AYŞİN SEÇİL GEZER

Türkiye’nin mazlum ve mağdurlar için güvenilir bir liman olduğunu ifade eden Boyalık, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Silahlı Kuvvetlerimiz Afrin’e “Zeytin Dalı Harekatı”nı başlatmıştır. Bu harekat kuşkusuz bir takım unsurların (PKK, PYD, DEAŞ ve türevleri) ülkemize yönelik açık birer tehdit olmasından dolayı icra edilmektedir. Bu bağlamda yine Suriye’de yaşanan şiddet ve istikrarsızlıktan nemalanan, ülkemiz güney sınırı boyunca alan kazanan, maalesef bazı müttefiklerimizden de gördüğü destekle güç devşiren ve bölgede ülkemizi, demografik yapıyı ve sivilleri hedef alan terör örgütü PYD gibi unsurların son durumu da bu harekatın gerçekleştirilmesini mecbur kılmıştır. Bu hain örgüt ve mücadele ettiğimiz DEAŞ ve PKK gibi örgütlerin sadece ülkemiz dışında değil sınırlarımız içinde de vatanımızı ve milletimizi hedef alan bir çok saldırıya yeltendiği/giriştiği bilinmektedir. Bu hain örgütler son yıllarda Hendek Kalkışması, İstanbul Vezneciler ve Kızılay Güvenpark saldırıları başta olmak üzere yüzlerce şehit ve binlerce yaralı vermemize yol açmıştır. Hemen sınırlarımızda yaşanan şiddet, çatışma sarmalı ile yukarıda isimleri sayılan terör örgütlerinin faaliyetleri sonucunda 370 bini Kürt olmak üzere 3 buçuk milyon masum insan yerlerinden, yurtlarından ayrılmak zorunda kalmış ve gidecek tek yer, sığınılacak tek güvenli liman olarak Türkiye’yi görmüştür. Nitekim ülkemiz yaptığı insan ve vicdan odaklı politikalarla bu sığınmacılara sahip çıkmış ve bugün dünyada mültecilere en fazla yardımı yapan ülke konumuna gelmiştir. Bu açıdan Türkiye mazlum ve mağdurlar için güvenilir bir liman olurken; aziz milletimiz darda kalana ulaşan yardım eli olmuş, şanlı bayrağımız güvenin teminatı ve yarınlara olan umudun adı olmuştur.” şeklinde konuştu.

ZEYTİN DALI HAREKATI EN BAŞINDAN SONUNA KADAR MEŞRUDUR

Zeytin Dalı Harekatı ile Suriye’nin toprak bütünlüğünün hedef alınmadığı vurgusunu yapan Hüseyin Boyalık, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türkiye sınırlarında oluşturulmak istenen terör kuşağına son vermek, bu terör kuşağını oluşturan unsurların özellikle son günlerde hedef gözetmeksizin hastaneleri ve dolayısıyla sivilleri de hedef alan saldırılarına son vermek amacıyla bu harekatı başlatmak mecburiyetinde kalmıştır. Zeytin Dalı Harekatı en başından sonuna kadar meşrudur ve bu noktada herhangi bir tereddüt asla yoktur. Zira yukarıda da yer verildiği gibi bu harekat Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) terörle mücadeleye yönelik özellikle 1624 (2005), 2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararları ve BM sözleşmesinin 51’inci maddesinde yer alan Meşru Müdafaa Hakkı’na uygun bir şekilde başlatılmış ve icra edilmektedir. Türkiye bu harekat ile asla ve asla Suriye’nin toprak bütünlüğünü ya da bölgede yaşayan Türkmen, Kürt, Arap herhangi bir unsuru vs. hedef almamaktadır. Nitekim Türkiye Suriye, Kobani, Halepçe gibi bölgede görülen her türlü zorlu süreçte Kürt, Arap veya Türkmen etnik kimlik farkı gözetmeden tüm kardeşlerine kucak açmış bir ülkedir. Burada hedef yukarıda da belirtildiği gibi tamamen PKK, PYD, DEAŞ ve türevleri gibi terör örgütleridir.”

AMAÇ SINIRIMIZDA OLUŞTURULMAK İSTENEN TERÖR KORİDORUNU BERTARAF ETMEK

Amacın bölgedeki huzuru yeniden tesis etmek olduğunu söyleyen Boyalık, açıklamasını şu şekilde sonlandırdı: “Tıpkı “Fırat Kalkanı”nda olduğu gibi, bu harekattaki amaç da sınırımızda oluşturulmak istenen terör koridorunu bertaraf etmek, bölge halkı üzerindeki terör örgütlerinin baskısına nihai olarak son vermek ve bölgede huzurun yeniden tesis edilmesini sağlamaktır. Türkiye’nin bir NATO müttefiki olması hasebiyle de bu harekat ayrıca NATO’nun güney sınırlarını da muhafaza amacı taşımaktadır.

Operasyonu hedef almak ve Türkiye’yi uluslararası arenada zor durumda bırakmak isteyenlerin iftiralarında iddia ettiği gibi sivillere ve masum insanlara yönelik herhangi bir eylem asla söz konusu değildir. Tam tersine şu an Afrin’de PYD’nin yaptığı gibi bu terörist unsurların sivilleri kendileri için canlı kalkan olarak kullandıklarını görmekteyiz. Bu noktada operasyonu icra eden unsurlarımız azami dikkati, gayreti ve hassasiyeti kılı kırk yararcasına göstermektedir; göstermeye de devam edecektir. Vatanının, komşularının ve aynı dini, kültürü̈, coğrafyayı kadimden beri paylaştığı Türkmen, Kürt, Arap kardeşlerinin güvenliğini, istikrarını ve huzurunu sağlamaya yönelik olarak mücadele eden Mehmetçiklerimizin muzafferiyatını diliyor; tüm milletimizi bir, bütün ve kararlı bir duruşla ülkemizi hedef alan her türlü tehdit ve iftiralara karşı uyanık olmaya ve kendisine yakışan dik duruşu göstermeye davet ediyoruz.”