24 Mayıs 2014 Cumartesi... Saat: 12:25:01... Ege Denizi’nin Saros Körfezi açıklarında, Gökçeada yakınında, 23,3 kilometre derinlikte 6,5 büyüklüğünde meydana geldi. Deprem başta Çanakkale olmak üzere, Edirne’den İstanbul’a, Balıkesir’den İzmir’e, Yunanistan’dan Bulgaristan’a kadar, sayamayacağım il, ilçe, belde ve köyler ile sahillerde hissedildi... Depremin başladığı andan itibaren durana kadar yaptığım telefon görüşmesine dayanarak 40 saniye süreyle sallandığımızı söyleyebilirim... 25 Mayıs 2014 Pazar günü saat 14.38’de de merkez üssü Saros Körfezi olan 4.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi... Sarsıntısı cumartesi günkü deprem kadar olmasa da yine hepimiz korktuk, panik yaşadık ve kendimizi sokaklara attık...
Cumartesi günkü depremden bu yana hepimizin aklında deprem... Depremle yatıp depremle kalkıyoruz hatta deprem korkusuyla uyuyamıyoruz... Allah korkusu işte... Hiçbir şeye benzemiyor nedense!..
Öncelikle... 2 gün ardarda yaşadığımız depremler nedeniyle hepimize geçmiş olsun, Allah bir daha yaşatmasın ve hepimizi felaketlerden korusun...
Ancak... Deprem korkusuyla yaşanır mı? Yaşanmaz... Her an deprem olacakmış gibi hazırlıklı olabilir miyiz? Ne kadar ‘aklımızda’ da desek, mutlaka unutacağımız anlar olacaktır... Deprem anında ilk neler hissettiğimiz aklımızın ucundan gidiyor mu? Gitmiyor... 3 gündür birçok vatandaşımızla deprem anında neler hissettiklerini ve nelere şahit olduklarını konuştuk, ağladık, güldük... Ağladıklarımız bize kalsın da güldüklerimiz kısmını sizlerle paylaşıp, biraz olsun sizleri ‘deprem anında bunlar da düşünülüp, konuşulabiliyormuş’ tarafına çekip, içinize bir nebze olsun su serpmek ve sizleri rahatlatmak istiyorum... Keşanlı vatandaşlarım, yurdum insanım deprem anında bakın neler konuşmuş, neler düşünmüş...
24 Mayıs 2014 Cumartesi saat 12.25’ten itibaren, Keşan sallanmaya başlıyor...
Keşan’da cumartesi pazarına yakın bir noktada evi olan ve o esnada evinin balkonunda bulunan bir teyzem, Pazar yerinde kaçışan kalabalığı görünce içerideki kızına sesleniyor: ‘Gelsene gelsene kızım, herkes kaçıyor, kim kovalıyor bu insanları!’
Pazar yerinde kulağında gür bir şekilde ‘Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü’ sesleri yankılanan bir teyzem de, ‘Hayırdır, Pazar yerinde mevlit mi okutuyorlar!’ diye mırıldanmış...
Pazarda sergi açan bir Roman kadını ise yüksek sesle, ‘A be üleceyiz burada, Pazar başımıza yıkılır, kızanlarımız evde, a be Allah’ın sen kuru (koru) kızancıklarımızı!’ şeklinde feryat ediyormuş...
Deprem anında çarşı merkezinde bir bankanın hemen yanında depreme yakalanan bir vatandaşımız, ‘Allah’ım yıkacaksan şu bankanın paralı tarafını bana, parasız tarafını öteye yık da, beni para içinde bırak!’ diye duaya başlamış...
Yine deprem anını en başta hissedip, tabure tepesinde mutfak fayansları silen annesine ‘Anne çabuk aşağı in, deprem oluyor, dışarılı çıkalım’ diye seslenen kıza annesinin verdiği cevap, ‘Dur çok az kaldı be kızım, yarım bırakıp dışarı çıkacak halim yok ya!’ olmuş...
Kocası öğlenlere kadar yatan ve pazara gitmek için uyuyan kocasının uyanmasını bekleyen bir kadın da, deprem anında kocasının yatağından çıkıp yalınayak dışarı fırlamasıyla beraber, ‘Allah’ın sen büyüksün, yoksa kalkmayacaktı başka türlü gavurun adamı... Sen ara ara hep salla da uyansın p.z.v.k’in adamı!’ diye duaya koyulmuş...
5 yaşındaki çocuğu ile birlikte depreme yakalanan ve çocuğun paniklememesi için ‘Korkma yavrum, Allah baba bizi sallıyor’ demiş ancak deprem bittikten ve 10 dakika geçtikten sonra çocuk çarşı ortasında, ‘Allah baba bizi yine sallasın!’ diye tepinmekten kendini paralamış...
Yaa, değerli Keşanlılar... Kimimiz deprem nedeniyle korkulu anlar yaşarken, kimimizi etkilemedi, kimimiz de bu tür olaylara şahit olduk... Deprem sonrasında bir nebze olsun korkumu atan, üzerimdeki stresi atan bu değerli Keşanlı hemşehrilerimize teşekkür ediyor, sizlerin de bir nebze olsun üzerinizdeki deprem stresini atacağı düşüncesi ile sizlerin yerine de sevgi ve saygılarımı sunuyorum...
 
Not: Deprem anında, yukarıda yazdığım gelişmelerin hepsi Keşan’da ve Keşanlı hemşehrilerimiz tarafından yaşanmıştır.