24 Ocak 1993 tarihinde, otomobiline konulan bombayla öldürülen Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, geçtiğimiz Cumartesi günü, Keşan Demokrasi Platformu'nun düzenlediği etkinlikle anıtı başında anıldı.

Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında, saat 12.00’de, Uğur Mumcu Anıtı önünde başlayan anma programına, CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başlayan etkinlik, Avukat Nilüfer Erk Oğuz’un konuşmasıyla devam etti.

Konuşmasına, “Bugün burada bir araya gelen Adil ve Demokrat dostlar, hepinizi gönül dolusu sevgi ve saygıyla selamlıyorum.” diye başlayan Oğuz, “1992 Eylül’ü; rahmetli babamla birlikte dershane müdürünün odasındayız. Müdür bey soruyor: ‘Ne olmak istiyorsun?’ Tereddütsüz cevap veriyorum: ‘Gazeteci.’ Bu yanıtı duyan babam adeta gürlüyor; mümkün değil, ya hukuk ya iktisat okuyacaksın. Ben senin canını sokakta bulmadım. Başlıyoruz karşılıklı atışmaya. Müdür bey bizi sakinleştiriyor ve bana soruyor: ‘Neden gazeteci olmak istiyorsun?’ ‘Çünkü ben Uğur Mumcu gibi olmak istiyorum.’ diyorum. Müdür bey, ‘Uğur Mumcu da hukukçu. Zaten birçok namlı gazeteci de hukukçudur, sen en iyisi hukuk oku.’ diyerek beni kolaylıkla ikna ediyor. Aradan 4 ay geçiyor. Tarih 24 Ocak 1993. Uğur Mumcu bombalı saldırıda, öldürülmüş, katledilmiş diye duyuyorum. Gözümde yaşım, damarımda kanım donuyor. Boğazımda bir düğüm yüreğim yanıyor. Kabul edemiyorum. İnanmıyor, isyan ediyorum. ‘Gazeteci olmanı neden istemediğimi anladın mı?’ diyor babam. ‘Niçin o zaman daha 13 yaşımda sakıncalı piyadeyi koydun başucuma?’ diye haykırıyorum babama. Evet, ben bir sakıncalı piyadeyim! Bugün burada toplanan herkes sakıncalı piyade! Adalet için, demokrasi için hepimiz birer piyadeyiz. Hepimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün piyadeleriyiz. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Musa Anter, Necip Haplemitoğlu, Ahmet Taner Kışlalı ve daha niceleri için buradayız. Güneydoğuda can veren gencecik evlatlarımız, şehitlerimiz için buradayız.

Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan, Ethem Sarısülük ve daha nice gezi direnişinde kaybettiğimiz kardeşlerimiz, yavrularımız adına Adalet diye haykırmak için buradayız. Adaletin Mahkeme-i Kübra’ya kalmaması adına buradayız. ‘Unutmadık, unutturmayacağız’ demek için buradayız. Fikirler kurşunla ölmez, bombayla parçalanmaz! Demokrasi, fikirlerin yarışmasıdır. Ve Adalet bir gün herkese lazım olabilir. Adaletin ve demokrasinin hüküm sürdüğü bir ülke’de yaşamak dileğiyle saygılarımı sunuyorum.” dedi. Anma programı anıtın önüne karanfil bırakılmasıyla sona erdi.