Türkmen Köyü halkı, 28 yıldır davalık olan 1200 dönümlük hazine yerinin köylüye eşit olarak paylaştırılmamasından yakınarak, devlet yetkililerin kendilerine sahip çıkmasını istedi.

Konuyla ilgili defalarca ilgili mercilere başvurduklarını ve yaşanan gelişmeleri aktardıklarını bildiren Köy Muhtarı Hakkı Yilber, “Cinayet işlenmesini mi bekliyorlar?” şeklinde konuştu.

Köy arazilerinde toplulaştırma yapılmadan önce tarlaların eşit olarak ekilip sürüldüğünü ve eken kişilerin de ecrimisil ödediğini kaydeden Yilber, “Ancak toplulaştırmadan sonra hazine yeri olarak başka yer gösterildi. Daha sonra da herkes kafasına göre ekip, sürmeye başladı. Kimse sahip çıkmıyor. Bu usulsüz ekim nedeniyle de bir olay çıkacağından, kan döküleceğinden  korkuyorum.” dedi.

Köyde topraksız ve geçimini sağlayamayan birçok vatandaş bulunduğuna dikkat çeken Hakkı Yilber, “Peki bu insanlar ne yapacak? Hırsızlık mı? Bizim istediğimiz eşit bir şekilde dağıtılsın.  Adamın 300 dönüm yeri var, gelip hazine arazisinden de 100 dönüm yer sürüyor. Buna kimse engel olmuyor. Gidip söyledik yetkililere. ‘Gelin malınıza sahip çıkın’ dedik. Ya kimse ekip sürmesin ya da eşit paylaştırın. Ama ne Malmüdürlüğü, ne Kaymakamlık ne de Valilik sahip çıktı. Peki bu yere kim sahip çıkacak? Bir gün tarlalarda kan döküldüğü zaman kim sahip çıkacak? Bugün sahip çıkılmıyorsa, yarın olaylar olduğunda da sahip çıkılmasın. Bu devletin hazinesi. Kimsenin babasın malı değil. Devlet sahip çıkmazsa sonu nereye gideceği belli değil. Cinayet mi işlenmesi bekleniyor? Topraksız vatandaşlara 3’er 5’er dönüm verilsin. Köyde geçimini sağlayamayan insanlar kalkıp da Yunanistan’a mı geçecek toprak işlemek için? Aç kalıp fırından bir ekmek çalarak hapis mi yatsın?” dedi.

Yilber ayrıca, toplulaştırmadan sonra köy tüzel kişiliğine arsa verildiğini ancak bu arsanın köyden 1 kilometre uzakta olduğunu belirterek, “Buraya ev yapılsa, yarın öbür gün çocuklar okula nasıl gidecek? 1 kilometre yolu yaya olarak gitmek ve gelmek zorundalar. Bu adalet değil. Madem verilecek güzergah üzerinde olması lazım. Devlet büyüklerimiz bu yanlışlığı düzeltsin.” şeklinde konuştu.

KÖY HALKI DA DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞTI

Hazine yerinin rastgele sürülmesini ve haksız bir durum yaşandığını iddia eden bazı köylüler de düşüncelerini şöyle paylaştı.

Hamza Evirgen: “Hazine avukatı malına sahip çıkacak, her vatandaşa taksim ettirecek. Bundan 5-6 sene önce 2 dönüm yere dava açtı, şimdi buna niye sahip çıkmıyor?”

Selim Yilber: “Bütün boş yerleri doldurdular, bize bir çizik dahi bırakmadılar. 40 dönüm yerim vardı 1 dönüm bile kalmadı. 6 nüfusum. Ne yapayım? Hırsızlık mı? 1 ayda 1000 TL alıyorum. 6 nüfusu geçindiremiyorum. Arazi istiyorum. Çoluk çocuğumla çalışmak istiyorum. Hâlâ arazileri gezip saman atıyorlar, benim yerim deyip sürüyorlar. Biz de bakıyoruz. Nereyi boş bulurlarsa, yağma yapıyorlar.”

Zakir Fıçı: “Köy meralarını bile sürdüler. Meralardaki çeşmenin dibine kadar sürdüler, hayvanlara su içmeye yer kalmadı. Sanki padişahlık devri. Gelen sürüyor, giden sürüyor.”

Demir Ateş: “Köyün 1 kilometre dışından bize arsa yeri ayırmışlardı. Onu da gidip sürdüler. Buradan çıkalı 30 sene olmuş, devletin yerini icara veriyor. İkametini bile aldı ama hazinenin yerini işliyor.”

Sultan Yilbir: “Biz devletten yardım istiyoruz. Bizim tarlalarımızı aldılar. Çoluk çocuğumuz ziyan. Çok mağdur durumdayız. Cinayet çıkmasından korkuyoruz. Başka köylerde tarlası olana da olmayana da verildi. Bizim köyümüzde neden paylaştırılmıyor?”

Kadir Yürekdelen: “20 seneden beri işliyorduk. Toplulaştırma girince zenginler ekmeye başladı. Traktörü olan gece-gündüz sürüyor. Bu adalet mi?”