CHP PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, taş ocaklarının katlettiği Yıldız Dağları’nı, Trakya’nın kanayan yarası Ergene Nehri’ni ve Muratlı’nın Balabanlı Köyü’ne yapılmak istenen taş ocağını T.B.M.M Genel Kurulu’nda dile getirdi. Yıldız Dağları’nda yaşanan doğa katliamını fotoğraflarıyla ortaya koyan Yüceer, bu yaşananların Ergene’yi temizleyeceğini iddia edenlerin, rant uğruna Yıldız Dağları’nı, ormanları katledenlerin, projeye özel, kişiye özel yasalar çıkaran siyasi iktidarın çevre bilincini ortaya koyduğunu kaydetti.

CHP PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Genel Kurul’da kamuoyunda “Varlık Barışı” olarak bilinen Torba Yasa’nın 11. Maddesi’nde söz aldı. Konuşmasının büyük bir bölümünü Trakya’da yaşanan doğa katliamlarına ayıran Yüceer, terörün sadece insanları değil, doğayı da hedef aldığını bildirdi. Trakya’da Yıldız Dağları’nda bir katliamın yaşandığını kaydeden Yüceer, olayın vahametini fotoğraflarla ortaya koydu.

Genel Kurul kürsüsünden Yıldız Dağları’ndaki taş ocaklarının yarattığı tahribatın fotoğraflarını gösteren Yüceer, “İşte size gösterdiğim bu fotoğraflar, doğa katliamının nasıl yapıldığını apaçık, tüm boyutlarıyla ortaya koyuyor. Merak ediyorum, Sayın Bakan, bu fotoğrafları, bu manzarayı gördükten sonra taş ocaklarının doğaya zarar vermediğini hâlâ iddia edebilir mi? Doğayı katledenler, buna göz yumanlar bu görüntüden mutlu mudur, gerçekten bu görüntüden mutlu olanlar var mıdır?” diye sordu. Türkiye’de binlerce ağacın taş ocakları için feda edildiğinin altını çizen CHP’li Yüceer, “Biz Trakyalılar olarak bu fotoğrafları, bu manzaraları gördüğümüzde içimiz acıyor. Trakya'ya su sağlayan havzalara sahip bölgede, irili ufaklı taş ocaklarının denetimden uzak faaliyetleri sonucu doğaya telafisi mümkün olmayan zararlar veriliyor” dedi.

2004 senesinde Maden Kanunu’nda yapılan değişiklikle çoğu taş ocağının ÇED sürecinden muaf tutulduğunu hatırlatan Yüceer,  bu düzenlemeyle rant uğruna Türkiye’nin ormanlık alanlarının taş ocaklarıyla dolduğunu ve taş ocağı ruhsatı alan herkesin ağaçları kestiğini ve ormanları yok ettiğini bildirdi. Yüceer, Ne su kaynağı ne orman ne doğa kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa rant. Taş ocağında malzeme çıkarımı sırasında patlatılan dinamitler sonucu yakın çevreye deprem etkisi yaratılıyor ve bu etkiyle kaya kütlesinde meydana gelen çatlaklar ve kırıklar patlamanın neden olduğu çökme ve tıkanmalar karstik su yollarının değişmesine, taş ocağı tarafına yönelmesine ve kurumasına neden oluyor. İşletmede meydana gelen toz ve atıkların yağmur sularıyla beraber yer altı sularına sızması, karışması suların kirlenmesine yol açıyor diye konuştu.

Yer altı su galerilerinin yok olmasından dolayı köylerin susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Yüceer, ağaçların kesildiğini, su kaynaklarının kurutulduğunu, Trakya'da doğanın katledildiğini belirtti. Genel Kurul konuşmasında bir kez daha Trakya’nın kanayan yarası Ergene Nehri’ni gündeme getiren Yüceer, şöyle devam etti:

“Bu kürsüden biz defalarca Ergene'nin zehir saçtığını, bölgede kanser vakalarının artığını, yer altı sularının kirlenme sebebiyle artık kullanılmadığını dile getirdik. Bir zamanlar Trakya'ya bolluk, bereket getiren, hayat veren Ergene Nehri plansız ve çarpık sanayileşme sonucu maalesef doğayı ve toprakları zehirleyecek kadar, insanları kanser edecek kadar kirletildi. Biraz önce gösterdiğim bu fotoğraflar Ergene’nin doğduğu yerde çekildi. Ergene’nin tek temiz kalan yeri doğduğu noktada taş ocakları yüzünden kirletiliyor.”

CHP’li Yüceer, Muratlı’nın Balabanlı Köyü’nde yapılmak istenen taş ocağına da değindi. Balabanlı’ların köylerine gölet yaptırmak isterken büyük bir sürprizle karşılaştığını kaydeden Yüceer, Tekirdağ'ın bir başka cennet köşesi, Balabanlı Köyü de doğasıyla, insanlarıyla şirin bir köyümüz. Çiftçilik ve hayvancılıkla geçiniyorlar ve köylülerimiz, hayvanları için, tarımsal sulama için bir gölet yapmak istiyorlar ve bununla ilgili başvurularını yapıyorlar. Bu esnada bir sürprizle karşılaşıyorlar, bu sürpriz ne dersiniz? Tarım arazilerinin tam ortasına, köyün hemen yakınına taş ocağı ruhsatı yapılması için çalışmalar yapıldığını öğreniyorlar. Balabanlıların çok makul bir talebi var, tek bir istekleri var. Hayvanları ve tarımsal arazi için bir gölet. Bu makul talepleri ve taş ocağına karşı itirazları görmezden geliniyor ve maalesef onların en doğal hakkı bile ellerinden alınıyor’ diye konuştu.

Balabanlılar’ın Hükûmetten bu konunun bir an önce çözüme kavuşmasını beklediğini söyleyen Yüceer, Ergene’yi temizleyeceğini iddia edenlerin, rant uğruna Yıldız Dağlarını, ormanları katledenlerin, projeye özel, kişiye özel yasalar çıkaranların çevre bilincinin ortada olduğunu kaydetti. Yüceer konuşmasını “Biz çocuklarımızın, torunlarımızın sağlıklı bir geleceğe sahip olması için doğa katliamına bir an önce son vermek zorundayız ve taş ocakları ruhsatları da, geçmişte olduğu gibi, Çevre Kanunu kapsamında verilmeli ve uymayanlar muhakkak kapatılmalıdır” sözleriyle bitirdi.