Bülent Saylam

Mecidiye köyü ve çevresinde dolgu malzemesi ve diğer işlerde kullanılmak üzere açılan, uzun yıllardır faaliyetlerini sürdüren, çevreci ve doğaseverlerin tepki gösterdiği taş ocaklarına bir yenisi daha eklenecek.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Edirne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Mecidiye köyü, Ayazmabayırı tepesi mevkiindeki Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne ait II-A grubu kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi projesi için 25 Mart 2915 tarihinde ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) sürecini başlattı. 29 Nisan 2015 tarihinde internet sitesinde “ÇED Gerekli Değildir” kararını duyurmasıyla birlikte Mecidiye Köyü’ne bu sefer devlet işletmesi olarak yeni bir taş ocağı daha açılacak.

Edinilen bilgiye göre bölgede tesis için çalışmalar başladı. Çevreciler, sosyal medyada imza kampanyası düzenlediler.

ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR

25 Mart 2015 tarihinde başlayan ÇED sürecinin başlamasından 1 ay sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Edirne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 29 Nisan 2015 tarihinde internet sitesinde “ÇED Gerekli Değildir” karar verdi ve açılacak olan Kalker ocağı ve kırma eleme tesisi için yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Edirne İli Keşan İlçesi Mecidiye köyü, Ayazmabayırı tepesi mevkiindeki Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan II-A grubu kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi projesi ile ilgili olarak bakanlığımıza sunulan dosyayı ptd dosyası incelenmiş ve değerlendirilmiştir ÇED Yönetmeliği’nin 17. maddesi gereğince II-A Grubu Kalker Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi Projesi'ne Valiliğimizce ‘Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir’ kararı verilmiştir.


HAMZADERE BARAJI SULAMA PROJESİ İNŞAATI VE DİĞER PROJELER KAPSAMINDA KULLANILICAK

Valilikçe “ÇED Gerekli Değildir” kararı “Nihai Proje Tanıtım Dosyası”  ile ayrıntılı olarak, tesisin kuruluşu ile ilgili teknik bilgiler ve Mecidiye Köyü Ayazmabayırı tepesi mevkiinde yapılacak olan tesis için kurumların olur görüşlerine yer verildi. 700 bin TL değerli proje Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğü’ne ait olan II-A Grubu Kalker Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi’nin Kalker Ocağı 24 hektara yapılacak ve kapasitesi yılda 1.380.000 ton, Kırma-Eleme Tesisi’nin kapasitesi ise yılda 380.000 ton olacak. Hamzadere Barajı Sulama Projesi inşaatı ve diğer projeler kapsamında kullanılmak üzere açılacak olan tesiste Üretim çalışmalarının mevsim koşullarına da bağlı olarak yılda 12 ay, ayda 25 gün ve günde 16 saat süreyle yapılması planlanmakta ve toplam 20 kişi günde çift vardiya şeklinde çalışacak.

Valiliğin “ÇED için Gerekli Değildir” kararı kurumların görüşlerine göre dayandırılmış ve kurumların Mecidiye Köyü Ayazmabayırı tepesi mevkiinde yapılacak olan tesis için verdikleri görüşler ise ayrı ayrı “Nihai Proje Tanıtım Dosyası”nda yer verilmiş.


KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA MÜDÜRÜLÜĞÜ GÖRÜŞÜ

Hammadde üretim izin alanında kalker ocağı işletilmesi ile ilgili olarak Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne sorulan görüşe kurum, 10 Kasım 2014 tarih ve 1696 sayılı yazısı ile şöyle görüş bildirmiş:

“İlgili yazı eklerinde belirtilen ve koordinatları verilen alanda yapılan inceleme sonucunda sahanın ormanlık arazi olduğu görülmüş olup sık çalılar, yoğun ağaç dokusu ve arazi şartları (eğimli arazi, alana ulaşımı sağlayan yolların olmaması v.b) nedeniyle alanın bazı yerleri gezilememiştir. İnceleme yapılabilen alanda ise 2863 sayılı yasa kapsamına girebilecek nitelikte herhangi bir kültür varlığına rastlanılmamıştır. Ancak sahada yapılacak çalışmalar sırasında 2863 sayılı yasa kapsamına girebilecek nitelikte herhangi bir kalıntı ya da buluntuya rastlanılması durumunda çalışmanın durdurulup en yakın Mülki İdare Amirliğine veya Müze Müdürlüğü’ne bilgi verilmesi (2863 sayılı kanunun 4. maddesi) koşuluyla bahse konu alanda söz konusu çalışmanın yapılmasında sakınca bulunmamaktadır.” Görüş yazısında belirtilen hususlar dikkate alınarak üretim çalışmaları gerçekleştirileceği ibaresi eklenmiş.


ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ GÖRÜŞÜ

Kalker ocağı işletilmesi ile ilgili olarak Edirne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne görüş sorulduğunda, kurum 18 Ekim 2014 tarih ve 4810 sayılı yazısı ile şu görüşü bildirmiş:

“İlgili yazı ekinde sunulan 1/25.000 ölçekli topografik haritada koordinatlarıyla belirtilen 24 hektarlık saha sınırları sit sınırları içerisinde bulunmamaktadır. Söz konusu sahanın bulunduğu bölge ile ilgili olarak faaliyetin inşaat ve işletme aşamasında, tabiat varlıklarına zarar verilmemesi ve korunması amacıyla 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu, 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı, 1/25.000 ölçekli Edirne İl Çevre Düzeni Planı, 3194 sayılı İmar Kanunu ve Kanunlara istinaden yürürlüğe giren ilgili yönetmeliklerin hükümlerine uyulması, mer’i mevzuat uyarınca ilgili kurum ve kuruluşlardan izin alınması hususunda bilgilerinizi gereğini arz ederiz.”


DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GÖRÜŞÜ

Ocak ile ilgili olarak bir diğer görüş ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne ait, kurumun 13 Ocak 2015 tarih ve 9627 sayılı yazısı ile verdiği görüş şöyle:

“Söz konusu madencilik projesi için hazırlanan Flora Raporunun incelenmesi sonucunda; madencilik faaliyeti yapılacak olan saha ve çevresinin yoğun makilik alanlardan oluştuğu, arazi çalışmasında 4 endemik bitki türünün tespit edildiği, bu endemik türlerden Dianthus ingoldbyi türünün yayılış alanlarından birisinin proje alanı içerisinde kaldığı, bu türün ülkemizde sadece Çanakkale ve Edirne İllerinde yayılış gösterdiği, LUNC’e göre LC (Düşük Riskli) kategorisinde olduğu, bu türün Mecidiye Köyü civarında yoğun olarak bulunduğu ancak madencilik faaliyetlerinden ve kalker ocaklarının genişlemesinden dolayı ciddi tehdit altında olduğu anlaşılmaktadır. Yine diğer endemik tür olan Campanulaceae rumelianan subsp. rumeliana türünün ise ülkemizde sadece bu bölgede bulunduğu, LUCN’e göre VU (Zarar Görebilir) kategorisinde olduğu, yinede bu türün de madencilik faaliyetlerinden dolayı ciddi tehdit altındadır. Raporda yer alan ve çalışma alanında tespit edilen diğer iki endemik türden Linum tauricum subsp. bosphori türünün proje sahasında bulunmadığı ancak proje sahasına yakın tek bir lokasyonda yayılış gösterdiği ve tehdit altında olduğu, diğer endemik tür olan Orchis punctulata türünün ise proje alanında olmadığı ancak proje sahasına yakın tek bir lokasyonda bulunduğu ve yine bu türün de madencilik faaliyetleri nedeniyle tehdit altında olduğu ve LUCN’e göre NE Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğü II-A Grubu Kalker Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi 9 (Nesli Tehlike Altında Zarar Görebilir) kategorisindedir. Bu bağlamda proje sahasında tespit edilen iki endemik türün (Dianthus ingoldbyi ve Campanula rumelinan subsp. rumeliana) yayılış alanları olan kayalık bölümün, proje alanı dışında tutulması kaydıyla bahse konu madencilik faaliyetinin yapılmasında bir sakınca bulunmamaktadır. İlave olarak flora raporundaki uydu görüntüsünde belirtilen yedi lokasyonda ve koordinatlarda belirtilen sahalarda maden ocağı talep edilmemesi uygun görülmektedir.”

Görüş yazısında, koruma alanı koordinatları arasında bulunan Bölüm 1.b’deki koruma alanına hiçbir şekilde müdahale edilmeyeceği belirtilmiş. Üretim çalışmalarının yapılması için kullanılacak iş makinelerinin ve kırma-eleme tesisinin temin edilmesi sonucu proje bedeli yaklaşık 700.000 TL olarak belirlenmiş olup, Bölüm 1.b’de kullanılacak iş makinelerinin ayrı ayrı bedelleri verilmiş ve toplam proje bedeli koruma alanı dâhil edilmeyerek hesaplanmış.


ÇEVRECİLER İMZA KAMPANYASI DÜZENLEDİLER

Mecidiye köyü, Ayazmabayırı tepesi mevkiindeki Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne ait II-A grubu kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi projesinin gündeme gelmesiyle beraber çevreciler de harekete geçti. www.change.org internet sitesi üzerinden Saros Mecidiye Ayazma Bayırı Tepesi mevkiinde Açılacak Taş Ocağının Açılmasını Engellemelerini İstiyoruz...” adlı bir imza kampanyası düzenleyen çevreciler, vatandaşları yeni açılacak taş ocağının kurulmaması için imza atmaya davet ettiler.