Keşan’da yerel seçimin favorisi Cumhuriyet Halk Partisi’nde, Belediye Başkanlığı için aday adayları sahaya çıktı…

Sonrasında yeni bir isim çıkacağını sanmam.

Şimdilik 2 Eylül’e uzatılan başvuru sürecinde, şu ana kadar Mimar Şenol Yalı, Sendikacı Aladdin Öztürk, Eğitimci Mustafa Bezbaş, adaylıklarını resmen açıkladı. Avukat Ufuk Kanışkan’ın da açıklamasını 17 Ağustos’ta yapacağı biliniyor. Mevcut Belediye Başkanı Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Mehmet Özcan ise temkinli görünüyor. Aday adaylığını açıklamak için “son ana kadar bekleyeceğini” dile getirdiği, basında yeraldı.

Bu bekleyişin arkasında sandıksız atamayı garantiye almak mı, yoksa yerel ve genel seçimlerin birleştirilme ihtimali mi yatıyor, bunu zaman gösterecek. Ancak, Özcan’ın, “Ön seçim olursa aday olmam” şeklinde söylemleri olduğu da kulislerde konuşulan konular arasında.

Gerçi zaten CHP’de, yargı gözetiminde resmi bir sandık konulması anlamına gelen “ön seçim” uzun süredir uygulanan bir yöntem değil. Mehmet Özcan da bunu söylerken resmi bir ön seçimi değil, “eğilim yoklaması” olarak adlandırılan gayrıresmi seçimi kastediyor olmalı.

CHP Tüzüğü, 61 ve 62’nci maddelerinde, TBMM ve yerel seçimlerde aday belirleme yönteminin ayrı ayrı çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenmesini öngörmüştür.

Burada görüleceği gibi, aslında “CHP Tüzüğü’nde önseçim yok” şeklindeki yaygın yanlış bilginin tersine, CHP’nin yerel seçim aday belirleme yöntemleri arasında ön seçim de vardır.

Tüzükte, yönetmelikle belirleneceği vurgulanan aday belirleme yöntemi, ilgili yönetmelikte şöyle sıralanmıştır:

“Parti adayları başlıca üç yöntemle saptanır.

a. Ön Seçim,

b. Aday Yoklaması,

c. Merkez Yoklaması.

Aday saptamada hangi seçim çevresinde hangi yöntemin

uygulanacağına Parti Meclisi karar verir.”

Ön seçim, yukarıda da değindiğim gibi, “Siyasi Partiler Kanunu’nda belirlenen yöntemle, yargı gözetim ve denetiminde, partiye kayıtlı tüm üyelerle yapılır.”

Aday yoklamasının bundan tek farkı, tüm üyelerle değil, delegelerin katılımıyla yapılmasıdır. Aday yoklaması da yargı gözetim ve denetiminde yapılır.

Bu yöntemlerin içinde en esnek olanı, “merkez yoklaması”dır. Yönetmelik bu konuda şunu der:

“İllerin, ilçelerin, belde ve köylerin ekonomik, toplumsal, siyasal, tarihsel ve turistik özelliklerini ve parti yararlarını göz önünde tutarak bu yerlerde belediye başkanlığı, belediye ve il genel meclisi üyelikleri aday yoklamasının Merkez Yönetim Kurulunun önerisi üzerine Parti Meclisince merkez yoklaması ile yapılmasına karar verilebilir. Parti Meclisi gerekli gördüğü hallerde bu yetkisini ilçe seçimleri için il yönetim kuruluna, belde seçimleri için ilçe yönetim kuruluna devredebilir. Merkez yoklaması kararının alınmasından önce ya da sonra, bu yöntemin en verimli şekilde uygulanabilmesini sağlamak ve Parti Meclisinin kararına kaynak oluşturmak üzere Merkez Yönetim Kurulu şeklini ve zamanlamasını da belirleyeceği çeşitli eğilim yoklaması yöntemleri uygulayabilir.”

Keşan’da, yerel seçim atmosferine girildiğinden bu yana konuşulan, Genel Merkez’in, birisi bu son maddede yer alan “eğilim yoklaması”, diğerleri de halk arasında anket ve il ilçe yönetimleriyle yöre milletvekillerinin görüşleri olmak üzere, karma bir yöntem uygulayacağıdır.

Gerek milletvekilleri, gerekse genel merkezle iletişim kuran aday adaylarının dile getirdikleri en temel yöntem, “tüm üyelerin katılımıyla eğilim yoklaması yapılacağı” yönündedir.

Bugüne kadar konuşulanlar, tabanda da bu beklentinin yerleşmesine neden olmuştur.

CHP Keşan İlçe Yönetim Kurulu’nun da, aday belirlemede “eğilim yoklaması” uygulanmasını istediği ve bu isteğin genel merkeze iletilmesi konusunda karar aldığı bilinmektedir.

Eğilim yoklaması, her ne kadar ön seçim ve aday yoklaması gibi hakim gözetiminde kesin sonuç veren bir yöntem olmasa da, “Sandıktan da çıksa, aday göstermeyebiliriz” esnekliğini –olağanüstü durumlar dışında- genel merkezin de göze alamayacağı bir yöntemdir. Tersi; Keşan’ın, Edirne’nin, Trakya’nın ruhuna uymaz!

Evet, Keşan’da, gerek belediye başkanlığı, gerek belediye meclisi, gerekse il genel meclisi için, hem kamuoyu yoklamaları, hem parti içi yoklamalar, hem de tüm kayıtlı üyelerin katılımına açık bir “sandık”la yapılacak “eğilim yoklaması”, en demokratik, en katılımcı, en dinamik, en bütünleştirici, en gerçekçi yöntem olacaktır.

Parti tabanının beklentisi bu yöndedir.

Sandıksız bir atamanın, tüm aday adayları için, Keşan’da seçim kaybına kadar gidebilecek bir sonun başlangıcı olabileceği gerçeği gözardı edilmemelidir.