Yerel seçimler yaklaştıkça, her yerde olduğu gibi Keşan'da da siyasetle ilgili görüşmeler, basın açıklamaları ve radyo programları gündemi oluşturuyor.

Siyasetle ilgilenenleri iki başlık altında toplayabiliriz:

Beklenti içinde olanlar ve sadece gündemi takip edenler.

Gündemi takip edenlerden biri olmaya çalışıyorum.

Aslanlar gibi çıkıp, "Ben Keşan Belediye Başkanı aday adayıyım" diyen

kardeşlerimi kutluyorum. Yolları açık olsun.

Hangisi seçilirse seçilsin, inşallah Keşan'ımıza faydalı olur.

Hiç peşinatsız ve pazarlıksız, sadece kendi kendine güvenerek yola çıkanlara başarılar ve kendilerini Keşan halkına anlatabilmelerini diliyorum.

Meydana çıkanlar belli ama basından ve radyo programlarından takip

edebildiğim kadarıyla bir de çıkamayanlar var.

Sözüm ona örneğin; benim de hayranı olduğum KTSO'yu yücelten ve doruklara çıkaran, Keşan ticaretini canlandıran, Keşan ticaretini ülkenin ön sıralarına taşıyan KTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa  Helvacıoğlu bunlardan biri. Gizliden gizliye pazarlıklar, şartlar, dayatmalar yapmaya çalışan Mustafa Helvacıoğlu, bir türlü piyasaya çıkıp "Ben de aday adayıyım" diyemiyor.

Halbuki, AK Parti üyesi olan ben ve benim gibi bir çok insan kendisinin, partimizden Keşan Belediye Başkan adayı olacağını ümit ediyorduk.

Hâlâ da beklemekteyiz. Mustafa Helvacıoğlu'nun çıkmasını istiyoruz.

Mustafa Helvacıoğlu'nu itfaiye erine benzeten sevgili ağabeyi, bir beyanatında, "Bizim çantada keklik 8-9 bin oyumuz var. Biz çok güçlüyüz" demişti.

Eh buna AK Parti'nin kendi oylarını da ekleyince, Mustafa Helvacıoğlu ile seçimin garanti olduğunu görüyoruz. Aman kaçırmayalım!

Ama ne yazık ki; Mustafa Helvacıoğlu bir türlü ortaya çıkamıyor.

Yoksa bir çekincesi mi var?

Acaba yarın seçim meydanlarında benim soracağım ve cevaplarını Keşan halkının da merak ettiği soruların gündeme gelmesinden mi çekiniyor?

"Nasıl cevap veririm" diye mi düşünüyor?

Ama Mustafa Helvacıoğlu'na soracağım, benim gibi düşünen insanlara söz

verdim!

Ama sorularıma; hakaret etmeden ve sinirlenmeden tek tek cevap vermen gerek. Hakaret çok ayıp, insanı herkes ayıplar.

Mesela "Ben iki ayaklı hayvanlardan anlarım. Onları iyi yönetirim"den başlayalım. Diğer 15-20 soru da arkadan gelecek. Ortaya çıkmayışının bir sebebi de belediye meclisinin çeşitli partilerden oluşması ve acaba bu

durumun senin için bir handikap oluşturması mı? Odada tek tabanca,

kuzucuklarınla istediğini yapmaya alıştın da... Ama olsun, gözünde fazla

büyütme. İnsanı her yerde öyle istediği gibi bırakmazlar. Sana "marka" diyen bir arkadaşım da çıktı. Onun o güzel diline kurban olayım. Ondan başka da basında destek olana rastlamadım.

Bak sana destek olan da var... Olmak istemeyen de çok doğal.

Ama mutlaka aday mı, aday adayı mı olduğunu açıklamalısın.

Ayrıca, olur ya buradan umut kesip de adaylık için genel merkezden destek almak istersen, ben de senin için kulis yapmaya hazırım!

"Kişinin kendisini bilmesi gibi irfan olmazmış"

Geçen günün yerel gazetelerinden birinde vardı. İnsanlar ikiye ayrılır

diyordu;

-Tanıdıkça, tanındıkça büyüyenler,

-Tanıdıkça, tanındıkça küçülenler.

Sen kendini hangi sınıfa koyarsın bilmem, ama halk seni mutlaka bir sınıfa

koymuştur. Haydi aday ol da bu sorunun cevabını öğrenelim!