Zaman zaman köşe yazılarımda Romanları konu eder, sorunlarını dile getirir, kimi kez eleştirir, bazen de toplumun anlayabilenine(!) mesaj veririm...
‘Romanları nasıl bilirsiniz?’ diye başlayalım... Birçoğumuz ‘onlardan adam olmaz’, ‘bırak ya Roman milleti mi kapına sokma’, ‘denedik ama adam edemedik’ deriz... Çeşitleri çoğaltmak mümkün... Ben böyle açık açık yazıyorum ama sakın Roman vatandaşlarımız alınmasın... Her ne kadar inkar edilse de, maalesef birçoğumuz bu cümleleri sarf etmişizdir, ben de dahil olmak üzere... Yalanla, gerçek düşüncelerimizin üstüne örtmekle bir yere gelemeyiz çünkü... Doğruları konuşup, gerçek düşüncemizi ortaya koyup, doğru kararlar vermeliyiz hep birlikte... Hoş görünmek, sözde ayrımcı olmamak(!), gerçek düşüncemizi gizlemekle bir yere varamayız... Yalancı olmaktan ziyade, yapıcı olmak zorundayız...
Bir de madalyonun öteki yüzüne bakalım ve ‘Romanları nasıl bilirsiniz?’i başka boyuttan ele alalım... Birçoğumuzun evinde temizliğe kimler geliyor; Roman kadınlar... En ağır işler başta olmak üzere hamallık işlerini kimler yapıyor; Roman vatandaşlar... Keşan Belediyesi’nde çalışan ve çöp işinde görev alan yoğunluklu vatandaşlarımız kimler; Roman işçiler... Türkiye genelinde sanat camiası içinde yer alan birçok Roman sanatçımız var, imrenerek, beğenerek izlediğimiz hatta yerinde olmayı istediğimiz... Bu ne demek oluyor; demek ki Romanların içlerinde ‘adam’ olanlar var... Demek ki Romanlar, bize zor gelen işlerin üstesinden gelebiliyor... Demek ki Romanların birçoğu eğitilirse ‘adam’ olabilir...
Peki biz Keşanlılara ne görev düşüyor?.. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Roman vatandaşlarımızın nüfus sayısı hızla artıyor... 10 ya da 15 yıl sonra Keşan nüfusunun büyük çoğunluğuna Romanlar sahip olacaklar... Bugün Keşan merkezinden Kentsel Dönüşümle uzaklaştırmaya çalıştığımız Roman mahallesinden en az 7-8 tane daha olacak... Suç olaylarının en çok yaşandığı bölge 1-2 ise ileriki yıllarda bu bölgelerin sayısı 3-4 kat artacak... Peki o zaman ne olacak?..
O zaman Keşanlı işadamlarına, işverenlere büyük iş ve fedakârlık düşüyor... ‘onlardan adam olmaz’ düşüncesini bir kenara atarak ve ‘adam etmeğe’ çalışarak her aileden en az bir Roman vatandaşımıza sosyal güvenceli istihdam sağlamalıyız... Bunu yaparken aynı zamanda eğitmeliyiz ve doğru yolu göstermeliyiz... 6 kişilik bir Roman ailesinden 1 kişinin yaşam şartlarının ne olması gerektiğini ve doğru davranışların neler olduğunu bilmesi durumunda, akşam evine gittiğinde mutlaka bir kıyaslama yapacaktır... Sayıyı çoğalttığımızda ise yaşam standartlarını değiştirmeleri daha da kolaylaşacaktır... Ve onların yaşam şartlarını değiştirme şansımız vardır... Şu anda da birçok Roman vatandaşına işadamları, işverenler tarafından istihdam sağlandığını gözlemliyorum ama bu sayıyı çok daha fazla arttırmalıyız... Eğer bunu yapmaz ve onları topluma kazandırmaya çalışmazsak, yarın hepimiz çok daha fazla zarar göreceğiz ve sorunlar, suç oranları çok daha fazla artacak... Anlayacağınız; kendi kaderimiz kendi elimizde... Saygılarımla...