24 Haziran seçimlerine yönelik analizimize devam edelim. Konda araştırma şirketinin meslek guruplarına göre yaptığı çalışmadaki dağılımı 2018 Haziran seçimlerine uyguladım ve aşağıdaki tablodaki sonuca ulaştım. Burada İYİ Parti araştırmada yer almadığı için, İYİ Parti seçmen profilini CHP ve MHP ortalaması olarak aldım.
|
24 HAZİRAN SEÇMEN KÜMELERİ DAĞILIMI |
|
|||
Seçmen Çalışma Durumu |
AKP |
CHP |
MHP |
HDP |
İYİ Parti |
Patron,Yönetici, Memur, Serbest Meslek |
2.600.000 |
2.100.000 |
970.000 |
660.000 |
920.000 |
İşçi, Çiftçi, Küçük Esnaf |
5.900.000 |
2.800.000 |
2.000.000 |
2.100.000 |
1.530.000 |
Emekli |
3.050.000 |
2.100.000 |
625.000 |
300.000 |
710.000 |
Ev Kadını |
8.050.000 |
2.650.000 |
1.100.000 |
1.450.000 |
1.070.000 |
Öğrenci |
1.100.000 |
1.150.000 |
680.000 |
650.000 |
560.000 |
İşsiz |
1.100.000 |
700.000 |
340.000 |
850.000 |
300.000 |
TOPLAM |
21.800.000 |
11.500.000 |
5.715.000 |
6.010.000 |
5.090.000 |
Seçim sonuçlarına göre AKP ile CHP arasında yaklaşık 10 milyon fark bulunuyor. Öğrenciler hariç tüm meslek guruplarında AKP’nin yüksek oy aldığı görülüyor. Ancak asıl etkiyi 5,5 milyon oy farkı ile ev kadınları oluşturuyor. Akabinde 3 milyon fark ile İşçi, çiftçi ve küçük esnaf gurubu ve 1 milyon fark ile emekliler oluşturuyor. İşsizlerin bile 400 bin oy farkla AKP’yi tercih etmesi ayrıca düşünülmesi gereken bir konu.
Geçen yazımızda AKP seçmeninin en düşük gelir gurubunda olmasına rağmen en düşük ekonomik kaygıya sahip seçmen gurubu olduğunu belirtmiştik. Geçinemiyorum diyen CHP seçmeni %30 iken bu oran AKP seçmeninde sadece %17. Ekonomik kriz olduğunu düşünen CHP’lilerin oranı %75 iken AKP seçmeninde bu oran sadece %22. Dolayısı insanlara ‘Geçinemiyorsun, sürünüyorsun, açsın!’ yaklaşımları siyasi görüşünü değiştirmeye yaramadığı gibi onları rencide etmekten başka bir işe yaramıyor. Hele seçim sonuçlarına bakarak ‘Sürünün o zaman’ söylemleri bu insanları hem daha da uzaklaştırıyor hem de öfkelendiriyor.
Peki neden bu insanlar tüm ekonomik zorluklara rağmen hala 16 yıl ülkeyi yöneten bir partiye prim tanıyor. AKP seçmenin sadece %67’si lise altı eğitime sahip. Bu 0ran CHP seçmeninde %44. AKP seçmeninin sadece %11’i modern yaşam tarzını benimsiyor. Bu oran CHP’de %60. AKP seçmeninin %12’si kendini inanç sahibi olarak ılımlı bir konuma koyarken, %87’si kendisini dindar ya da aşırı dindar olarak konumlandırıyor. CHP’de ise %50 inançlı olarak anımlarken dindar olarak görenlerin oranı %45. Yani AKP seçmeninde hızlı bir şekilde dindarmuhafazakar yaşam tarzına kayış var.
AKP seçmeninin %50’si lider eksenli, %40’ı ise ideolojik ve aidiyet duygusu içinde oy kullanırken, CHP seçmeni ise %27 lider, %47 ise ideolojik ve aidiyet ile oyunu veriyor. Türkiye’yi kim yönetsin sorusuna AKP’liler %83 ile Erdoğan derken, CHP’lilerin sadece %35’i Kılıçtaroğlu demekte. Benzer şekilde Türkiye’nin acil sorunlarını kim çözer sorusuna CHP’li seçmenin sadece %56’sı CHP çözer derken %44’ü mevcut yapı ile sorunlarının çözülemeyeceğine inanmaktadır. AKP’li seçmen ise %90 oranında AKP çözer demektedir.
Sırf bu verilerle bile baktığımızda, eğitim sistemimizin dinileştirilmesi, medyanın ele geçirilerek muhalefetin sesinin kesilmesi, sosyal yardımlarla muhtaç bir kesimin yaratılması ve güçlü lider imajının pompalanması ile dünya yansa umurunda olmayacak, bir gün önce küfredilen bir adamın ertesi gün muteber sayıldığı, ya da tersi; muteber bir adamın bir günde itibarsızlaştığı dönemdeyiz. Başörtüsü ile özgürleştirildiği söylenen, ancak eve kapatılan ev kadınları,örgütsüzleştirilerek kimliğini kaybeden emekçi kesimi ve emekliler seçimin kaderini çizmektedirler. Bu tablonun gösterdiği diğer önemli konu ise seçmen tabanı kaymasıdır. Seçmen profiline baktığımızda AKP tipik bir sosyal demokrat tabanından oy alırken, CHP merkez sağ bir taban üzerinde oturmaktadır. Bu dünyada örneği pek görülemeyecek ayrı bir garabettir.
İktidara talip muhalefet partilerininbenzer analizleri yapmadan, bu seçmen kitlelerine ulaşacak yani tabanlarını geri kazanacak stratejiler üretmedenbaşarılı olma şansları yoktur. Hangi CHP’li ya da diğer muhalefet parti ve örgüt yöneticilerin bahsettiğimiz çalışmaları okuduğunu, dikkate alıp analiz ettiğini merak ediyorum. Bu çalışmalara güvenmiyorsanız, seçmen analizi çalışmalarını bir zahmet kendiniz yapıverin ve her seçimde aynı yanlışları yapıp zafer beklemeyin.