Keşan Belediyesi ve Keşan Türkü Dostları Derneği işbirliği ile oluşturulan Türk Halk Müziği Konseri’ni izledim.
Sevim Yenice Konferans Salonu’nda harman olan yalnızca türküler değildi.
Halkın tasası, kaygısı, sevinci, hüznü, aşkı, sevgisi, dili hulasa ruhunu besleyen tüm kaynaklar harman oldu.
Şef Soner Velioğlu saz ve ses sanatçıları her zamanki özveri ürünü olan bu geceyi büyük bir ciddiyetle sundular.
Emekleri karşılığını buldu. En azından gerekli ilgi olması gıdası alkış olanlar için memnuniyet verici olmuştur.
Yirmi iki türkü sundular. Ülkenin ayrı ayrı bölge ve şehirlerinden.
Yirmi iki hikaye anlattılar.
Neden?
Her türkü, içinde bir hikaye barındırır da ondan.
Yirmi iki ayrı ilaç içirdiler dinleyenlere.
Neden?
Türkü ilaçtır da ondan.
Genç çiftin çocukları olmaz. Bir erkek çocuğu evlatlık alırlar. Kadınla çocuk arasında fazla yaş farkı yoktur. Kadının kocası genç yaşta ölür. Kadın, evlatlığına aşık olduğunun farkına varır. Bu kimselere söyleyemez. Oğlan askere gider. Askerde ölür. Bu gizli sevdanın türküsüdür , “Eledim eledim hölük eledim”
Solist Salih Tosun, gençlere “neredesiniz?” edası ile okudu bu türküyü.
Farklı format ve farklı ağızlarda tam yirmi iki türkü söylendi. Zaman zaman salon eşlik etti. Halkın ortak malları türküler, yankılandı. Beyne, yüreğe, zaman zaman ayaklara hitap ederek. Eller çırpıldı, salon inledi.
Türküler ait oldukları yörelerin kültürlerini yansıttılar. Bir kez daha görüldü ki, Keşan’da türkü dinleme kültürü yerleşiyor.
Sevinç, hüzün, neşe harman oldu. Halk arasında söylenen ezgiler salondan yankı buldu. Salonda yankılandı.
Tek sözcükle “mükemmeldi” diyebilirim. Gelecekte daha güzel, daha iyi olacağı düşüncemi ifade etmek isterim.
Belediye Başkanı Mehmet Özcan’a da bir parantez açmak gerekir.
Gecenin sonunda söylediklerinin uygulanması adına uğraş vermeye devam ederse bu tür etkinlikler yapanları yüreklendirmiş olur.