Trakya Taşeron İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Levent Uçar, dün yaptığı açıklama ile işveren tarafından haksız bir şekilde işine son verilen işçilerin sahip oldukları haklar konusunda bazı bilgiler verdi.

SAVUNMA ALMADAN İŞTEN ÇIKARMA OLMAZ

Yaptığı iş bakımından İş Kanunu kapsamında bulunan bir işçinin çalıştığı yerde 30’dan fazla işçi olması ve 6 aylık kıdeminin bulunması halinde işverenin işçiyi işten çıkarmak için geçerli bir sebebe dayandırmak zorunda olduğunu söyleyen Uçar, “Ancak, İş Kanunu’nun 18. Maddesi gereğince bir haklı sebep olsa bile işveren işçinin savunmasını almak zorundadır” dedi.

İŞE İADE DAVASI AÇIP İŞİMİZE DÖNEBİLİRİZ

Bir işçinin işveren tarafından herhangi bir geçerli sebep gösterilmeksizin işten çıkarılması halinde böyle bir durumun İş Kanunu’nun 19, 20, ve 21. maddeleri kapsamına girdiğini de ifade eden Uçar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “İşe iade davası açarak işinize geri dönebilirsiniz ve ayrıca çalışmadığınız 4 aylık sürenin ücretini alırsınız. Yani işe iade davasını kazandığınız takdirde işveren sizi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Ayrıca 4 aylık ücretinizi de ödemek zorundadır. Buna rağmen işveren sizi yine işe başlatmazsa 4 aylık ücretiniz ile birlikte 4 ile 8 işe başlatmama tazminatı ödemek zorundadır.”

TALEPKAR OLMALIYIZ

İşverenin haklı bir gerekçe bulup işten çıkarmadığı sürece işçinin kıdem tazminatı hakkı bulunduğunu da kaydeden Uçar, “İş Kanunu’nun 25. Maddesi gereğince ister alt işverenin isterse asıl yüklenicinin işçisi olun belirsiz süreli iş sözleşmesine dayalı olarak bir yıl veya daha fazla süreli olarak bir işyerinde çalıştıysanız kıdem tazminatı hakkınız vardır. Bilindiği gibi birçok sektörde birçok işçi her yıl 11 veya 12 aylık belirli süreli sözleşmeler imzalamak zorunda bırakılıyor ve işten çıkmak istendiğinde veya çıkarıldığında işçiye belirli süre çalıştığı için kıdem tazminatı ödenmiyor. Halbuki kanun belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan sözleşmesi belirli süreli sözleşmedir. Belirli süreli sözleşme, esaslı bir neden olmadıkça birden fazla üst üste yani zincirleme yapılamaz. Buradan anlıyoruz ki taşeronda çalışan birçok yurttaşın hakları kanunun açık hükmüne rağmen gasp ediliyor. Bu haklarımızı alabilmemizin tek yolu bu konuda talepkar olmamızdır” dedi.

ASIL İŞVEREN, SORUMLU OLMADIĞINI İDDİA EDEMEZ

Uçar açıklamasını şöyle tamamladı: “Taşeronda çalışan bir işçiye karşı asıl işveren de aynı taşeron gibi işçinin haklarının ödenmesi noktasında sorumludur. Taşeron işçisi haklarının peşine düştüğünde taşerondan ne istiyorsa aynısını asıl işverenden de isteyebilir. İş Kanunu’nun 2. Maddesi’ne göre asıl işveren sorumlu olmadığını iddia edemez.”