kutsaldır. Ama tüm bunların tersini gördüğünüz halde yine de DÜŞÜNMEDEN gidip oyunuzu, eski inadınız gereği kullanıyorsanız çocuklarınıza, torunlarınıza ihanet içinde olduğunuzu bilmelisiniz.

***

Demokrasi olsun” diyor ve Demokrasinin nimetlerinden yararlanmak istiyorsak zamanı gelenleri değiştirmek, gidenlerin yerine yeni kadrolara şans tanımak gerekir. Nitekim 2002 seçimlerinde tüm klasik partileri sandığa gömen halkımız AKP ye şans tanımış ve AKP de uzun yıllar bu ülkeye çok güzel ve önemli hizmetler yapmıştır. Beni tanıyanlar bilir. Ben bu sözleri bugün birilerini etkilemek için uydurmuyorum. AKP’ye bu övgüleri yaptığım için yıllarca bana DÖNEK muamelesi yapan arkadaşlarımla tartıştım. 2010 Anayasa oylamasında YETMEZ AMA EVET dediğim için hala eleştiriliyorum.  Pişman da değilim. O günlerde olaylara soldan bakan birisi olarak yanlış yaptığımı da düşünmüyorum. Ama artık o günler geride kaldı. Bugün yeni bir değerlendirmeye ve yeni bir değişime ihtiyaç olmadığını söylemek cahillik değilse aymazlıktır, inattır, sorumsuzluktur. 

***

Sayın ERDOĞAN’ı hala çok değerli, çok başarılı bulan birisi olsaydım bile; onun artık, hiç yoksa bir dönem muhalefette kalmasını, dinlenmesini, yanındaki yalakaları ayıklamasını, kendini gözden geçirmesini, bu vesile ile BAHÇELİ’nin vesayetinden kurtulmasını, halkın kendisinin kıymetini anlamasını ve demokrasiye olan inancını muhalefet olarak da göstermesini bekleyerek ona bu defa oy vermezdim..Böylelikle O’na çok büyük iyilik etmiş olurdum.. Çünkü bugün gelinen noktadatüm dünyanın Ülkemizde yeni bir kan, yeni bir kadro beklentisi gerçekleşirse ancak o zaman çok büyük badireler yaşanmadan ülke düzlüğe çıkabilecektir. Aksi takdirde bu gidiş iyi değildir. Erdoğan’ın bilinen yönetim tarzı ile bu yük kaldırılamaz .Tek AKIL’la olmaz, cesaretle, güçlü liderlikle, Kasımpaşa jargonu ile TEK BAŞINA ne Erdoğan, ne de bir başkası hiçbir yere varamaz..

16 Nisan 2017 den bu yana geçen, hem de TBMM deki mutlak çoğunluğa rağmen, TEK ADAM yönetimi, saman ve patates ithalatçılarının sevinmesinden öte ülkeye bir hayır getirmemiştir. Bu bile tercihimizin yönü açısından çok önemli ve net bir örnektir..

***

Demokrasi ve sandık; çağdaş bir ülkede çok önemli bir göstergedir.. Sonuç ne olursa olsun yaşayacağımız bu demokrasi şöleni vatanımıza, milletimize hayırlı olsun..

Hepimize şimdiden kutlu olsun..