Yazlık Emek Sineması'na Ağıt 



Terziler Sitesi’ne inen sokakta 
Kılavuz İş Hanı'nın tam arkasında 
Kardeşler Hanın'nın sol tarafında
Han-hamam-öküz-manda-döven çağında 
Filmler oynatırdın yaz aylarında 

O zaman mavi Saros, mavi değildi! 
İnsanımın kafası semiz değildi 
Yollar bozuk, arabalar böyle değildi 
Yalnız sana gelirdik Emek Sinema 

Anlatmak sevmekten zor şimdi seni 
Dört duvar arasındaki tozlu resmini 
Toprağın üstünde beşyüz iskemle 
Ve gönlümü tutsak eden beyaz perdeni.. 
…. 
Müzikler çınlardı hopörlerinden: 
“Bekledim de gelmedin...." 
“Kıskanırım seni ben...." 

“Mapushane Çeşmesi Yandan Akıyor Yandan”
“Benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında” 

Satıcılar seslenirdi köşe başında 
“tık..tık..tık.tık.. susamhelvaaaa! 
"Niyazi Gazooz! …..horoz şekeriii! ” 

Aşk ile dinlerdim bu seslerini 
Külahla satılan çekirdeklerini 
“sütlü mısııır! ..çıtıır..çıtırr! ” nidalarınla 
Hopörlerden yayılan müziklerini 

İnanmazsan bir sor o akşamlara 
Dolunay, yıldızlarla ışıldayınca 
Cumartesi günleri, pazardan sonra 
Sevgiliye gelir gibi gelirdik sana 

İnsanlar evlerden taşardı yola 
Mutluluk yağardı loş sokaklara 
İnönü Bulvarları ve de İstiklal.. 
Eski Gelibolu... Anafartalar 

Hastane Caddesi ve Cumhuriyet 
Gençlerle dolardı, Çarşı’ya kadar 

Nazmi Ağbi beklerdi tahta kapında 
Yüreğimiz kıpraşırken anoslarında 
Ana-baba, kız-kızan girip kol kola 
Yemeği yer yemez gelirdik sana 

Üç gongla başlardı hep filmlerin 
Parçalar gösterirdin, önünden filmin 
Filmin adı düşünce beyaz perdeye 
Adları yazılırdı tüm artistlerin 

 

Dümbüllü İsmail’i sende tanıdık 
Muhterem Nur'la sana bağlandık 
Cahide Sonku’yla gönül dağladık 
Necdet Mahfi Ayral'ı, Seyfioğlu'nu 
Perdeden kayacağı an yakaladık! 

Cilalı İbo'yla güldük-eğlendik 
Ahmet Tarık Tekçe'yi pek çok beğendik 
Baradan'la, Kentmen'le dertleri yendik 
Seninle dünyayı öğrendik Emek! 

Turist Ömer ile şakayı bildik 
Öztürk Serengil’le “ çok yeşeee! ” dedik 
Horoz Nuri -Bediha aşkına güldük 
Yepyeni yıldızlar tanıdık senle 

Ayşecik’i Ömercik’i tac ettik başa 
İzzeti, Ediz’i atmadık tac’a 
Gider gibi çeşmeye, camiye, maça 
Her hafta sana geldik Emek Sinema 

Türkan’a “sultan “dedik 
Ayhan’a “kral”; 
Tacını vermeyi unuttuk zinhar 

“Taş Bebek” Gönül’ün 
Güney’in, “Kral” 
Bu kralın başında çirkini de var 
"Menekşe Gözler" Fatma'ya uyar 
“Altın Çocuk” sanı, Göksel’e moral 

"Küçük hanımefendi" Belgin'in olsun 
"Fosforlu Cevriye" Neriman'a uyar 
"Malkoçoğlu" Cüneyt'e 
"Karaoğlan" lakabı Kartal’a yarar 

Hülya’ya gelince kalmadı ünvan 
“Yeter! ” dedi “SUSUZ YAZ” 
Var ya madalyam! 

Bilmem gerek var mı bir bir saymaya 
Ve de Kemal Sunal’ı tekrar anmaya 
Sevmeyi - gülmeyi senle öğrendik 
Bunun için önemlisin Emek Sinema 

TV 'ler çıkalı el olduk şimdi 
Ne sen ortalıktasın, ne akrabalar 
Nufusumuz çıksa da beş-on katına 
Hasret kaldı bizlere Ay ve yıldızlar 

Bir 
haber göndersek Nurhan Ağbi’ye 
Açılır mı yine tahta kapılar? 
………….*****………………. 

 

***Türk Sineması’nın 100.Yılı şerefine yazılmıştır..

Ali Koç ELEGEÇMEZ