Ulaş DEMİRAY / [email protected].

CHP’nin delege seçimleri tamamlandı. Partinin kazananları, yöneticileri “Kaybeden yoktur. Kazanan CHP’dir” diyerek yüreklere su serpse de aslında kim kazanırsa kazansın bence kazanan CHP olsa bile kaybeden sosyal demokrasidir, parti içi BARIŞ’tır, dayanışmadır.

Ben Sayın Baykal’ın 1999’da -barajı aşamadığı-  seçim yenilgisinden sonra malum atraksiyonları ile yeniden Genel başkan olduğu yıl CHP’den istifa ettim ve bir daha da dönmedim. Çünkü ben Baykal’lı bir CHP’nin bir sosyal demokrat parti konusunda hiç bir çabasının ve hatta niyetinin olmadığını görüyordum. Çünkü daha en başından SHP-CHP birleşmesinin CHP’de olması ile parti tüzüğünün 30 yıl geri gittiğini görmek bile umutlarımı söndürmeye kafi gelmişti.

Birleşmeden kısa bir süre önce SHP nin yaptığı ve benim de Aydın’dan Kurultay Delegesi olarak katıldığım Tüzük Kurultayı’nda bizler gerçekten bir Çağdaş Sosyal Demokrat Parti’de olması gereken pek çok özelliği yansıtan, umut veren bir Tüzük Değişikliği’ne imza atmıştık. Örneğin “BLOK LİSTE” denilen ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı sistemi tümüyle tüzükten çıkartmıştık. Direnen pek çok Delege Ağası’na rağmen bunu başarmıştık.  Gerekenden 1 fazla adayın olduğu her yerde Ön Seçim ve Çarşaf Liste esastı. İstisnalar dahi BLOK liste için geçerli değildi. Ama CHP-SHP birleşmesi gerçekleşince BLOK listeler İSTİSNA olmaktan çıkıp yine ESAS yöntem olmaya başladı.

Bugün kazanan listelere bakıldığında çok değerli insanların varlığını, seçimi kazandığını yadsıyamayız. Ama kaybeden listelere de göz gezdirdiğimizde de çok değerli insanların dışlandığını ve küstürüldüğünü görmek de kimseyi şaşırtmıyor. İzlemeye çalıştığım, Keşan ve Kuşadası’nda yaşanan liste yarışlarındaki bir kaç , -hatta 1- oy farkla alınan sonuçların “Demokratik olduğu, Partiyi daha ileriye taşıyacağı” iddiasına bilmem inanan var mıdır? Hele Enez gibi küçük yerleşim yerlerinde siyasetle ciddi olarak uğraşan kaç kişisiniz ki 2 ye hatta 3 e bölünüyorsunuz?

Elbette bu sistem bugünkü il ve ilçe yönetimlerinin ve üyelerin icadı ve savunduğu bir sistem değildir. Böylesine kavgayı körükleyen, ayrıştırıcı, gerginleştirici, tasfiye edici, ortak aklı yaratmaktan, dayanışmayı sağlamaktan uzak bir TÜZÜK sosyal demokrat bir parti tüzüğü olamaz. Ama madem ki CHP’de kaydınız var ve bu sistem içinde bir yerlere aday oldunuz sonucuna da katlanmak ve şikayet etmemek zorundasınız. Ben şikayet etmeden duramayacağımı bildiğim için çok yıllar önce istifa ettim.

Parti tüzüğünü beğenmesem de bu benim değil, partililerin sorunu… Peki… Öyleyse bu konu beni niye ilgilendiriyor? İlgilendiriyor, çünkü tüm bu olumsuzluklara rağmen tüm inançları ve samimiyetleri ile bu partide mücadele eden, çalışan arkadaşlarımızın varlığı ve ülkenin üzerindeki karabulutların yoğunlaştığı,  2019 yılı senaryolarının yazıldığı bu aşamada bir seçmen olarak beni elbette ilgilendiriyor.  Herkesi ilgilendiriyor.

Evet ilgilendiriyor, sonuçta “Bu parti var ve 2019 için hepimizin TEK umudu.”