Mahallem sıradan bir yer değildi 
Rumeli kokardı toprağı-taşı 
93 Harbi..Balkan Savaşı 
Birinci Dünya ve de İstiklal 
.. 
Bunları görmüştü eski yaşlısı 
Her evden çıkmıştı şehit naaşı 
….* 
Bu yüzden insanın yüreği dardı 
Bakkalı, kahvesi, berberi vardı 
Zeki Denktaş caddenin tam kıyısında 
Hasan Bozkurt köşede, yağ-tuz satardı.. 
….* 
Veresi ye yazmak için her ikisi de 
Sarı saman yapraklı defter tutardı 
Muhterem Ağabey pantolon diker 
Haşim Aga fırında ekmek yapardı.. 
…..* 
Dülgerlik yapardı kimi babalar 
Kimisi çıraktı, kimi tezgahtar 
Sebzecilik, şapkacılık..yapan da vardı 
Çalışmayan insana pek rastlanmazdı.. 
…..* 
Besim Şen, Akif Çetin, Hüseyin Aga 
Upraklar, Bozkurtlar ve de Karlıdağ 
Kolkola girince Çeşme Başı’nda 
Serçiler de katldı bu karnavala 

Bu yüzden pek fazla düşünmediler 
“Kahvelerönü “ dediler bu dar alana 
…..* 
Her sabah radyoyu açtıklarından 
Müzeyyen Senar’ı çaldıklarından 
“Sanat Güneşi”ni de andıklarından 
Hayata tevekkülle baktıklarından 
….. 
ve dibek kahvesi yaptıklarından 
Domino oyunu da oynattıklarından 
Boş kalmazdı tahtadan iskemleleleri 
Düğün Evi gibiydi Kahvelerönü 
….. 
Mahalleli, düğünleri evde yapardı 
Salih Uyan davul-cümbüş çalardı 
Bazan Nail’i de saza katardı 
Aguş Gümüş, klarneti öttürür 
Sami Uçar 0’na nispet yapardı 
…. 
Önceden Kemancı Tahir de vardı 
Eski raşe, kemanından kayardı 
Ergin 0zan o’na eşlik ederken 
Fevzi Çalgı klarneti döktürür 
Yaşar Aga zurna ile oynardı 
…. 
Mahallemde üç kıta kokusu vardı 
0rta Asya, Anadolu, Balkan kokardı 
Her ezan sesinde camiye koşan 
Anılarla dopdolu yaşlılar vardı.. 
……* 
Çam kokusu gelirdi çok uzaklardan 
Develer yük taşırken Korudağı’ndan 
Sırtlarında şaklayan kırbaç sesiyle 
Cılız atlar geçerdi sokaklarından 
…..* 
Ezan sesi duyardık çeşme yanından 
Gün doğmadan pazara giderken babam 
Çukur Çeşme bakarken çukur sokaktan 
İnekler su içerdi yalaklarından 
.. 
Pazarcılar pazara erken kalkardı 
Her sokak başında fener yanardı 
Sabahçı kahveleri erken açılır 
Öğrenciler okul için yola saçılır 
Çoluk-çocuk gün boyu çalışırlardı.. 
…….* 
Davul-zurna çalınırdı bayramlarında 
Çocuklar gezinirdi sokaklarında 
Tezgahlar kurulurdu havlularında 
Hasırlar dokunurdu tezgahlarında.. 
……* 
Çömlekçiler sık sık fırın yakardı 
Gökyüzünü kara duman kaplardı 
Fırında; ibrik-testi-çömlek yapılır 
Çömlekçiler Pazarı’nda satılırlardı. 
……* 
“Neleer vaar, neleeer…! “ Derdi Niyazi Amca 
“Dondurma kaymaaaak! ” ….Şakir Karlıdağ 
Ve horoz şekerleri, susamlı helva 
“Sütlü mısııır! ...Taze mısııır”..Nazmi Karlıdağ 
Karpuz-kavun satılırdı yol boylarında 
……* 
Su başında toplanan guguklar gibi 
Göçmen kuşla dolardı Kahvelerönü! 
Bakraçla su taşırken evin küçüğü 
Evde inek sağardı evin büyüğü 
…….* 
Boyacılar sandıklara “tak…tak..” vururdu 
Süpürgeci Demir Aga yolda dururdu 
Tüfek gibi çatılırdı saz demetleri
Çalışmak, mahallemde büyük onurdu.. 
……* 
İnsafsızca kar yağardı ev damlarına 
Kapılar örtülürdü kar yığınıyla 
Kömür yok, odun az, gaz olmayınca 
Yataktan çıkılmazdı tam gün boyunca. 
…..* 
Harmanı dövenler olurdu kırda 
İnekler otlanırdı “Dirmen Kırı” nda 
Kalburcu Bayırı’nda, Sarıkız’ında 
İnsanlar gezinirdi bahar ayında 
……* 
Siyah-beyaz afişlerle donanmış olan 
Tahta pano olurdu çeşme başında 
Anons yapar dururdu atlı araba 
“Bu akşam şenlik var yine Rıza’da 
Bir bilete üç film sinemamızda” 
…. 
Doğduğum mahalle alemdi alem 
Memleket gibiydi benim mahallem! 
……………*……………… 
15.temmuz.2015/ 
Keşan-Zerlanis-Rusion-Topkeşan-Celepkeşan

 

Ali Koç Elegeçmez