“Hakkâri’nin Çukurca İlçesi Dağlıca kesiminde PKK’nın düzenlediği saldırı sonrası çıkan çatışmada 16 askerimizi kaybettik. Yine evlatlarımız şehit oldu, yine yüreklerimiz yandı. Artık Yeter. Bazı şeylerin farkına varmamız için daha kaç evladımızı şehit vermemiz gerekiyor?
Unutmayalım ki Emperyalizmin bir amacı var ülkemizi bölmek, parçalamak ve bizleri Anadolu’dan atmak. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Ortadoğu’daki emellerine ulaşamayan emperyalistler yenilgiyi hiçbir zaman kabul etmediler. Kazandığımız zafer ile emperyalizmi coğrafyamızdan sildik attık.
O gün nasıl başarmıştık?
Hepimiz düşünelim o günü… ‘Ulusal Kurtuluşun başladığı o günü.’ O gün bu coğrafyada yaşayan bizler, yazgılarımızı birleştirdik ve tek yumruk olduk. Sevr’i hep birlikte yırttık attık. Lozan’ı hep birlikte imzaladık. Ayrışmadık, bir olduk. Bugün de hepimiz teröre karşı aynı safta olmalıyız. Eğer bu memleketin evlatlarıysak, ülkemizi, çocuklarımızı düşünüyorsak başka yolumuz yok.
Biz büyük bir devletiz, birbirini seven bir milletiz. O gün Ulusal kurtuluşun başladığı gün, bizleri yine ayrıştırmak isteyenler yok muydu? Birbirimize düşürmek isteyenler yok muydu? Elbette vardı, ama Atatürk gibi bir liderimiz ve politik amaçların, siyasi ikballerin peşinde koşan değil millet için, insanımız için ekonomik, sosyal ve kültürel amaçlar güden yöneticilerimiz vardı. Onların yanı sıra bugün içimiz yanarken hala vekil hesabı yapanların zihniyetinde ki kişiler o gün de yok muydu? Elbette vardı. Bugün seçimlerin derdinde olan zihniyet o gün de toplumu değil sadece kendi geleceğini düşünen zihniyet olarak vardı. Bugün canlar yanarken “meclis nasıl tatil olur” diyoruz, ‘Terörü araştıralım’ diyoruz, onlar hala vekil hesabı yapıyor. Ama bu hesaplar tutmaz. Attila İlhan’ın dediği gibi bizim bugünümüz aslında dünümüzün aynısı. Ulusal Kurutuşun başladığı o gün bir yanda bağımsız ve özgür Türkiye’den yana olanlar bir yanda da Batı’nın yarı sömürgesi bir Türkiye’ye razı olanlar vardı. Yani İstanbul Hükümeti ile Ankara Hükümeti. Bugün değişen sadece tek bir şey var. Şimdi bu defa İstanbul Hükümeti Ankara’da.
Yapmamız gereken belli; bu ülkeyi seven herkes ama istinasız herkes sağduyu içerisinde olmalı. Teröre ve siyasi ikballeri uğruna toplum çıkarlarını göz ardı edenlere karşı birer kararlılık ve direnç anıtı olmalı. Çünkü bu ülkeyi seven herkesin isteği bir; acıların olmadığı mutlu bir Türkiye.
Böyle bir Türkiye yolunda Okan Gaytancıoğlu da ülkemizin birliğine ve beraberliğine karşı olanlara karşı bir kararlılık ve direnç anıtıdır, tıpkı yetmiş yedi milyon neferi gibi…
Evlatlarımızın ruhu şad olsun, milletimizin başı sağ olsun.
