AYŞİN SEÇİL GEZER

Keşan’da bu yıl da zehir soluyacağımızı dile getirerek açıklamasına başlayan Karagöz, şunları söyledi: “Bizler Birleşik Haziran Hareketi olarak, gerek ülke gündemi gerek yerel gündemlere dair zaman zaman düşüncelerimizi ortaya koyuyor, bazen basın yolu ile bazen doğrudan sokakta mücadele şekli ile kendimizi ifade ettiğimiz ve bu anlamda bir kamuoyu oluşturma çabası içerisinde olduğumuz biliniyor. Keşan’ın en temel sorunu, kış mevsiminin gelmesi kaloriferlerin yanmaya başlaması ile birlikte hava kirliliği olarak görünüyor. Artık kronik bir olay oldu, ciddi bir sorun. Ancak bu konuda, devletin belli kademelerinde sorumluluk noktasında bulunan başta İl Çevre Sağlık Kurulu’nu, Başkanı’nın ve üyelerinin aldıkları kararları değerlendirmek, sorgulamak gerekiyor. Burada bir samimiyet sorunu olduğu açık, ortada. Zira 2 yıl önce, Keşan Belediye Meclisi’nin önerisi ile Keşan’da yakılması gereken kömürler belliydi. 5 bin 800 kalori şeklinde sınırlanmış ve İl Çevre Sağlık Kurulu bunu karar altına almıştı. 2016-2017 yılında Keşan’da uygulandı. Ama ne yazık ki aynı kurul bu Sosyal Yardımlaşma Vakfı aracılığıyla dağıtılacak kömürlerde bunu aşağıya çekti ve burada bir gerekçe ileriye sürdüler. Bu mahkemede geçen bir şey Kent Konseyi ile birlikte ben Hasan Karagöz olarak bir birey olarak, İl Sağlık Kurulu’nun bu kararının iptali için dava açmış bir kişiyim. Sadece Kent Konseyi olarak dava açılmadı, şahıs olarak ben de dava açmıştım. Mahkemeden bana gelen dosyalarda İl Çevre Sağlık Kurulu’nun savunması aynen şöyleydi: ‘Her yıl bir yıl sonraki dağıtılacak kömür, bir yıl önceki Ocak ayında ihale ediliyor. Dolayısı ile 2016-2017 sezonu için dağıtılacak kömür, 2016 yılının Ocak ayında ihale edildi. Bağlantı kurulduğu için 2016-2017 için bunu değiştirmemiz mümkün değil ancak 2017-2018 sezonu için bu uygulanabilir. Keşan’ı ayrı tutarız. Biz Keşan’a belirlenen standartlarda vakıf aracılığıyla kömür dağıtımı gerçekleştirilecek.’ Ama ne yazık ki bu söze uyma, bunun arkasında durma bir yana bu yıl biraz çeper daha genişletildi. Resmi daireler, okullar vesaireler de bu kapsama alındı. Burada aslında bir garabet var. Yerli kömür ocakları sahipleri resmen cezalandırılıyor. Apartman sakinleri ve apartman yöneticileri cezalandırılıyor. Ticari anlamda yerli kömür ocakları gerekli bağlantıları yapıp satamıyor. Apartman yöneticileri bağlantı yapıp 5 bin 800’ün altında kaloriye sahip herhangi bir ocakla bağlantı yapıp kömür yaktığında cezai müeyyide ile karşılaşıyor. Bir yaptırım ile karşılaşıyor. Bedel ödemek zorunda kalıyor.”

BELEDİYE ZURNANIN SON DELİĞİ

AK Parti İlçe yönetimini de bu konuda eleştiren Karagöz, şu ifadelere yer verdi: “İşin içerisinde bir iki yüzlülük var. AKP İlçe Yönetimi bu konuda samimi değil. Radikal bir duruş göstermesi gerekiyor ama parti devleti mantığı içerisinde İlçe Başkanı’nın böyle bir şey yapması mümkün değil. Ama bir de Temiz Keşan Derneği diye bir derneğimiz var, Keşan’ın temiz olması için. Olağan koşullarda çok güzel şeyler söylüyorlar ve şovmenlik boyutunda belli şeyler yapıyorlar. Ama şimdi tam zamanıdır. Örneğin geçen yıl ben birey olarak ve Kent Konseyi olarak dava açtık. Bu yıl da Temiz Keşan Derneği bu konu ile ilgili dava açabilir. Basın açıklaması yapabilir, kamuoyu oluşturmasını önüne koyabilir. Bu konuda yapılması gerekler yapılmıştı ama inşallah yaparlar bende bu sözlerimi yalamış olurum. AKP İlçe Yönetimi de bu konuda gerçekten Keşan halkının 65 bin insanın sağlığını düşünür bir duruş içerisine girer ve Temiz Keşan Derneği ile birlikte bir şeyler yaparlar, her türlü desteği veririz. Ben bu söylediklerimi yalamış olurum, özür dilerim. Bu konuda artık onların bir şey demesi gerekiyor. Sonuçta bu uygulama İktidar’dan doğru gelen bir uygulamadır. Dolayısı ile onun buradaki temsilcilerinin bunu ancak etkisiz kılma ve nötralize etme veya kamuoyunun lehine dönüştürme şeyleri olur. Veya çok ciddi bir kamuoyu oluşturulursa o zamanda ters tepebilir. Şu an onun karşılığı var mı? Onun karşılığı yok Keşan’da. Özet olarak bu yıl yine zehir solumaya devam edeceğiz. Ama bunun muhatabı sorumlusu, gerçekçi olmak lazım, birinci derecede sorumlusu İl Sağlık Kurulu’ndan aşağı doğru mevcut siyasal iktidardır. Bizde yaygara içerisinde muhataplık sanki Keşan Belediyesiymiş gibi, Belediye burada zurnanın son deliği. Bu konuda mevcut yasa ve mevzuatlar önce hükümete, ondan sonra hükümete bağlı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bunları veriyor. Dolayısı ile bunların temsilcileri birinci derecede sorumlu hükümet, ikinci derecede sorumluları Vali, Kaymakamlar, üçüncü derece bunun alt müdürlükleri; çevre müdürlükleri vesaire en son halkasında tarif ediyor belediyeleri. Bu sadece Keşan’a özgü bir şey değil. Ülke genelinde bir realite bu, onun için burada abalıya vuracaksak, bağırıp çağıracaksak baş bellidir. Bu bataklıksa eğer, bu bataklığın kaynağı ve bunun devamlı sürekliliği nereden sağlanıyor ortada. Bir duruş gösterilecek, bir tavır konacaksa oraya doğru tavır koymak gerekir.” 

“AKP İLÇE BAŞKANI BÜTÜN SORUMLULUĞU YEREL YÖNETİME YIKMAYA ÇALIŞIYOR”

Karagöz, açıklamasına şöyle devam etti: “Gürültü ile AKP İlçe Başkanı bütün günahı, bütün sorumluluğu yerel yönetime yıkmaya ve kendini ak, pak göstermeye çalışıyor. Bu konudaki şeyi de baya iyi aslında, demagojik hamleler ile mesela madde bağımlılığı üzerinde de bir sürü şey yapıyor. Örneğin açıklaması gerek bir şey var, TBMM’de madde bağımlılığın araştırılması ve sentetik şeylerin satışının önlenmesi için araştırma önergesi veriliyor ve bu önerge AKP oyları ile reddediliyor. Bu konuda hiçbir AKP’li gerek yerelde gerek ülke gündeminde bu madde bağımlılığı ile ilgili söz söyleme, yani önleyelim şunu yapalım bunu yapalım gibi söz söyleme hakkına sahip değil. Söz söylerler ise dürüst ve samimi değiller. Bunların samimiyeti sorgulanır. Sen TBMM’de bunun araştırılmasını reddediyorsan insanın aklına şöyle bir şey geliyor; Türkiye’de bu maddelerin satışını yürüten ekiplerin baronları vesaire kim ile ilişkili, yani Meclis’te mi bunların temsilcileri var, yoksa dışarıda bu siyasilerin etki altında tuttuğu kişiler mi bunlar, niye araştırılmasını istemiyorlar diye bir soru geliyor insanın aklına. Bu konuda samimiyete davet ediyoruz.”

“BİZİM AKLIMIZ İLE ALAY EDİYORLAR”

Ülke gündemi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Karagöz, “Genele dair bir değerlendirme yapacaksak, artık bizim alıştığımız normal devlet anlayışından uzaklaşmış parlamenter sistem, demokrasiden uzaklaşmış, parti devletine ve tek kişi belirliyor şu an her şeyi ama hala aynı eski şey devam ediyormuş gibi söylemlerde İl, İlçe Başkanlarına baktığımızda yine 94 yıllık Cumhuriyet tarihinin getirileri, halkta benimsenmiş yapıları üzerinden duruş gösteriyorlar. Keşan İlçe Başkanı çok kullanıyor, asıl Atatürk’ü onlar temsil ediyormuş, ilkelerine çok sadıkmışlar, Türkiye’nin muasır medeniyet seviyesine çıkması için gereken her şeyi yapıyormuşlar, yeni bizim aklımız ile alay ediyorlar adeta. Gerçeklik ortada, son çıkardıkları müfredat ile eğitim müfredatı ile muasır medeniyete değil bin 500 yıl geriye, ortaçağa gider. Bilimden uzak, biz Atatürk’ü diyor, Atatürk en doğru yol gösterici bilim demiş, bunlar bilimsel anlamda ne varsa müfredattan hepsini arındırdılar. Müftülere nikah kıyma yetkisi veriliyor, bunun muasır medeniyet ile ne ilgisi var?” şunları söyledi.

“TÜRKİYE’DE ASLINDA MİLLİ İRADE EŞİTTİR AKP”

Karagöz, açıklamasını şu şekilde sonlandırdı: “Belediye Başkanları ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanı’nın da çok sık kullandığı seçim ile gelen seçim ile gider denen bir şey de şu an istifa ettirme furyası gündeme geldi. Bir başkan neden istifa ettirilir? Yetersiz ise 25 yıldır bu adam başkan yapılmaz. Örneğin Melih Gökçek 25 yıldır Başkan, yetersiz ise daha ilk döneminde açığa çıkmıştır yetersizliği ve ikinci dönem aday gösterilmez. 25 yıl 5 dönem sen bunu aday göstereceksin, bugün mü yetersiz? Bu konuda görevden istifa etmesi istenenlerin ya 2 dönem, ya 3 dönemdir başkan. O zaman burada başka bir şey var. Ya bu FETÖ canileri ile ilişkili bu insanlar ya da ciddi anlamda yolsuzluk dosyaları söz konusu. Şimdi istifa edin her ikisini de kapatalım gibi bir imaj çıkıyor ortaya. Biz kendimizi aklayacağız, paklayacağız 2019 seçimlerine arınmış gideceğiz gibi bir şey yapıyor. Bu insanları sen başarısız ise ya usulsüzlük vardır, ya suç örgütü işbirliği içerisindedir. Diyoruz ya hukuk devleti falan hiçbir şey yapmadan kenara çekiyorlar. İstifa etmeyeceğim diyenlerin de üzerine gidemiyorlar. Demek ki karşılıklı soru işaretleri çok fazla burada. Neden alamıyor açığa? Burada milli irade denilen bir olaya doğrudan bir müdahalenin söz konusu olduğu aşikar. Türkiye’de aslında milli irade eşittir AKP durumuna gelmiş. Eşittir AKP’nin Reisi, onun fikriyatına uygunsa yapılan icraatlar, milli irade tecelli ediyor. Onun fikriyatı ile uyuşmuyor ise milli irade burada söz konusu edilemez. Bunun değerlendirmesini yurttaşlara bırakıyoruz.”

Google Play Store’dan Medya Keşan uygulamasını indirmek için BURAYA TIKLAYINIZ

Apple Store’dan Medya Keşan uygulamasını indirmek için BURAYA TIKLAYINIZ

Facebook sayfamız için BURAYA TIKLAYINIZ

Twitter için BURAYA TIKLAYINIZ

Instagram için BURAYA TIKLAYINIZ

Google plus için BURAYA TIKLAYINIZ

Youtube Kanalımız için BURAYA TIKLAYINIZ