Ülkemizde ilk yılbaşı kutlaması, Osmanlı döneminde 2.Mahmut zamanında 1 ocak 1829 tarihinde, öncelikle halkın katılamadığı sadece saray mensuplarının katıldığı, Haliç'te demirli gemide balo düzenleyerek gerçekleştirilmiştir.Halkın yılbaşıyla tanışması,1931 yılında "Teyyare Piyangosu" etkinliği ile olmuştur.Yine, Cumhuriyet döneminde 1935 yılında, "Yılbaşı Tatili" kabul edilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk 1938 yılında ilk kez, "Yılbaşı Tebriki" yazısı yayınlamıştır.1950'li yıllarda, Demokratik Partinin Türkiye'yi "Küçük Amerika" yapmayı savunduğu yıllarda Amerikan malları, Amerikan pazarları, Amerikan otomobilleri, Amerikan dergileri her türden yayınları, Hollywood filmleri ve hala ne oldukları anlaşılamayan "Barış Gönüllüleri", Askeri-sivil yetkilileri, Amerikan üsleri... Amerikan yozlaşmış kültürünün, Türk toplumuna dayatılıp nüfus etmesiyle birlikte,1950-1980 yılları arasında "tüketim ekonomisi" adeta doruk noktasına ulaşmış, bazı kesimlere ülkemizde yurt içindeki "çılgınca kutlamalar" yetmeyerek, buna Yurtdışına çıkarak orada da kutlamalar sürmüş ve sürdürülmeye devam etmektedir.

1990 yılı sonrasında İslamcı kesimler, "Noel" ve "Yılbaşı"yı bilerek ya da bilmeyerek karıştırıp Yılbaşı kutlamalarına karşı çıkarak,1 Ocak gününü "Mekke'nin Fetih Yıldönümü" olarak kutlamayı gündeme taşımışlardır. Oysa Mekke'nin Fethi 11 Ocak 630 yılında gerçekleştiği bilinmektedir.

Noel kutlaması, 6 ve 25 Aralık’tadır. Yılbaşı kutlamasıyla direkt ilişkileri yoktur. Dolayısıyla yakın tarihlerde olmaları nedeniyle, bir iç içelik yaşanmaktadır. 4.üncü yüzyılda İsa peygamberin doğum günü olarak kabul edilen, Noel bayramıdır. Bunu karıştırdığı düşünülen bazı İslamcı kesimler, önceki yıllarda karşıt eylemlerinden olan "Noel, Müslümanlığa indirilen darbedir" sloganlarıyla, tekbirleriyle gösteriler yaparak, sembolik şişme noel babayı önce sünnet edip sonra bıçakladıklarını, o günkü gazetelerden gördük, okuduk.

Çok farklı halk, topluluk ve kesimlerin yaşadığı farklı inanç ve kültürel değerlere, zenginliğe sahip ülkemizde tekçi anlayışla bir potada görme, toplama zihniyeti doğru ve gerçekçi değildir.

Bizlere göre yılbaşı "bir yılın bitimi ve yeni yılın başlangıcıdır" hiçbir dini özelliği yoktur. Yeni bir yıla girerken o yıl içinde yaşanmış sorunları, sıkıntıları, acıları o yılda geride bırakarak yeni bir yıla yeni beklentiler, yeni sevgiler, yeni umutlar... için adım atmak, merhaba demek hedefidir.

Sade, mütevazı şartlar ve olanaklar çerçevesinde o heyecan ve coşkuyu o gece ailece, akraba, dost, komşularla birlikte paylaşmaktır. Noel baba ve o yöndeki ritüeller bizim kültürümüz değildir.Canlı çam ağaçlarını kesmek,satın almak yani dolayısıyla doğaya bizlerin bir parçasına zarar verme anlayışı doğru değildir Ekonomik şartları uygun olmayan, ihtiyacı olan insanlarımızla olanaklar ölçüsünde paylaşmak,dayanışma göstermek,bizim gerçek kültürümüzün bir parçasıdır.

Keşan Belediyesi, bizim kültürümüzle örtüşmeyen noel baba ritüel ve süslemelerinden, şarap ve alkol dağıtımından vazgeçmelidir. Bir müzik dinletisi, konser vb. etkinlik olacaksa kendi bünyemizden yerel gruplarla olmalıdır. "Elbette, işçilerin maaşları ödenmiş olmalıdır." 

Önceki yaşananları eski yılda bırakarak, yeni yılda dostlukları, sevgileri çoğaltmak, umutları tazelemek, hayatı coşkuyla kucaklayarak yaşam mücadelesinin kor ateşini ellerimizle daha yukarıya yükselterek, keyifli bir yıl geçirmemiz dileğiyle. 

Tüm canlılara sevgiler.