Kendisi de bir Yunanistan göçmeni olan Yüksel Alioğlu, dün yaptığı açıklamada ülke ve dünya gündemine oturan ve cansız vücudu Bodrum sahillerine vuran 3 yaşındaki Suriyeli çocuk ve göç sorunuyla ilgili duygu ve düşüncelerini paylaştı.

“Küçücük çocuklara insanca yaşayacakları bir nefes veremedik” diyen Alioğlu’nun açıklaması şöyle:

“Bugün 3 Eylül 2015 Perşembe.  Türkiye ve Avrupa’da görsel ve yazılı basın yayın organlarında yer alan çok acı, üzücü, insanının kalbini sıkıştıran, duygularını yerle bir eden, insan onurunu, haysiyetini, yaşamını ayaklar altına alan çok acı bir haberden bahsetmek istiyorlar. Ülkemizin cennet tatil ilçesi Bodrum’da insanlık onurunun kıyıya vurduğu anın fotoğrafı. 3-4 yaşlarında Suriyeli bir ailenin çocuğu (O artık tüm dünyanın çocuğu) Dünyanın gözleri önünde biraz özgürlük için, biraz insanca yaşamak için, barutsuz, ateşsiz, savaşsız bir dünyada küçücük bedenine bir nefes için çok sevdiği annesinin kucağından kaydı Ege’nin serin sularına oradan da dalgalarla Bodrum sahillerine.

KARDEŞ KARDEŞE KIRDIRILIYOR

İnsanlık suskun akıl tutulması yaşıyor. Olanı biteni bir film gibi izliyor. Her şey ülke liderlerinin gözü önünde oluyor ama görmezden geliyor dünya, ülke liderleri ve yöneticilerinin gözlerine perde inmiş görmüyorlar. Peki yazarlar, çizerler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları her gün bilirkişi edası ile toplu iletişim araçlarından nutuk atanlar en nihayetinde ülke halkları, sade vatandaşlar niye görmezden gelirler anlamak mümkün değil. Dünya Orta Doğu’da yanan ateşi seyrediyor. Bu ateşin içinde yanıp kavrulan insanları, çocukları görmezden geliyor. Oysa bu ateşi dünyanın zengin ülkeleri daha fazla para için körüklüyor. Bölge insanlarını kışkırtıyor, kardeşi kardeşe kırdırıyor.

İNSANLIK AYIBI BİR AN ÖNCE SON BULSUN

Bu savaştan ve ateşten kaçan bu savaşı kabullenemeyen insanlar Akdeniz’in Ege’nin sularına şişme botlarla hayatlarını tehlikeye atarak, insanca yaşamak için ve bu kaçışta ölümü göze alarak yine de koşuyorlar özgürlüğe. Öte yandan Avrupa’nın zengin ülkeleri insan ticareti yaparcasına “Ben şu kadar göçmen kabul ederim, yok ben bu sayıdan fazla Suriyeli kabul edemem”  Oysa bu savaşı bir an önce bitirmemin yollarını aramak lazım ki bu insan göçü dursun,  bu insanlık ayıbı bir an önce son bulsun.

MECBURİ GÖÇ, BİR İNSANLIK AYIBIDIR

Dünyada göçler hep olmuştur ve bundan sonra da olacaktır ama 21. yüzyılda böylesi görülmemiştir. İnsanlığın sınandığı bu günlerde kocaman dünyada bu insanlara dünyanın küçücük bir köşesinde nefes aldıramadık. Küçücük çocuklara insanca yaşayacakları bir nefes veremedik. Küçücük kalpleri, kocaman yürekleriyle sahillere, tatil bölgelerinin kumsallarında insanlığın gözleri önünde cansız bedenleriyle yatıyorlar. Bodrum sahillerinde kumsallarda dalgaların bittiği yerde cansız bedeniyle yatan o Suriyeli çocuk, o artık Suriyeli bir çocuk değil bütün dünyanın çocuğu. Dünyanın ona reva gördüğü acıları dünyanın yüzüne vuran çocuk. Allah hiçbir halkı, toplumu, bireyi vatansız bırakmasın çünkü savaşların yarattığı hele hele iç savaşların yarattığı mecburi göç bir insanlık ayıbıdır.”