Okullarda kıyafet serbest. Yıllardır gençlerin içinde onların sorunlarıyla boğuşan bir öğretmen olarak en çok zorlandığım konudur kıyafet yarışları… İmkanları yetersiz ailelerin çalışkan çocukları markalı kıyafetler giyen varsıl ailelerin çocuklarına karşı ezilirler. Türkiye derecesi beklediğimiz bir öğrencimiz ağlayarak odama girdi. “Ben dershaneyi bırakıyorum öğretmenim. Soruları çözebiliyorum, Türkiye derecesi yapabiliyorum ama arkadaşlarım gibi kıyafetler giyemiyorum. Arkadaşlarım kıyafetlerimle dalga geçiyor. “ deyince yerimden fırladım. Rehberlikte Timur hoca ve Duygu Hoca’ya “Acil toplantı var” dediğimde şaşkındılar.  Sınıfları gezip, markalı kıyafetlerin önemli olmadığını, asıl olanın öğrencinin başarısı olduğunu anlatmaya karar verdik. Birkaç gün içinde başarılı ama markalı kıyafetler alamayan öğrencileri tespit edip giydirmek zorunda kaldık. Her yıl da bu şekilde davranmaya devam ettik. Yüzlerce başarılı ama şık giyinemeyen öğrenciyi giydirdik. Giydirdik ama işimiz gereği sadece başarılı olanların sorunlarını çözebildik. Başarılı olamayan dar gelirli ailelerin çocuklarının içinde kopan fırtınaları hiçbir zaman öğrenemedik. Türkiye’de öğretmen maaşları en az 3 bin TL olmadan okullarda serbest kıyafete geçmek öğrencileri çeteleştirir, öğrenci suçlarını arttırır, öğretmenleri ezdirir. Düşük gelirli öğretmen, kendi problemleriyle uğraşırken öğrencilerinin kıyafet sorununu çözemez. Maddi problemleri halledilmiş öğretmenler sınıflarındaki kıyafetlerinden dolayı ezilebilecek öğrencileri tespit edip kimseye duyurmadan onları giydirebilirler. Ama düşük ücretle çalışan öğretmen zengin çocuklarının kendi giydiği kıyafetlerle dalga geçmesini önleyemezken öğrencilerini bu tehlikeden nasıl koruyacak? Kapitalizm, küçücük çocuklarımızın ciğerini yaktığı gibi düşük ücretle çalışan öğretmenlerimizi de çıldırtacak.