HABER MERKEZİ

Bu durumu AK Parti’nin yönetemediği ekonominin sonucu olarak değerlendiren Gaytancıoğlu,

Türkiye tarımı AKP’li yıllarla birlikte adeta bir çöküş yaşamaktadır. Bu çöküş özellikle 2017’de kendini ciddi olarak hissettirmiştir. Tek adam rejiminin halka kabul ettirilmesi için ilk 4 ayda kamu kaynakları hoyratça kullanılmış, sıcak para ekonomisinin iflası sonucu var olan tüm kaynaklar referandumun finansmanında tüketilmiştir.” şeklinde konuştu. 

KAMU SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN UYGULAMALARDA ÇOĞALMIŞTIR

Üreten ve katma değer yaratan tarım sektörünün AK Partili yıllarda yeterince desteklenmediği ve girdi maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle adeta net ithalatçı bir ülke olduğunu iddia eden Gaytancıoğlu, “Anadolu ve Trakya coğrafyasında verimli olarak yetişen birçok üründe ithalat bedeli milyar dolarları aşmaktadır. Örneğin Türkiye geçtiğimiz yıl tam 4 milyar $ yağlı tohumlu bitkilere döviz ödemiştir. 2.5 milyar $’lık pamuk ithalatı Ege, Akdeniz, Güneydoğu çiftçimizin alacağı paranın Yunanistan, Mısır ve ABD çiftçilerine ödenmesi anlamına gelmektedir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Sarımsak için Kastamonu Taşköprü çiftçisine para kazandırmak yerine Çin çiftçisine, nohut ve mercimek için Yozgat çiftçisine para kazandırmak yerine Kanada çiftçisine para kazandırmak gibi. Ayrıca bir de AKP’li yıllarda kamu sağlığını tehdit eden uygulamalarda çoğalmıştır. AB ülkelerinde ortalama % 1.5 olan NBŞ kotasının Türkiye’de % 15 olarak uygulanması, GDO’lu birçok ürünün ülkeye sorunsuz bir  şekilde girmesi gibi.” dedi.

KIRMIZI ET İTHALATINA SIFIR GÜMRÜKLE İZİN VERİLMİŞTİR

Gaytancıoğlu, 2017’de Cumhuriyet tarihinde yaşanmayan uygulamaların olduğunu kaydetti ve şunları söyledi: “Tüm bunlarla beraber 2017’de Cumhuriyet tarihinde yaşanmayan uygulamalar dikkat çekmiştir. Çiftçimiz tarlasında alın teri dökerken sıfır vergi ile 750 bin ton buğday, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır, 100 bin ton pirinç ithalatına izin verilmiştir. Bu ürünler Türkiye’de verimli bir şekilde yetiştirilebilmektedir. 1938 yılında ‘TMO Çiftçinin kara gün dostudur’ söylemiyle kurulan ve görevi tahıl piyasalarını düzenlemek olan Toprak Mahsulleri Ofisi 2017’de çiftçi tarlada hasat ile uğraşırken ne buğday, ne mısır ne arpa ne de pirinçte bir piyasa fiyatı açıklamamıştır. Sadece ithalat kararının çıkması ile buğday piyasası özel sektöre terk edilmiştir. TMO hasadın üzerinden neredeyse 2 ay geçtikten sonra aynen memur maaşı gibi % 3’lük bir artışla ürün almıştır. Tabii ki ürünün büyük bölümü tüccar tarafından düşük fiyatlarla alınmıştır. Kısacası 2017’de çiftçimizin alın teri daha çok sömürülmüştür. Hele Mısır’da yerli üretim son yıllarda ciddi artışlar göstermişken halen TMO mısır fiyatı açıklamamıştır. 

Bir başka sorunlu ürün fındıktır. Dünya üzerindeki fındık bahçelerinin % 67'si Türkiye’de iken fındık üreticilerinin son 3 yıldır maliyetler civarında yani 8-9 TL’den fındık satmaları Türkiye ekonomisine ciddi katma değer yaratacak bir üründe politika yetersizliğini göstermektedir. 

1980’li yıllarda ihracatçı olduğumuz bir sektör olan büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık ve kırmızı et sektöründe 2010 yılından sonra net ithalatçı olunmuştur. Son ithalat kararnamesinde 500 bin büyükbaş hayvan, 475 bin ton küçükbaş hayvan ve 75 bin ton kırmızı et ithalatına sıfır gümrükle izin verilmiştir. Hayvancılık konusunda da kendi besicimizden, kendi süt hayvancılığı yapan çiftçimizden esirgediğimiz destekler başka ülkelerin çiftçilerine adeta avuç avuç ödenmektedir. Pekiyi, AKP Tarım Bakanları bu sorunları görmüyor mu? 2002 yılında 1 milyar TL olan çiftçi borcunun şimdi 80 milyar TL’yi aştığını bilmiyorlar mı? Neredeyse tüm çiftçilerimizin tarlalarının İpotekli olduğunu onlara bürokratları söylemiyor mu? Yada AKP Genel Başkanı Tarım Bakanı olarak atadığı milletvekillerinin tarımdan anlamadığını bilmiyor mu? Şimdiki bakanın doktor bir öncekinin yüksek İslam enstitüsü mezunu olduğunu bal gibi biliyor. AKP tüm atamalarda liyakata dikkat etmediği gibi Tarım Bakanlığında da liyakat uygulanmıyor. Halbuki AKP grubu içinde birçok ziraat mühendisi var. Ya da konuya başka bir açıdan bakalım. AKP’nin hukuk tanımaz Genel Başkanı çiftçinin hak ettiği desteğin yıllardır yarısını aldığını bilmiyor mu? 

ÇÖZÜM CHP İKTİDARIDIR

Çözümün CHP iktidarında olduğunu söyleyen Gaytancıoğlu, “Çözüm elbette ki vardır. Çözüm CHP iktidarıdır. Çiftçiye üretmesi ve başka ülkelerin kazandığı parayı Türk çiftçisinin kazanması için yasayla hak ettiği desteği veren, tarım ürünleri fiyatlarında istikrar oluşturup, ürün fiyatlarını 1 yıl önceden açıklayacak CHP iktidarına Türkiye'nin her zamandan daha fazla ihtiyacı vardır.” dedi.