Eğitim Sen, CHP (Cumhuriyet Halk Partisi), ÖDP (Özgürlük ve Dayanışma Partisi), HDP (Halkların Demokrasi Partisi), KP (Komünist Parti), EMEP (Emek Partisi) ile Keşan Emekli Öğretmenler ve Yardımlaşma Derneği tarafından, dün düzenlenen ortak basın açıklamasında İç Güvenlik Yasa Tasarısı eleştirildi.

Saat 17.00’de, Eğitim Sen Keşan Temsilcilik binasında başlayan açıklama, Eğitim Sen Keşan Temsilcik Başkanı Mustafa Bayır tarafından okundu.

Polis devleti-sıkıyönetim yasa tasarısı geri çekilsin!, AKP’nin yeni Türkiye’sine hayır!” başlıklı yazıyı okuyan Bayır, İç Güvenlik Yasa Tasarısı’ndaki her cümle AKP iktidarının nasıl bir Yeni Türkiye hayal ettiğini gözler önüne seriyor. Şu an TBMM’de meydan savaşını andırır manzaralar ile görüşülen tasarı yasalaşırsa, talep ve itirazlarımızı dile getirdiğimiz her eylem öncesinde ‘makul şüpheli’ gerekçesiyle “tedbir” göz altıları yapılabilecek. Dolayısıyla Toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarımız fiilen ortadan kaldırılacak. Valiler, kaymakamlar sıkıyönetim ve OHAL dönemlerinde olduğu gibi yetkilendirilecek. Kendilerini yargıç ve savcılar yerine koyup kararlar alabilecekler. Valinin ilan ettiği yasaklara uymayanlar 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılacak. Vali toplumsal olaylarda belediyenin araç ve gereçlerine el koyabilecek, personeline emir verebilecek. Polis aynı zamanda savcılık yapacak. Savcı kararı olmadan ve kimseye haber vermeden vatandaşları 48 saat gözaltında tutabilecek. Hakim ve savcı kararı olmadan istediği kişinin üstünü, eşyasını, aracını arayabilecek. Toplumsal olaylarda ‘cebinde taş vardı’ gerekçesiyle bile silah kullanabilecek. Polisin aldığı herhangi bir önleme karşı çıkan vatandaş gözaltına alınabilecek. Dinleme, gizli soruşturmacı kullanma ve teknik takip yetkileri genişletilecek, Ortada hiçbir suç ya da şüphe olmasa da herkesin telefonu hakim kararı olmadan dinlenebilecek. Sahte ve hukuk dışı kanıt yaratma faaliyeti sistematikleştirilecek. Sakatlanmalara, yaralanmalara ve ölümlere yol açan TOMA’ların sıktığı basınçlı sularda üç gün çıkmayacak boyalı kimyasal madde kullanımı serbest olacak. Yoğun biber gazı saldırılarında korunma aracı olarak ağız ve burunun çeşitli yollarla kapatılması; ‘yüzün maske ile kapatılması’ diye kabul edilerek 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Sosyal medyaya getirilen sınırlamalar, yasaklamalar, cezalar artırılacak. Dolayısıyla haber alma ve iletişim ağı özgürlüğü daraltılacak.” dedi.

KAYIT DIŞI GÖZALTI, İŞKENCE VE POLİS İNFAZI ARTACAK

Mustafa Bayır, İç Güvelik Yasa Tasarısı’nın hükümetin, “İktidarımıza biat edecek kullar istiyoruz” fermanından başka bir şey olmadığını savunarak, şunları söyledi: “17-25 Aralık soruşturmalarıyla kesintiye uğrayan AKP’nin kendi yargısını yaratma faaliyetine Özel Yetkili Mahkemelerin ‘İhtisas Mahkemesi’ adı altında yeniden kurulması ile devam edilecektir. Kısacası, Devlet Güvenlik Mahkemeleri dönemine yeniden dönülecek. Avukatların soruşturma dosyasına ulaşım hakkı ‘gizlilik’ kararları ile yeniden kısıtlanacak dolayısıyla savunma hakkı fiilen ortadan kalkacağı için hukuka aykırı sahte kanıtlarla soruşturmalar yürütülebilecek. Kamu görevlisine ‘tehdit’ temelli ek korumalar ve cezasızlık alanı yaratılacak. Siyasal iktidarın ve onun emri doğrultusunda hareket eden silahlı kamu görevlilerinin mutlak dokunulmazlığı karşısında hak arama yolları otomatikman tıkanacak. Kayıt dışı gözaltı, işkence ve polis infazı artacak. Mevcut durumda AKP döneminde 183 yurttaşımızın polisler tarafından öldürüldüğü düşünülünce bundan sonrasın düşünmek bile istemiyoruz. Arama için belirsiz ‘makul şüphe’ standardına geri dönülerek, hiçbir dayanağı bulunmayan ‘şafak baskınları’, gözaltılar olağan hale gelecek. ‘El koyma’ yetkisinin genişletilmesi ile birlikte gerçek ve tüzel kişilerin malvarlıklarına daha soruşturma aşamasındayken el konulabilecek. İç Güvelik Yasa Tasarısı, AKP’nin ‘iktidarımıza biat edecek kullar istiyoruz’ fermanından başka bir şey değildir. AKP iktidarı gittikçe çürüyen, temelleri sarsılmaya başlayan Korku İmparatorluğunun ömrünü uzatmak için devreye soktuğu Polis Devleti Yasa Tasarısı ile bize ‘ya bizim istediğimiz makbul vatandaşlar olursunuz ya da makul şüpheli tercih sizin’ demektedir. AKP, yoksulluğa, sefalete, iş cinayetlerine, kadın cinayetlerine terk ettiği halkın, biriken tepkisinden korkmaktadır. Bu nedenle halkın değil, kendi iktidarının güvenliğini sağlamak için Polis Devleti sınırlarını aşarak ülkeyi koşar adım faşizme götüren yasa tasarısını TBMM’den geçirmek için elinden geleni ardına koymamaktadır. Son birkaç gündür TBMM’de yaşanan terör ve şiddet ortadadır. Oysa bizim Hitlervari SS yasasına değil, demokrasinin, adaletin, barış ve kardeşliğin tesisine yönelik düzenlemelere ihtiyacımız var. Bunun için temel hak ve özgürlükleri askıya alan bu sıkıyönetim yasası derhal geri çekilmelidir.”