Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.
Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar…
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.
Bu şiir yıllar önce benim de görev aldığım “Garip Akımı” şairleri konulu bir şiir dinletisinde okunmuştu. Oradan hatırlarım. Şiir Orhan Veli Kanık’a ait. Hani bir şiirinde dediği gibi
İstanbul’da Boğaziçi’nde
Bir fakir Orhan Veli’yim;
Veli’nin oğluyum
Tarifsiz kederler içindeyim

Evet, bir “garip” Orhan Veli’dir o; çünkü hayat, onun şiirlerinde özettir. Adı üstünde “garip”tir Orhan Veli, muhaliftir ve nettir, direkt beyninize iletir hayatın kendisini. Olduğu gibi. Bu şiirin bugünlerde yaşananlara uygun olduğunu düşündüm. Neden mi?
“Her şey birdenbire oldu” demiş Orhan Veli “Birdenbire vurdu gün ışığı yere;” gerçekten de öyle oldu, daha 3 gün öncesine kadar Taksim Gezi Parkı düzenlemesi nedeniyle ağaçların kesilmemesi için 50 kişilik bir grup doğasever çadırlarıyla nöbet eylemi yaparken “her şey birdenbire oldu” ve devletin kolluk kuvvetleri bir şafak operasyonu ile bu masum göstericilere müdahalede bulundu. Peki ya sonra ne oldu? Yurdun dört bir yanında halk <özellikle gençler> sokaklara döküldü. Hem de ne dökülmek. Bugüne kadar görülmemiş bir hızla, inançla ve inatla. Kendilerine orantısız güç kullanan devletin kolluk kuvvetlerine karşı birlik olarak. Solun bütün türevleri, ulusalcılar, devrimci İslamcılar, apolitikler, herkes… Dövüştüler. Kendilerini küçük görenlere, hayatlarına müdahale edenlere karşı onurlu bir mücadele verdiler. Vee “Birdenbire vurdu gün ışığı yere;” Taksim’e çıktılar; ama bu sefer Ankara Kızılay Meydanı’nda, İzmir Gündoğdu Meydanı’nda ve Adana’da sert müdahalelerin olduğunu gördük “ulusal kanallardan” diyeceğim ama diyemiyorum, onu da bir tek Halk TV’den seyrettik. Yazının son kısmında medyanın durumuna da değineceğim.
Yurt genelinde olduğu gibi “Taksim Gezi Parkı” direniş eylemine destek Keşan’dan da geldi. Sosyal medya ile örgütlenen Keşanlılar 1 Haziran Cumartesi günü 19.00’da Eski İtfaiye’den Hükümet Meydanı’na kalabalık ve coşkulu bir şekilde yürüdü. Bu yürüyüşte gençlik Keşan’a damgasını vurdu. Ellerinde bayraklar, günün anlam ve önemiyle ilgili kimi hicivli dövizlerle Keşan’ın caddelerine renk kattı. Ben şahsen gösteride yer alan biri olarak onlara teşekkür ediyorum. Yüreklerine, cesaretlerine, akıllarına sağlık, hepsinin gözlerinden öpüyorum. İlk defa, bu denli, Türkiye’de olduğu gibi Keşan’da da gençler alanlara sahip çıktı. Bu çok önemli. Neden önemli? Kendilerini ifade edecek hayatın eskisi gibi olmayacağını görmeleri açısından önemli. Sürekli birilerinin ne yapacakları konusunda fetva vermeleri ve yeni bir statükonun dayatılması konusunda önemli. Demokrat olduklarını söyleyenlerin demokratlıklarını görmeleri açısından önemli. Yürüyüşte gençlik var dedim ama çocuklar, anneler, babalar, dedeler nineler de Keşan’da “Taksim Gezi Parkı” direniş eyleminde yerlerini aldı. Yürüyüşe gelenlerin yaş profilini söyledikten sonra siyasi yapı olarak da şunu söyleyebilirim. Az önce söylediğim gibi gençlerin alanlara sahip çıkma nedenlerine Keşan Halkı da sahip çıktı. Keşan Halkı zaten yürüyüşlere aşina bir halk. Seçim dönemlerinde özellikle son gece Keşan Halkının 4’te 1’inin mahalle gezilerinde slogan atarak yürümeleri bir gelenektir. Ve bu seçim dönemlerinde ufak tefek olayların dışında çok büyük olayların olmadığını biliyoruz ve emniyet kayıtlarında da bulamazsınız. Bu küçük ama önemli bilgiyi verdikten sonra yürüyüşte herkesin olduğu gibi benim de dikkatimi çeken bir noktayı belirtmek isterim. Keşan’da gelenek böyle olduğu içindir ki, AKP İlçe Başkanlığı’nın bulunduğu binanın önünde de çok az sayıda memurla güvenlik önlemi alınmıştı. Bu da çok önemlidir. Keşke İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de ve Adana’da da böyle olsa idi. Ne bir gaz ne de tazyikli su. Keşan’da hakim olan yalnızca demokrasi ve hoşgörü. Tüm ülkede itirazlar ve direnişler gaz bombalarıyla tazyikli sular ve zırhlı araçlarla karşılanmışken Keşan’da son derece demokratik ve barışçıl bir eylemin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynayan emniyet teşkilatına da teşekkür ederim.
İşte böyle, “Her şey birdenbire oldu” demişti Orhan Veli, kimsenin aklına bile gelmezdi bu denli bir halk hareketinin olacağı. Ve bu halk hareketini görmezden gelen genel medyanın bu kadar duyarsız olacağı. Bu duyarsız medya için yine Orhan Veli’den şu şiiri armağan ediyorum:
Sokak kedisinden ciğerci kedisine
Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, bense sokak kedisi;
Senin yiyeceğin, kalaylı kapta;
Benimki ise aslanın ağzında;
Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik.
Ama seninki de kolay değil kardeşim;
Kolay değil hani,
Sahibine şirin görünmek için
Tanrının bütün günü
Sabahtan akşama kadar kuyruk sallamak
CEVAP
Ciğercinin Kedisinden Sokak Kedisine
Açlıktan bahsediyorsun;
Demek ki sen komünistsin.
Demek bütün binaları yakan sensin
İstanbul’dakileri sen...
Ankara’dakileri sen...
Sen ne domuzsun sen! ...