Ucuz uyuşturucu: Bonzai... Büyük bir bela. Delirterek ölüme götüren zehir!.. Ne garip bir toplumuz değil mi? Bizi ölüme götüren uyuşturucu bir madde üzerine şarkı besteleyip, hoplaya zıplaya oynuyoruz...
Önce Bonzai şarkısının sözleri, sonra köşeye devam...
 
Elimde patladı bonzai
Gezerken altında mersinli
Camdibi şahit hakim bey
Kafamda her şey yok incesi
 
Zulalala zulalala bonzai
Yeşil ova camdibi batlahi
A be kara seni kara ver şekeri
Ayık ol ayam var gideri
Hadi bakalım çocuklar sağlam dönüyoruz
 
Limonda limon portakal
Gitme be bugün bizde kal
Ne ekşi ne tatlı sormadan
Yormadan gülüm yormadan
 
Zulalala zulalala bonzai
Yeşil ova camdibi batlahi
A be kara seni kara ver şekeri
Ayık ol ayam var giderim
 
Evet... Hemen hemen bütün cemiyetlerde hit şarkı Bonzai... Hiç sıkılmadan, çekinmeden, gocunmadan, nereye gideceğini düşünmeden kırıyoruz kendimizi oynarken, zıplarken!.. Bunu yapıyoruz ama Bonzai içenleri, içmesine izin verenleri, satanları yakalamayanları da eleştirmekte üstümüze yok... Gayet rahat, ‘Ne olacak canım o şarkı!’diyenler de var içimizde... İçmek ayrı, oynamak ayrıymış!.. Çoluk çocuğumuzun, gençlerin arasında bas bas Bonzai şarkısını çaldırtırız, göbekleri atarız, bir o yana bir bu yana zıplarız ama, Bonzai içenlerin de altından girip üstünden çıkarız!..
Toplumsal olayların ne kadar içindesiniz, ne kadar haberdarsınız bilmem ama bugünlerde ‘Bonzai’ içicisi sayısı çığ gibi büyümekte... Abartısız her gece birkaç genç ya da çocuk Bonzai içmesi nedeniyle hastaneye kaldırılıyor, hatta gün içinde bile... Evlatlarını yolda ya da evde baygın bulan aileler direkt ‘Bonzai içmiş’ diyebiliyor... Çünkü sezonun modası: Bonzai!.. Yerde baygın yatan mı var, kendinden geçen mi var, özellikle yaş ortalaması da 15-25 aralığındaysa, ilk akla gelen Bonzai... Başına başka bir hal gelebileceğini, sağlık sorunu yaşıyor olabileceğini düşünen yok... Gayet olağan... Yerde yatan bir çocuk ya da genç görüyoruz ve ‘Bonzaici!’ diyebiliyoruz... Peki, Bonzai’nin nasıl bir madde olduğunu, etkilerini, nelere malolabileceğini kaçımız biliyoruz? Ya da bu maddeyi kullananların kaçı biliyor?
Bonzai maddesi ile ilgili bilgi aktarımını köşe yazımın sonunda özetle yapacağım ama önce seslenmek istiyorum yetkililere... Valisinden, kaymakamına, Emniyet’inden yerel yöneticisine, STK’lardan vatandaşlara... Bonzai kullanıcı sayısı her geçen gün artmakta ve evlatlarımızı büyük bir tehlike beklemekte... Birileri evlatlarımızı zehirlerken, bu konunun üstüne gidilmemesi ne diye... İllaki birkaç çocuk ya da gencimiz ölecek de ondan sonra mı Keşan’da bu konunun üzerine gidilecek... İllaki ‘kurban!’ mı istiyorsunuz... Satıcılar orta yerde fink(!) atarken, evlatlarımızı ölüme sürüklerken, neden önlem almıyorsunuz? Sakın, ‘her şeyin bir zamanı var’ demeyin... Bu öyle beklenecek bir zaman değil... Eğer, her gün bir vaka hatta birkaç vaka yaşanıyorsa, artık geç kalınmış, iş çığırından çıkmış demektir... İlgililerin bu konuya hassasiyet göstermediği ve üstüne yeterince eğilmediği anlamını taşımaktadır...
Yine... Aileler isyanda... Konunun üstüne gidilmediği inancında... Ellerini, kollarını, ağızlarını bir şey bağlamakta... Satanları biliyorlar ancak konuşamıyorlar... Satanları bütün içiciler biliyor ama konuşmuyorlar... Biliyor ki konuşurlarsa; sonunu da hazırlıyorlar!.. Konuşmayanlar, konuşmaktan çekinenler, şunu bilin ki; konuşmazsanız da sonunuzu hazırlamaktasınız... Bu illet öyle bir illet ki, eninde sonunda öldürüyor!.. Ha içerek ölmüşsün ha vurularak!..
En kısa süre içinde, Bonzai maddesi hakkında bilgilendirmenin başta aileler olmak üzere çocuklarımıza ve gençlerimize yapılması ve bunun ertelenmemesi; satıcıların bir an önce ele geçirilmesi ve ‘kurban!’ verilmemesi dileğiyle... Allah evlatlarımızı Bonzai’den uzak tutsun, evlatlarımızı zehirleyenlerin de canı cehenneme gitsin!..
BONZAİ HAKKINDA KISA BİR BİLGİLENDİRME...
Son yıllarda ortaya çıkan ve gençler arasında hızlı bir şekilde yayılan sentetik uyuşturucular, Türkiye’de Bonzai, Jamaican, Bombay mavisi isimleriyle anılmakla beraber, yurtdışında K2 ve Spice olarak adlandırılıyor.
Türkiye’de kullanımı gün geçtikçe artan bu sentetikler Türkiye’de öncelikli olarak önüne geçilmesi gereken büyük tehlikelerden.
Bonzai kullanan kişilerin bu uyuşturucuyu hafife almaları ve esrar ayarında bir kategoriye koymaları çok yanlıştır. Çünkü bonzai, kokainden bile daha tehlikeli neredeyse eroin düzeyinde bağımlılık yapabilen çok tehlikeli bir uyuşturucudur.
Bu kadar yaygın kullanılmasının sebebi, halk arasında sentetik ot, sentetik esrar diye adlandırılmasıyla beraber, kokusunun yoğunluğunun esrar kadar olmaması, küçük miktarlarda taşındığı için polis aramalarında kolayca gözden kaçması ve esrar gibi ekstra çaba ve hazırlamaya gerek kalmadan sadece sigaraya küçük miktarlarda koyularak içilmesi sebebiyle ağını gün geçtikçe arttırmaktadır.
Bonzai’yi kullanan gençler, esrar kullananlar gibi ot olma masumiyetine sığındıkları halde gerçekte kimyasal maddelerle oluşturulan Bonzai en tehlikeli uyuşturucular arasında yer almaktadır.
Bu uyuşturucuya alışan birçok kişi, arkadaş ortamlarında ‘’ya korkma esrar gibi bir şey, bazı ülkelerde yasak bile değil, bir fırt çek, eğlenip kafamızı bulalım’’ söylemleri ile maalesef bağımlı hale getirilmektedir. Aslında bonzai kullanan birçok kişi, henüz bu sentetik uyuşturucunun nasıl bir zehir olduğu konusunda yeterli bilgiye sahip değil. Ayrıca kokain ve eroin gibi git gide artan dozlara ihtiyaç duyulmaktadır. 7-8 ay sonra başlangıçta alınan miktarın 20-30 misline çıkılmakta bu ise beynin iflası anlamına gelmektedir. Bonzai, süratle bağımlılık geliştirmekte, kullanıcıları bir gün bile kullanmadan duramamaktadır. Hayatları sadece uyuşturucu üzerine odaklanmaktadır.
Fiziksel ve ruhsal olarak dışa vurumu yüksek olan Bonzai, en çok kullananlarda ölüm hissini yoğun bir şekilde yaşatmaktadır. Bir nevi panik atak etkilerini ortaya çıkararak, nefes alamama, bayılma hissi, kalp çarpıntısı gibi etkilerin devamlılığı kronik bir psikolojik rahatsızlığa da davetiye çıkartmaktadır. Diğer uyuşturucular gibi mutluluk, coşkunluk vermesinden çok ajitasyon, sinirlilik, algılarda bozukluk yaratması sebebiyle suç işlemeye büyük mahal vermektedir.
Ayrıca duygu durum bozukluğu, depresyon, odaklanamama, anksiyete, içe dönüklük, yalnız kalma isteği, tedirginlik, aşırı korku, kaygı, telaş, unutkanlık, öğrenme güçlüğü, sinirlilik, agresiflik, ani tepkiler ortaya çıkabilmektedir.
Bonzai kullanıcılarının çoğunluğunda geçici sahte keyif hissinden sonra ölüm triplerine neden olmaktadır. 2-3 saat süren bu dönemde kişi sanki ruh ve beden birbirinden ayrılmış gibi bir yanılsamaya girmektedir. Tüm duyuları ile gerçek boyuttan sapmaktadır. Örneğin bu esnada duş alan bir kişi, suyun bedenine değdiğini hissetmemekte, havuza girse bile ıslanmadığını zannetmektedir. Sanki orada kendisi değil bir başka kişi yıkanmaktadır. Toksik tablo nedeniyle kusarken bulantıyı hissetmemektedir.
Bonzai, çeşitli ülkelerde farklı zehirli kimyasallar katılarak değişik isimlerde piyasaya verilmektedir. Ülkemizde de bir kaç kimyasal maddeden dolayı sanki daha kaliteli bir maddeymiş gibi kullanıcılar kandırılmaktadır. Esasında bir kaçı bilinmekle beraber hangi kimyasallardan oluştuğu da tam olarak bilinmemektedir. Ancak bir gerçek var ki uyuşturucunun alınmasından 3-5 dakika sonra yoğun bir ölüm korkusu ile beraber adeta bir panik tablosu yaşatmaktadır. Kalbin atışları anormal yükselmekte, bazen de yüksek ritme ayak uyduramamakta ve durmaktadır. Kişinin ölümü ise kalp krizinden oluştuğu sanılmaktadır. Bu nedenle şüpheli kalp krizi ölümlerinde bonzai kullanımı araştırılmalıdır.
Bonzai’nin beyne olan yıkıcı etkileri, bir açıdan extacy ile benzerlik göstermektedir. En kötüsü de bazen bir defa kullanımda bile, beynin algılama, idrak, öğrenme ve hafızada yıllar boyu süren bazen de kalıcı olan bozulmalar yapması. Özetle beynin öğrenme ve algılama merkezlerinde kalıcı bozulmalar oluşturmakta insanı adeta robotlaştırmaktadır. İlerleyen süreçte dikkat ve düşünce yapısı da bozulmakta demans benzeri sendromlar ortaya çıkabilmektedir.
Fiziksel olarak ise bonzai kullanımı anında ve sonrasında kişide ortaya çıkan semptomlar: Yorgunluk, konuşma bozukluğu, yürüme bozukluğu, gözde kanlanma ve morarma, göz bebeğinin ışığa tepkisinde farklılıklar, mide ve bağırsak problemleri, duyma problemleri (yankı, ses kaybı) şeklinde sıralanmaktadır.
Vücutta etkilerinin yüksek olduğunu düşünen kişi, bunu düşündüğü anda etkilerde artış olur. Kişi bir titreşimin içinde hapsolduğunu hissedip, keşke yapmasaydım, bir daha yapmayacağım diyerek o anın bitmesini bekler. Bittiğinde de bırakacağı düşünülen kişi hiçbir şey olmamış gibi kullanıma devam edebilir. Bu da psikolojik bağımlılığın yüksek olduğunu gösterir. Yeni bir uyuşturucu olduğu için fiziksel ve ruhsal olarak verebileceği zararlar henüz tam olarak ortaya konamamıştır.
Herhangi bir coşkunluk, mutluluk hissi yaratmadığı halde kişi histerik şekilde gülebilir ve aniden üzgün veya sinirli pozisyona geçebilir. Bu kişide duygularını yönlendirememe hali oluşturur ve uzun vadede kişi bunalıma sürüklenir.
Çocuğunun kullandığından şüphe eden ebeveynlerin dikkatli olması, fiziksel ve psikolojik etkilerini takip edip bu problemin önüne geçmesi gerekmektedir. Gerektiğinde profesyonel yardım alma konusunda asla geç kalınmamalıdır.