EMEP (Emek Partisi) Keşan İlçe Örgütü Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, devrim ve sosyalizm mücadelesi uğrunda hayatını veren tüm devrimcileri andı. Açıklama şöyle:

“Bu ülkenin tam bağımsızlıkçı çocuklarıydılar. En yiğit ve en kahramanlarıydılar. En çok bu ülkeyi sevdiler. En çok devrimi. En çok yoldaşlarını sevdiler. Erdemdi onlar, onurdu adları, dirençti, devrimdi. Defol 6.filo eyleminin heyecanı, “yaşasın Marksizm-Leninizm” diyerek sehpayı tekmelemenin sevdalısı, “halkların bağımsızlığı için bir defa ve şerefle ölenler” diler ve şerefle taşıdıkları bayrağı Türkiye halklarına emanet edenler Deniz Gezmiş’ti onlar, Yusuf Aslan’dı ve Hüseyin İnan… Türkiye devrim tarihinin umutları…

1972 6 Mayısı’nın üstünden geçen 44 yıla karşın ülkenin her yanında 6 Mayıs günü, Türkiye’nin demokrasi, özgürlükler ve sosyalizm mücadelesi tartışılıyor. 6 Mayıs’ta sadece Deniz’i değil, Yusuf Aslan’ı Hüseyin İnan’ı da temsil ediyor. Mahir Çayan’ı, İbrahim Kaypakkaya’yı, Taylan Özgür’den Vedat Demircioğlu’dan başlayarak bütün bir dönem boyunca hayatını davasına adamış devrimcilerin ve kuşağı temsil etmektedir.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları emperyalizme ve sömürüye karşı verdikleri mücadeleyi işçi sınıfı ve emekçilerle birleştirme çabaları, bugün için bağımsızlık, demokrasi, barış ve sosyalizm mücadelesi yürütenler için örnek bir çabadır. Bu nedenledir ki, Denizleri anmak ancak, bugünün ihtiyaçlarıyla birleştiğinde bir anlam ifade eder.

İşsizliğin, yoksuzluğun, emekçi halkın haklarına yönelik saldırıların, topyekun savaş çığırtkanlığının ayyuka çıktığı bir dönemden geçilmektedir. Bu süreçte, Denizlerin mücadelede gösterdikleri kararlı ve inançlı tutumları, mücadelelerini işçi, emekçi ve bugünden bizim yolumuza ışık tutmaktadır. Bizler, Denizlerden aldığımız mücadele bayrağını, halka olan inanç ve bağlılığı tam bağımsız demokratik bir Türkiye özlemini daha da ileriden sahipleniyoruz.

Onlar bir dönemin mücadelesine hayatlarını koyarak, kendileri için hiçbir şey istemeyen bir devrimci fedakarlık ve hiçbir engel tanımayan kararlılıklarıyla sonraki kuşaklara devrimciliğin ne olduğunun örneği oldular. Bunu darağacında da, gösterdiler ve son sözlerinde de, açıkça ifade ettiler ki; ellerindeki devrim ve sosyalizm bayrağını Türkiye’nin Türk ve Kürt halklarına, her inançtan, milliyetten, işçilerine, emekçilerine emanet ederek, halka olan bağlılıklarını gösterdiler.

Bugün onları ve onların şahsında, devrim ve sosyalizm mücadelesi uğrunda hayatını veren tüm devrimcileri bir daha saygıyla anıyoruz.”