Kişisel ve Kurumsal Beslenme Danışmanı, Diyetisyen Murat Kurt, sonbaharda beslenme hakkında açıklamalarda bulundu.
Kurt, yaz aylarının bittiği, havaların sıcak-soğuk arasında kararsız kaldığı bu günlerde vücudumuzun da şaşkınlığa uğradığını dile getirerek, “Bu durum bağışıklık sistemini etkilemekte ve soğuk algınlığı, bronşit, grip gibi rahatsızlıkları tetiklemektedir.” diye konuştu.
PEKİ, SONBAHARI SAĞLIKLI ŞEKİLDE GEÇİRMEK İÇİN NASIL BESLENMELİ?
Sonbahar aylarını kolay atlatabilmek için sağlıklı ve dengeli beslenmenin şart olduğunun ifade eden Kurt, “Düzensiz beslenme özellikle sonbahar depresyonuna neden olabilir. Bu durum da peş peşe hastalıkların gelmesine zemin hazırlar. Tüm bunlara engel olmak için en başta beslenmeyi gözden geçirmekte fayda var. Yaz aylarından kalan sağlıksız ve dengesiz beslenme artık terk edilmeli. Günde 3 ana 2-3 ara öğün şeklinde düzenli beslenme yapılmalı. Kahvaltı kesinlikle atlanmamalı, vücudun güne dirençli başlaması sağlanmalıdır. Kahvaltıda özellikle bol limonlu çiğ sebze/söğüş tüketilerek antioksidan vitamin olan C vitamininden yararlanılmalı.” şeklinde konuştu.
ANTİOKSİDANLARI BESİNLERDEN ALMALIYIZ
Kurt, şöyle devam etti: “Vücudun hücre koruma sistemlerinde önemli bir yere sahip olan antioksidanları doğru miktarlarda tüketmek istiyorsak mutlaka yeterli ve dengeli beslenmeliyiz. Dengeli beslenme kilo kontrolü ve zayıflamayı sağlamanın yanı sıra hastalıklara karşıda sizi koruyacaktır. Bu dönemde antioksidan etkiye sahip A, C ve E vitaminleri açısından zengin besinleri tüketmeliyiz.
Enfeksiyona karşı koruyucu olarak bilinen A vitamini balık yağı, yumurta, havuç, brokoli ve sarı sebzelerde bulunmaktadır. Cilt bakımının vazgeçilmezi ve antioksidan etkisi güçlü olan E vitamini fındık, ceviz ve badem, kuru baklagiller, tahin ve sıvı yağlar da mevcuttur. Güçlü bir antioksidan olan C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir, toksinlerin atılmasını sağlar. Maydanoz, ıspanak, yeşilbiber, portakal, mandalina, limon, karnabahar bol miktarda C vitamini içerir. Greyfurtta virüslere, bakterilere karşı etkili bir meyve ve iyi bilinen C vitamini kaynağıdır. İçerdiği lif sayesinde greyfurt hem kolesterolü düşürür hem de kabızlığı önler.”
ÇAY VE KAHVE, SUYUN YERİNİ TUTMAZ
Yeterli su alamadığımızda vücut fonksiyonlarının yetersiz çalıştığını da belirten Kurt, son olarak şunları söyledi: “Soğuklarda tüketim miktarı artırılan çay ve kahve gibi sıcak içecekler suyun yerini tutmadığı gibi fazla tüketildiğinde idrar söktürücü özelliğe sahiptir. Böylece vücut, daha fazla su kaybıyla karşı karşıya kalır. Günlük su miktarı 2 - 2,5 litre (8-10 bardak) olmalıdır. Besinlerin sindiriminde kullanılan suyun vücutta yeterli olması ile besin gereksinmelerimiz daha iyi karşılanır. Vücuttan zararlı atıkları atımını sağlamanın yanı sıra, vücutta depolanan yağ azalır ve zayıflamaya yardımcı olur. Sıcak içecekler olarak günde 1-2 fincan bitki çayları tüketin. Stresten, halsizlikten ve yorgunluktan uzak kalmak için B grubu vitaminlerinden zengin beslenilmesi gerekmektedir. Tam tahıllı gevrekler, ekmekler, yeşil sebzeler, yağsız et, süt, yoğurt, balık, yağlı tohumlar, kurubaklagiller mutlaka beslenmenizde bulunsun. Güneşin yüzünü yavaş yavaş kaybetmeye başladığımız şu günlerde sağlıklı kemikler, sinir sistemi, kalp ve kan dolaşımı için günlük 15-20 dk kadar güneşten faydalanmak D vitamini alımı içinde faydalı olacaktır. Havalar yazın olduğu gibi yüksek sıcaklıkta olmadığına göre, yürüyüş yapmamak için bir bahane de kalmadı demektir. Sabahları hava yağmurlu bile olsa yağmurluklarımızı giyip, mis gibi havayı içimize çekerek 30-45 dakika yaklaşık 7000-10000 adım yürümek güne daha enerjik başlamanızı sağlayacak ve fiziksel aktivite ile kalori yakmanızı sağlayacaktır. Ayrıca bu sayede bağırsak hareketleriniz de düzene girecek ve sindirim sisteminiz sağlıklı bir şekilde çalışacaktır.”