Cumhuriyetin kuruluşu 1923’ten günümüze gelen süreçle sorunları var. Oysa Cumhuriyet öncesi halk dilinden koparılmıştı. Matbaa bulunduktan 200 yılı aşkın bir süre sonra getirilmiştir.

Getirilmesine karşın matbaalarda Türkçe kitap basılmıyordu. 1666 yılında padişahın baş çevirmeni Musevi ve Hristiyanların kutsal kitaplarını Osmanlıca’ya değil Türkçe’ye çevirmiştir.

Osmanlı döneminde camii sayısı çok azdı. Köyler ve kenar mahallelere bilgili din adamı gönderilmiyordu.

Cumhuriyetle Kuran Türkçe’ye çevrildi. Camiler yapıldı. Halk diline ve dinine, laik cumhuriyetle kavuştu.

Osmanlı Dönemi’nde Türkler gerekli itibar ve önemi görmüyordu. Türkü aşağılayan bir takım sözler bunun ifadesidir. Örneklemek gerekirse, su akar, Türk bakar, Türk’ün aklı… vb.

Bu durumu iyi gören Mustafa Kemal “Türk, Öğün, Çalış, Güven” diyerek Türk Milletinin kendi özgüvenine sahip olmasını amaçlamıştır. Ne mutlu Türküm diyene” özlü sözü kendini TC’ye bağlı sayan herkesi kapsamaktadır.

Türkiye’de laikliği ve laiklikle ayrılmaz bir bütün olan demokrasiyi çökertmeye çalışanlar PKK’nin taleplerine teslim olmuşlardır.

Bu nedenledir ki öğrenci andı kaldırılmıştır. Alfabe ile oynanmıştır. Geçtiğimiz dönemde “Sıra ne zaman Alfabeye gelecek?” diye sormuştum.

Atatürk’ün ulus yaratmasının alt yapısı vardı. Cumhuriyet öncesi Jön Türkler ve Türkçü nasyonalistler vardı.

Ulus olmak için klan, kabile, milliyet süreçlerinden geçmek gerekir. Türkiye ulus olmuş bir  ülkedir. Türk sözcüğünü kullanmaktan kaçınanlara sormak gerekir.

Okul şarkı ve marşlarındaki Türk sözcüklerinide mi kaldıracaksınız? Bu şarkı ve marşlara yasak mı gelecek?

AKP kindar, dindar, tekdin projelerini hayata geçirmek istiyor. Ortadoğu rejimlerine özeniyor. Oysa bizim Ortadoğu rejimlerinden öğrenecek hiçbir şeyimiz yok. Ortadoğu ülke ve rejimlerinin bizden öğreneceği çok şeyler var.

AKP, Ayrılıkçılar paketten memnun değiliz deyince hemen paketler devam edecek diyor.

Eğitim birliğini yok edenler Türk Alfabesini hedef yapmışlardır. Sanırım sıra alfabenin harflerine gelecektir.

1923 sonrası ile sorunları olanlara sessiz kalınıyor. En acı ve acıtıcı olan bu. Sessiz kalanların suç işlediği şöyle anlatılır:

“Sessiz kalarak onaylayanlar tarih boyunca suç işlemişlerdir.”

Diken battığı yeri acıtır. Cumhuriyet’in döşü kanatılıyor. Şarkıdaki gibi “Şu göğsümü yırtan dikenler hep aynı güldendir.”

AKP halkın refah toplumu haline gelmesi adına politika üretemiyor. Bu konuda tıkanmış durumda. Toplumun üst yapı kurumlarına dikkatini çekiyor.

Bunu terse çevirmek adına biz ne yapıyoruz? sorusunu sormak gerekir. Ve sormak gerekir “Yetmez ama evetçiler”e. Sormak gerekir liboş liberal solculara. Sormak gerekir numaracı cumhuriyetçilere.

AKP karşıtı geçinenlerde kolaycı bir savunma var. Korku imparatorluğu. Korkutuldu toplum. Ne yapalım?

Yeri gelmişken bir hikaye anlatayım. Çoban koyunları otlatırken arazide ayı boku görür. Koyunları batıya çevirir yine ayı boku var. Doğuya çevirir yine ayı boku var. Kuzeye, güneye sürer her yerde ayı boku. Sonunda sopasına dayanır. “Ayıdan kork, bokundan kork, Ben korkmaya mı geldim dünyaya?”

Hep biz mi korkacağız? Hep biz mi kaybeden olacağız? Bu sorulara yanıt bulmak gerekir. Yani aynaya bakıp kendimizi yargılamalıyız. Sorgulamalıyız. AKP keyfiyetine karşı neler yapabildim?

Yeri gelmişken net biçimde söyleyeyim. AKP bu paketle öğrenci andını “Ne Mutlu Türküm Diyene” veciz sözünün yanı sıra Türk’üm diye başlamasından dolayı kaldırdı.

AKP karşıtları başkalarının kendi gibi düşünenlerin zemini yapmakla vakit öldürüyor. Acı ama gerçek bu.

Başkasının hatasını görmek için kartal olanlar kendi hatalarını görmek bakımından köstebeklere benzer.

Demokratikleşmenin önünde Andımız nasıl bir engel teşkil eder? AKP’nin Suriye, Mısır ve Ortadoğu politikaları iflas etmiştir. Gündemi değiştirmek adına paket bugünler için açıklanmıştır.

Bu paketin sosyal, kültürel ve eğitim alanında yapacağı tahribat masaya yatırılmalıdır. Kılık, kıyafet serbestisi adı altında ilköğretimde çarşaflı öğretmenler boy gösteriyor.

Dünlerinde karaçarşaflıya Atatürk’ün partisinin rozetini takanların gelinen noktada söyleyecekleri ne kadar inandırıcı olur? Bu noktada bunları da sorgulamak gerekir.

İnandırıcı olabilmeniz için bu konuda dününüzde defonuz olmamalı.

Türküler Türkü söyler. Türkülere, okul şarkılarına, okul marşlarındaki Türk sözcüklerine sıra gelirse ve birtakım marş ve okul şarkısı ve türkülere yasak gelir mi?