Abdullah Öcalan’ı sorgulayan Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan emekli Savcı Talat Şalk, son günlerde ülkemizde yaşanan olayları ve gelişmeleri değerlendirdi.

 DGM’deki görevi nedeniyle PKK’yı bildiğini, ancak bugünkü PKK’nın, eskisinden çok daha fazla tehlikeli olduğunu belirten Şalk, Hükümetin,  PKK gibi bir terör örgütünü çeşitli görüşmeler yaparak muhatap almasının çok büyük hata olduğunu kaydetti.

PKK RAHATLADI VE ŞEHİRLERE YERLEŞTİ

 Devletin bir terör örgütünü muhatap almaması gerektiğini vurgulayan Talat Şalk, PKK’nın ilk kez 1984 yılında Şemdinli’de saldırı yaptığını hatırlatarak, “Bu saldırılar artarak devam etti. Fakat zaman zaman bu örgüt kendi kendilerine ateşkes ilan ederdi. Burada yorulan örgüt elemanlarının dinlenmesini sağlamak ve devletin kendilerini muhatap almasını bekleme sebepleri olabilir. O zamanlar Türkiye böyle bir hataya düşmedi. PKK ateşkes ilan ettiğini açıklamasından sonra, bu örgütün bağlantıları da ‘PKK ateşkes ilan etti ama savaşmak isteyen taraf Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ açıklamasını yaparlardı. Şimdi ise en büyük hata, bunların muhatap alınması ve müzakere yapılmasıdır. Cumhurbaşkanlığı’nın şimdiki sarayında karşılıklı oturdular. Bu çok büyük bir hata oldu. TSK, emniyet güçleri, PKK ile iyi mücadele etti ama bu güçlerin de elini kolunu bağladılar. Böylece PKK rahatladı ve şehirlere yerleşti. Bu örgütün şehirlere yerleşmesi büyük bir tehlikedir.” dedi. “

 AÇIKÇA KANDİL’E GİDİP TALİMAT ALIYORLAR

PKK’nın, görev yaptığı yıllara göre şu an daha tehlikeli bir hal aldığını kaydeden Şalk, yine görev yaptığı süre içerisinde, Leyla Zana, Orhan Doğan gibi isimleri mahkum ettirebilmek, PKK ile ilişkilerini ortaya çıkartabilmek için çok uğraştıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: “O zaman inkar ederlerdi. Şimdi ise inkar etmiyorlar, açıkça Kandil’e gidip talimat alıyorlar. Benim kendi görüşüme göre, Meclis’te o partinin bulunması yasal değil. Terör ile bağlantısı olan bir parti Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Atatürk’ün Meclisi’nde bulunamaz. PKK’ya, Ortadoğu’da gelişen olaylar da bazı fırsatlar verdi. IŞİD ve PKK birbirlerine düşman gibi görünüyorlar ama IŞİD, genellikle Türkmenlerin oturduğu yeri işgal ediyor ve Türkmenleri oradan kovuyorlar. Daha sonra oraya PYD yerleşiyor. PYD’ye de PKK’lılar buradan yardım ediyorlar. Hatta bizim hükümet, Barzani kuvvetlerinin bizim sınırımızdan geçip, oraya yardım etmelerine müsaade etti. Bu büyük bir hataydı.”  

PKK, İŞİD’TEN DAHA BÜYÜK TEHLİKE

 Şuanda yapılan operasyonlarda hükümetin bir kararlılık içerisinde olduğu yönünde oluşan kamuoyu ile ilgili olarak, “Bir kararlılık gözleniyor. Ama ben hala güvenemiyorum. Umarım kararlılıkla mücadele edilir.” diyen Talat Şalk, birçok aydının IŞİD’i tehlike olarak gördüğünü, ancak PKK’yı tehlike görmek istemediğini vurgulayarak şunları söyledi; “Bana göre IŞİD bizim için tehlikedir ama PKK daha da büyük tehlikelidir. Bunun nedeni; PKK Türkiye’yi bölmek istiyor. Hatta uzun vadede bütün ülkeye hakim olmak istiyorlar. Söylemlerine dikkat edin; Güneydoğu’yu ayırıyorlar ve ‘Burası bizim’ diyorlar. Diğer illeri de ortak vatanları olarak görüyorlar. Bunu Türkiye’nin görmesi ve PKK’yı sonlandırması lazım. Sona erdirmezse Türkiye için büyük tehlike olacak” dedi.

ÖCALAN BİR NUMARALI KATİLDİR

 Öcalan’ın, yakalandığı zamanda yaptıkları açıklamalar ile şimdiki açıklamalarını karşılaştıran Şalk, zaman ve zemin neyi icap ettiriyorsa, Öcalan’ın da ona göre konuştuğuna dikkat çekerek, “O zaman sürekli alttan alıyordu. Eşi şehit olan Yıldız Hemşire’den binlerce defa af diledi. Fakat Öcalan zamanı gelince de bir numaralı katildir. Gözünün kırpmadan bin kişiyi öldürtebilir. Öcalan, gücü kendisinde görürse Türkiye’ye kafa tutabilir. Onlara da belki üstleri akıl veriyor.” şeklinde konuştu.  

CUMHURİYET İLKELERİNE GÖRE İDARE EDİLMEMİZ GEREKİYOR

Şanlıurfa’da meydana gelen patlamada 32 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayın ardından, devletin emniyet güçleri ve istihbaratını suçlayan vatandaşların haklı olduğunu, ancak gerçeğin de tam olarak bilinmediğinin altını çizen Talat Şalk, sözlerini şöyle tamamladı: “İstihbarat raporunu veriyor. İstihbarat, olaya kendisi müdahale etmez, ilgili organlara rapor verir. Bizim Cumhuriyet ilkelerine göre idare edilmemiz gerekiyor. Atatürk’ten beri gelen bir politikamız var. Fakat hükümetin bir saplantısı var. Cumhurbaşkanlığı’ndan alınan adam yüzünden Mısır ile olan ilişkimizi bozduk. Suriye’de Esad zalimdir ya da değildir. Bu, Suriye’yi ilgilendiren bir konudur. Biz, Esad’a düşmanca bir tavır takındık. Bu nedenle Türkiye kaybetti. Batılı basın; Özgür Suriye Ordusu, El Nusra, IŞİD’e katılanların Türkiye toprakları üzerinden geçtiğini söylüyor. Hatta daha da ileri giderek, buralara silah yardımı yapıldığını söylüyor. Bu bizim devlet politikamıza aykırı. Hani komşularımız ile sıfır sorun yaşayacaktık. Şimdi hepsiyle sorunluyuz. Bu, doğrudan doğruya şimdiki iktidarın politikasındaki yanlışlıktır.”