Eğer iki siyasi lider bir belgenin gerçekliği ya da sahteliği üzerine tartışıyorsa,
Ben;
*
Çocuklarından biri çürük raporu alıp diğeri bedelli askerlik yapana, gemileri olana değil; akademisyen oğlu milletin evlatlarıyla beraber kışlada askerlik yapana inanırım.
*
Taksici dünürü armatör, emekli öğretmen eniştesi milyoner ve bilumum eşi dostu statü yükseltene değil; öz kardeşine imtiyaz tanımayıp inşaatlarda bekçilik yaptırana inanırım.
*
Hukuk ve kural tanımayana, adalete inanmayana değil; her zaman hukukun üstünlüğünü savunana inanırım.
*
Mühürsüz oyları geçerli sayana değil; adil bir seçim olmasını isteyene inanırım.
*
Parlamenter rejimden rahatsız olup tek adam rejimini dayatana değil; milletin iradesine ve milletin meclisine saygı duyana inanırım.
*
Milletin egemenliğini saraya hapsedene değil; onu layık olduğu yere, milletin meclisine getirmeye yemin edene inanırım.
*
Sürekli kandırılmaya(!) meyilli olana değil; milleti için gerekli uyarıları çok önceden yapana inanırım.
*
Hak, hukuk ve adalet kavramlarını “kuma yazılmış sözcükler” gibi görene değil; “adalet” için memleketi karış karış yürüyene inanırım.
*
Kendinden olmayan herkese “terörist” damgası vurana değil; toplumun tüm katmanlarını doğu-batı, kuzey-güney ayrımı yapmadan kucaklayana inanırım.
*
Yolsuzlukların araştırılmasından imtina edene değil; yolsuzlukların üzerine korkusuzca gidene inanırım.
*
Milletin seçtiği isimlere yani milletin iradesine saygısı olmayana değil; grup başkan vekillerini dahi seçimle belirleyene inanırım.
*
Rüzgarın esişine göre Atatürkçü olana değil; “Allah’ından utansın O’nun yolundan dönenler geri” diyebilene inanırım.
*
Sahi, siz kime inanırdınız?