Hay Allah!.. Gençleri eleştirmişim, kadın olduğum halde kadınları çekiştirmişim(!), erkekler için iki kelam etmeyecek miymişim!.. Hiç etmez olur muyum... Ancak hangi birini anlatsam diye kahırlardayım!
Havalar ısınmaya, erkeklerin kanları da kaynamaya başladı... Çok yakında; caddeler ve pasaj içleri podyum, sandalyesini kavrayan erkekler de jüri olacaklar! Kızlar, kadınlar geçecekler, onlar da bol bol kesecekler!.. Hem öyle gizli saklı gözlük altı falan da değil, ayan beyan utanıp sıkılmadan yapacaklar bunu bir görev sanarak... Tepeden tırnağa süzecekler, illaki o süzdükleri tarafından anasına avradına küfür yiyecekler!.. Gerçi ne söylesen boş, çünkü karı-kız süzmek onlara geliyor hoş! Egolarını böyle tatmin ediyorlar, hele biraz dokelte giyimli karı-kız gördüler mi de feleklerini şaşırıyorlar!.. O nedenle erkekleri eleştirmediğimden hiç yakınmayın, zamanı geldiğinde destanlarını yazarım!.. Lakin ben ‘kadın olduğum halde kadınları çekiştirmişim(!)’ söylemine takıldım... Demek ki hemcinslerime laf söylemeyeceğim, erkekleri yerden yere vurup kadınları da göklerde gezdireceğim... Kusura bakmayın ama çok beklersiniz... Yanlış gördüğüm davranışları eleştiririm bunu yaparken de kadın-erkek,mevki makam diye ayrım gözetmemekteyim... Şimdi düşüneceksiniz belki, ‘sen çok mu mükemmelsin’ diye ama, ben kendim de dahil hiç kimsenin dört dörtlük olmayacağını bilenlerdenim... Hepimizin vardır elbet bir kusuru, önemli olan bu kusurların farkına varıp, yaptığımız hatalardan ders çıkararak, doğruya koyulmalı...
Bu hatırlatmamdan sonra da gelelim dünkü gözlemlediğim maceraya, Keşan Belediyesi’nin hayır(!) kapısı olmaktan çıkarılmasına...
Dün bir vatandaşımız gelmiş Belediye binasına... Tutturmuş illa da ‘para para’ diye... Uzun süredir var bu alışkanlık vatandaşımda, eline bir kağıt parçası alan dayanıyor Başkanlık makamının kapısına!.. Sanki makam odasında para basılıyor(!), sonra da basılan paralar ‘hayır’ diye dağıtılıyor... Belli ki devlet kapısı ile Belediye kapısı karıştırılıyor... Ancak vatandaşa bu anlatılamıyor... Vatandaşın gözü dönmüş, parayı vermeyince ona buna saldırılıyor... Zabıta başa çıkamayınca, polise müracaat ediliyor... Belediye binasında işi olan vatandaşım da bedava dramatik film seyrediyor!.. Tabii bazen şansa karate ve korku filmleri de çıkabiliyor...
Birileri vatandaşa medet umacağı kapının Belediye kapısı olmadığını anlatsın, halka açık ve çoluk çocuğun da her an bulunabileceği Belediye binasında bu tür vakalar yaşanmasın... Keşan halkının Belediye’ye ödediği çeşitli vergi ve hizmet bedelleri, eline bir kağıt parçası kapıp gelene gelişigüzel dağıtılmasın... Tabii ki ihtiyaç sahipleri kollansın, gözetilsin, yardımcı olunsun ama bu bir düzen içinde yapılsın... Yoksa ne Belediye’de bu vukuatlar son bulur ne de Belediye’nin yardım bütçesi bu durumu kaldırır!..
En iyisi Belediye binasının giriş kapısına gözden kaçmayacak şekilde ‘hayır işleri sona ermiştir!’ yazılı bir tabela asın, yardım umanlar için de Keşan Kaymakamlığı’nın hizmet verdiği Hükümet Konağı’na gidiş güzergahını gösterin... Artık oradan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na mı yönlendirirler yoksa başka bir kaynak mı yaratırlar bilmem ama en azından bir vuku olduğunda; polisi de savcısı da hakimi de hemen diplerinde... Hem devletin çözüm bulacağı konularda Belediyenin ön plana çıkmasına var mı gerek... Madem devlet vatandaşın yanında, sağlık sorunu olan ve Keşan dışına çıkması gereken vatandaşın masrafını da karşılasın o zaman... Ya da ‘sağlık bedava’ deyip hava atmayın... İlaç almaya gidince eczanede çıkıyor vizite ücreti(!), yol görününce de parasını karşılasın Keşan Belediyesi... Oh vallah... Böyle bedava hizmeti ver de yanında yeme!.. Yiyen yiyor da bilin ki yemeyenler çoğunlukta... Kalın sağlıcakla...