BÜLENT SAYLAM
Genel kurulda tüm üyelerin onayıyla Ahmet Eler yeniden başkanlığa seçildi.
Genel Kurul sonrasında Hürriyet Gazetesi Ekonomi yazarı Vahap Munyar’ın moderatörlüğünde; Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, NG Güral Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi’nin katılımı ile “Başkanlar Buluşuyor” konsepti ile söyleşi gerçekleşti.
Gecenin sonunda; programa Keşan’dan katılan  Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Yüksel Alioğlu ve Gazetemizin sahibi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Mustafa Bezbaş ayrı ayrı teşekkür konuşması yaptılar.

“16. yılımızı geride bıraktık, son 9 senedir bu yönetimin içerisinde bulunuyoruz. Çok değerli dostlarımızla birlikte olmaya çalışıyoruz. Gerek bölgemizden gelen Edirne’den, Keşan’dan, Kütahya’dan mevcut belediye başkanımız ve öğrenci kardeşlerimiz burada” diyerek katılımcılara “Hoş geldiniz” dedi. Eler daha sonra KEYİAD’ın bugüne kadar gerçekleştirdikleri faaliyetler hakkında bilgi verdi.

Eler, konuşmasının ardından “Başkanlar Buluşuyor” etkinliği için sahneye katılımcıları tanıtarak davet etti.

BAŞKANLAR BULUŞUYOR

Hürriyet Gazetesi Ekonomi yazarı Vahap Munyar’ın moderatörlüğünde; Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, NG Güral Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral ve Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi’nin katılımı ile “Başkanlar Buluşuyor” etkinliğinde açılış konuşması yapan Munyar, yeni açıklanan büyüme rakamlarını “Sokaktaki insanın hissetmediği bir büyüme rakamları açıklandı. Belki bu büyüme daha sonraki yıllarda hissedilecek.” şeklinde yorumlayarak Hazır giyim sektöründe açıklanan büyümenin sektörde yaşanıp yaşanmadığı ile ilgili görüşlerini sorduktan sonra sözü Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi’ye verdi.

ÜLKEMİZ DE BORÇLANARAK BÜYÜDÜ İŞLETMELERİMİZ DE

Tanrıverdi, büyüme rakamlarının açıkladığını söyledikten sonra “Türkiye’nin son dönemlerde yaşadığı en büyük büyüme rakamı açıklandı. 2001’den sonra bir ara hızlı büyüme rakamları oldu ama bu rakamlara gelemedi. Hakikaten baktığımız zaman bu büyüme sokaktaki insan tarafından hissedilmiyor. Hizmet sektörü %23-24, inşaat sektörü %20, sanayide %15 civarında bir büyüme var. Piyasaya baktığımızda ihracatçı haricinde pek keyifli bir hava olduğunu görmüyoruz. Türkiye özsermaye yeterliliği konusunda çok ciddi bir sıkıntı içerisinde. Hep borçlanarak büyümüş. Ülkemiz de borçlanarak büyüdü işletmelerimiz de.” şeklinde konuştu.

İHRACATTAKİ DARALMAYI FARKLILIĞIMIZ İLE AŞTIK

İhracatçı açısından bakıldığında işlerin biraz daha iyi olduğunu söyleyen Tanrıverdi, “Döviz kurundaki artışın ihracatı bir kaldıraç etkisi yaptığını görüyoruz. Döviz artışında da şöyle bir sıkıntı var. Maalesef Türkiye Atatürk Havalimanındaki terör baskınından itibaren yabancıların Türkiye’ye gelmesinde ciddi bir azalma yaşadı. Daha sonra Reina baskını oldu. Yabancıların çok iyi bildiği mekanlar buralar. Yani güvenlik korkusu oldu insanlarda Türkiye’ye gelmek ile ilgili. Peşinden 15 Temmuz hain darbe girişimi oldu. Onun yurtdışındaki izleri büyük oldu. Bizim Avrupa ile diyaloglarımızdaki sıkıntılı süreç insanların Türkiye’ye gelmesini engelledi. Bu yüzden ihracattaki daralmayı bizim farklılığımız ile bu durumu aşmaya çalıştık.” dedi.

Tanrıverdi’nin ardından Munyar, seramik sektöründeki son durumu sorarak sözü NG Güral Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral’a verdi.

EN PAHALI ÜRÜNLERİMİZİ ÇİN’E SATIYORUZ

Güral, sanayi sektörü penceresinden durum değerlendirmesi yapacağını ve Türkiye’de seramik sektörü ülke ekonomisinin neresinde olduğu hakkında bilgi vereceğini söyledikten sonra şunları kaydetti: “Seramik çok geniş bir kapsamı içinde barındırıyor. Yer ve duvar seramiklerinden bahsediyorum. Türkiye şu anda Avrupa’da kapasite olarak 3’üncü dünyada ise 6’ncı büyük üretici konumunda. Kütahya Seramik de Türkiye’de bunun neresinde derseniz konusunun 2-3 lider firmanın arasında. Liderliği açarsak; kime göre lider, neye göre lider. Herkes herkesin rakamlarını bilemiyor. Ciroda şu anda liderliği yakaladık. Ben buna bakmıyorum, ben ne yaptığıma bakıyorum. Kütahya Seramik Çin’e ihracat yapıyor ve bunu Türkiye’den gerçekleştiren ilk ve tek firma. Nasıl yapıyor? Farklı ürün ve ürün gruplarını Türkiye’de üreterek yapıyoruz. En pahalı ürünlerimizi Çin’e satıyoruz.”

HERKESİN YAPTIĞI ŞEYLERİ YAPMIYORUM

Çok çalışıp, çok araştırdığını, çok gezdiğinin altını çizen Güral, “Benim işim gezmek. Ama hiç boş gezmiyorum. Benim işim gözlemlemek. Dünyanın birkaç yerine gittiğimde böyle bir ürünü görür gibi oldum. Hemen araştırdım. Bu nerede yapılır nasıl üretilir. İtalyan Teknolojisi tanıdık bir endüstri. Gittim o riske girdim. Büyük de bir yatırımdı. Bugüne kadar Türkiye’de yapılmış en büyük yatırımdı. Yatırım miktarımız 230 milyon TL’ye mal oldu. Tanıtım, teşhir mağazalar tabiî ki de bunun içerisinde değil. İnandık ve çalıştık başarılı olduk. Seramikte iddialı ülkeler olan İtalya İspanya ve Çin’e ihracat yapıyoruz. Benim bir felsefem var: ‘Herkesin yaptığı şeyleri yapmıyorum. Ekibime de yapması için izin vermiyorum. Hep şunu araştırıyoruz “Sektörümüzde firmalar neler yapıyor? Yapmayalım’ diye. ‘Neler yapılmıyor, pazarda açık noktalar neler var’ yapalım diye de onları araştırıyoruz” diye konuştu.

Güral’dan sonra Munyar, Edirne Belediyesinin aldığı ödüllerin çokluğu konusunda Başkan Recep Gürkan’a bu işin sırrını sorarak sözü Gürkan’a verdi.

CANLI BİR ORGANİZMA GİBİDİR BELEDİYELER

Genel siyaset yapmış ve sonra yerelde siyaset yapan birisi olduğunu hatırlatan Gürkan, “Genel Başkanımız 7 milletvekili arkadaşımızı belediye başkanı adayı gösterdi. Herhangi bir talebim olmadan bize bu görevi verdikten sonra reddeden bir tek bendim ama sonuç olarak patron O’ydu ben de fazla direnemedim başkanlığı kabul ettim. Yerel yönetim çok farklı bir alan. Belediye nedir derseniz? Belediye tam anlamıyla ‘her şeydir’ diyebilirim. Twitter aktif kullanırım, dün akşam bir genç bana bir twit atıyor: ‘Başkanım Meydan Mahallesinde elektrikler sabahtan beri kesik. Ne zaman gelecek niye kesildi?’ Elektriğin baktığınızda belediyeyle bir alakası yok. Ama vatandaş belediyeyi öyle bir konumlandırıyor ki elektrik de belediyeye ait sanıyor. Tıpkı canlı bir organizma gibi belediyeler. Her şeyin sizin ilgi alanızda olmalı yetki alanınızda olmalı bakış açınızın içinde olmalı.” şeklinde konuştu.

ORTAK AKIL FELSEFESİNİ GELİŞTİRMENİZ GEREKLİ

Başkan olduktan sonra kendisine bazı ilkeler koyduğunu söyleyen Gürkan şunları kaydetti: “Ben kendime üç ilke koydum: ‘İlki Edirne çok özel bir kent 8 bin 300 yıllık bir geçmişi var Edirne’nin.  Muhteşem bir Osmanlı izi var. 1923’ten sonra da Cumhuriyet’in bir serhad şehri ve kalesi haline geliyor Edirne. Böyle güçlü bir tarihi dokusu olan bir kenti korumak kollamak zorundasınız. Edirne’de çok yoğun bir miras var. İstanbul’un bulunduğumuz bu tarihi yarım adasında 10 bin 400 tescilli eser var. Edirne’de o küçücük tarihi merkezimizde bin 400 tescilli eserimiz var. Edirne dünyada Floransa’dan sonra m2 başına düşen tarihi eser açısından 2’nci kent. Mirasçı olmak iyi ama mirasyedi olmak kötü. Bu yüzden kendimizi emanetçi olarak tanımladık ki gelecek kuşaklara daha güzel daha sağlam bu eserleri bırakabilelim. 2’nci felsefemiz şuydu: Bu noktalara gelmişsek mutlaka akıllı insanlarız. Belediye başkanı iseniz ve aldığınız kararlar tüm kenti etkileyecek bir konumda iseniz o zaman sizin ne kadar akıllı olduğunuz değil, kenttekilerin tümünün aklını kullanabildiğiniz önemlidir. Bu yüzden ortak akıl felsefesini geliştirmeniz gereklidir. Bir proje yaparken en çok kim karşı çıkar önce onu düşünürüm ve önce ona giderim ya da davet ederim ‘Senin bu konudaki fikrin nedir?’ derim. Dünyanın en mükemmel yemeğini yapabilirsiniz ama bunu kimse yemiyorsa hiç önemi yoktur. O zaman ne yapmak gerekiyor? Yemeği hep beraber yapmak gerekiyor. Diyalog kapılarını sürekli açık tutmamız gerekli. 3’üncü felsefemiz de şudur: Bir kentin belediye başkanının kendisine çok farklı talep geliyordur. Ben kendime şöyle bir kural koydum. Bir belediye başkanı kendisine gelen hiçbir konu için ‘Bana ne’ dememeli. Kendisine bir dert için gelene de ‘Sana ne’ dememeli. Bunu uygulamak gerçekten zor ama uyguluyorum.”

Başkanlar buluşuyor etkinliği daha sonra soru cevap şeklinde devam ettikten sonra gecenin anısına hatıra fotoğrafları çekildi.

KIRMIZI LİSTE ATATÜRK TABLOSU HEDİYE ETTİ

Daha sonra geceye katılan Keşan TSO seçimlerinde Kırmızı Listeyi temsilen Keşan TSO Meclis Başkanı Yüksel Alioğlu tarafından Atatürk tablosu KEYİAD Başkanı Ahmet Eler’e verildi. Kısa bir konuşma yapan Alioğlu, böyle bir güzel geceyi düzenledikleri için KEYİAD yönetimine teşekkür etti.

Alioğlu’ndan sonra Eler konuşmasını yapması için Gazetemizin sahibi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Mustafa Bezbaş’ı davet etti.

KEŞAN BU ANLAMDA BÜTÜN EDİRNE’NİN YÜKÜNÜ TAŞIYAN ŞEHİRDİR

Gençlere yeteri kadar yatırım yapılmadığını ifade eden Bezbaş, “Türkiye’de gençlerin % 94’ü herhangi bir STK (Sivil Toplum Kuruluşu)’ya üye değil. Bir siyasi partiye üye değil. Ve bu gençlerle 500 milyar dolarlık ihracat hedefi koyuyoruz. Ve bu rakama ulaşmak için işadamlarımız çaba gösteriyor. Ben eğitimciğim Keşan bu anlamda bütün Edirne’nin yükünü taşıyan şehirdir. Keşan göçmen bir şehir, hemşerileri de Atatürk. Özeniyorlar. Ve çocuklarımızı okutmak istiyoruz. Bunun iyi tarafları olduğu gibi kötü tarafları da var. İyi tarafları herkes okuyor. Kötü tarafları da köyler boşalıyor. Üretimden kopuyoruz. Birçok sektörde iş yapmama rağmen beni en çok mutlu eden sektör hayvancılıktır. Bu alanda hiçbir şekilde sigorta vergi yok. Bu alanda üretim yapıyorsanız para kazanıyorsunuz. Tek şeye ihtiyacınız var. Çobanlar işi bıraktığında çizmeleri giyip hayvanları bakacaksınız. Peki, kalifiyeli eleman bulma şansınız var mı? Yok. Elinizdekini en iyi şekilde yetiştirmek zorundasınız.” dedi.

SİYASETÇİLER KENDİLERİNİ GELİŞTİRMELERİNE ÖNEM VERİLMELİ

Siyasetçilerin olmazsa olmazı ticaret yapanlardaki kaliteye ulaşmak olması gerektiğinin altını çizen Bezbaş, şöyle konuştu: “Ben her iki camiayı yakından takip ediyorum. Bizim, ticaret yapan insanların kendini geliştirme çabalarına siyaset yapan insanların da aynı şekilde çaba göstermesi lazım. Ticari işletmeler kendilerini, personelini geliştirmek için öyle bir mücadele ediyorlar ki şaşarsınız. İşin doğası da bu zaten. Eğer ticari işletme kendini geliştiremezse geleceğe taşıyamazsa yok olup gider. Ama siyasette böyle bir kaygı yok. Halbuki bu kaygı siyasette de olmalı. Siyasette de siyasetçilerin kendilerini geliştirmelerine önem verilmeli. Çünkü ülkeyi siyasetçilerin aldığı kararlar yönetiyor.”

Bezbaş geceyi düzenleyen KEYİAD yönetimine ve başkanı Ahmet Eler’e teşekkür ettikten sonra karşılıklı görüş alışverişinden sonra gece sona erdi.