Sonay CAN

Keşan İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve ilçede yaşanan hava kirliliği ile ilgili teknik ve istatistiki verilerin yer aldığı ve Keşan Kaymakamlığı’na gönderildiği bildirilen raporun içeriği dün açıklandı. 

Keşan Kaymakamı Bekir Dınkırcı’ya sunulan raporun içeriğiyle ilgili olarak, dün Keşan İlçe Sağlık Müdürü Dr. Ergün Kurtar tarafından, bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi.  Keşan İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde düzenlenen ve saat 14.30’da başlayan basın toplantısında,  şu bilgilere yer verildi.

“RAPOR, AKADEMİK BİR ÇALIŞMA DEĞİL”

Sözlerine, çevreyle ilgili tespitlerle başlayan Kurtar, hazırlanan raporun akademik bir çalışma olmadığının altını çizerek, şunları söyledi: “Keşan İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu çalışma, akademik bir çalışma olmayıp, Keşan’da hava kirliliği konusundaki mevcut durum ile ilgili bir ön çalışma niteliği taşımaktadır. Çevre; kısaca tüm canlıların ortak yaşama alanlarını oluşturan hava, su ve toprak şeklinde tanımlanabilir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Çevre hakkı, Anayasa`mızın 56. maddesinde düzenlenmiştir. Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması maddesi gereğince Çevre hakkı, eşref-i mahlukat olan insanın şeref ve haysiyetine yakışır bir hayat içerisinde yaşayabilme düşüncesinin bir sonucudur.”

“ÇEVRE KANUNU’YLA YASAL HAKLAR GETİRİLDİ”

Ergün Kurtar, sözlerinin devamında, çıkarılan çevre kanunlarıyla, yasal haklar getirildiğini ve insan sağlığıyla ilgili yeni düzenlemelere gidildiğini belirterek, şöyle dedi: “1982 Anayasasının çevre hakkında ilk kez düzenlemesinin ardından 9 Ağustos 1983 tarihinde 2872 sayılı Çevre Kanunu yürürlüğe girmiştir. Kanunun amacı, 26.4.2006 tarihinde, 5491 sayılı kanunla getirilen değişiklikle şu şekilde ifade edilmiştir;   Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. Maddesinin 2a bendinde ve 3e bendinde <İlgili kurum ve kuruluşların insan sağlığını doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen faktörler ve sosyal belirleyicilerle ilgili uygulamalarına ve düzenlemelerine yön verir, bunu teminen gerekli bildirimleri yapar, görüş bildirir ve müeyyide uygular.> bilgilerine yer verilmiştir.”

“KEŞAN’DA HALK SAĞLIĞI RAPORU HAZIRLANDI”

Kurtar, ilgili kurum ve kuruluşların ortaklaşa ve koordineli çalışmaları sayesinde, bir halk sağlığı raporunun hazırlandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan 2013-2017 Stratejik Planı’nda sağlığın milli ekonomiye katkısını kanıtları ile ortaya koymak amacıyla;sağlığın eğitim, iş gücü piyasası ve tasarruf üzerindeki ekonomik etkilerini ölçecek araştırmalar yapmak, sağlığın makro ve mikro ekonomiye etkisini ölçecek araştırmalar yapmak, Sağlığın sosyal refah maliyeti üzerine etkisini ölçecek araştırmalar yapmak belirlenen hedefler arasında yer almaktadır.

Keşan İlçe Sağlık Müdürlüğü, Kaymakamlığımızın talimatları ve Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Edirne Valiliği, Edirne İl Sağlık Müdürlüğü, Edirne Halk Sağlığı Müdürlüğü, Keşan Kaymakamlığı, Keşan İlçe Sağlık Müdürlüğü, Keşan Belediyesi diğer kamu kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde 2014-2015 yılları arasında yürürlüğe girmesi için Halk Sağlığı Raporu hazırlamıştır. Hava; yaşamımızın en önemli kaynağıdır. Yerel hava kalitesi, yaşadığımız ve soluduğumuz havayı ve hayatımızın kalitesini direkt etkiler.”

“HAVA KİRLETİCİLERİ, DOĞAL OLARAK İNSAN SAĞLIĞINI ETKİLER”

Daha sonra, genel olarak havadaki kirleticilerin sağlığa etkileri konusuna değinen Ergün Kurtar, şu görüşlere yer verdi: “Hava kirleticileri, insan sağlığını direkt olarak, olumsuz etkiler. Solunum fonksiyonlarında bozulma, solunum sistemi hastalıklarında artış, kronik solunum sistemi hastalığı olan kişilerin hastalıklarının alevlenmesinde artış, kronik kalp hastalığı olan kişilerin hastalıklarının alevlenmesinde artış, burun boğaz hastalıklarında artış, mide rahatsızlıklarında artış, kanser görülme sıklığında artış, (akciğer, prostat, burun, gırtlak vb.), erken ölümlerde artış olarak sayılabilir. Kentlerde hava kalitesinin hızla bozulmasını ve halk sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini gösteren bulguların artması  arttırmıştır. Keşan İlçe Sağlık Müdürlüğü olarak bu çalışmada ana hedefimiz, Keşan’da yaşayan bireylere sağlıklı ve kaliteli bir yaşam ortamının ve bunun şartlarından birisi olan temiz havanın temin edilmesi, hava kirliliğinin önlenmesine katkı sağlamaktır. Ekim ayında başlayan ve Mart ayında etkisi azalan hava kirliliğinin kaynağı olarak kalitesiz katı yakıt yerine alternatif enerji kaynağı olan doğalgazın mutlaka kullanılması, çevre ile ilgili birtakım kurumlar arası düzenlemelerin yapılması, çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi için birtakım kurumsal çalışmalar ve toplantıların yapılması, risk gruplarının korunması (bebekler ve gelişme çağındaki çocuklar, gebe ve emzikli kadınlar, yaşlılar, kronik solunum ve dolaşım sistemi hastalığı olanlar, sigara kullananlar, düşük sosyoekonomik grup içinde yer alanlar), konu ile ilgili eğitim programlarının hazırlanması, hava kirliliğini önlemede medya desteğinin sağlanması, aylık veriler ile durum tespiti ve halkın bilgilendirilmesinin sağlanması, Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi (HKDY) Yönetmeliği ile mevcut hava kalitesi sınır değerlerinin yıllık olarak azaltılarak 2015 yılında Avrupa Birliği (AB) hava kalitesi sınır değerleri ile uyumlu hale gelebilmesi, enerji tasarrufu için gerekli donanımlara sahip binaların oluşması için alt yapı hazırlıklarının sağlanması diğer hedeflerdir.”

“HAVA KİRLİLİĞİNİN EKONOMİK BOYUTU DA ÖNEMLİDİR”

Sözlerinin devamında, hava kirliliğinin ekonomik boyutuna da değinen Kurtar, bu açıdan da zarar verici olduğunun altını çizerek, şöyle dedi: .

“Hava kirliliğinin ekonomik boyutuna bakılacak olursa, hava kirliliği hem canlıların sağlığı açısından, hem de ekonomik yönden zarar vericidir. Kişinin işini daha iyi yaparak verimliliğe katkıda bulunması ancak sağlıklı, düzenli ve bozulmamış bir çevre içinde mümkündür. Hava kirliliği ciddi boyutlarda ekonomik zarara neden olmakta ve insanların aşırı derecede ilaç tüketimine sebebiyet vermektedir. İş yerlerinde iş veriminin ve okullarda eğitim veriminin düşmesine neden olmaktadır. Çevre kirliliğine nereden bakarsak bakalım ekonomi üzerine negatif yönde etkileri olacağı kaçınılmaz durumdadır. Avrupa Sağlık ve Çevre İttifakı (HEAL)’nın 2013 Mart ayında yayınladığı <Ödenmemiş Sağlık Faturası: Kömür Bizi Nasıl Hastalandırıyor?> adlı çalışma  kömürün hala Avrupa'nın en önemli gündemlerinden biri olmaya devam ettiğini gösteriyor. Çalışmaya göre 27 üye ülkenin kömür kullanımından kaynaklı hastalıkların tedavisi için 2009 yılında yaptıkları harcamaların toplam tutarı 42,811 milyon Avro olup, Türkiye'de ise 2009 yılı içinde kömüre bağlı sağlık harcamaları 6,689 milyon Avro’yu bulmuştur.

Kömür kaynaklı kirleticilere uzun süreli maruz kalanlar bronşit, anfizem ve akciğer kanseri gibi kronik solunum hastalıkları ve miyokardiyal enfarktüsü (kalp krizi), konjestif kalp yetmezliği ve kardiyak aritmileri gibi kardiyovasküler hastalıklara yakalanıyor.

Keşan’da hava kirliliğinin sebep olduğu maliyetlere bakılacak olursa, 2013 Yılı verilerinde ilçemizdeki hastanelere (Keşan Devlet ve Özel Keşan Hastanesi) 1 yıl içerisinde KOAH, Astım, Bronşit ve AC Ca bağlı yatış ve tedavi toplam maliyeti yaklaşık 2.000.000 TL’dir. Yine alınan verilere göre sadece Keşan’da satılan KOAH hastalarının kullandıkları kombine preparatların 1 yıllık değeri yaklaşık 500.000 TL’dir. KOAH ve astım hastalarının kullandıkları oksijen konsantratörleri oksijen tüpleri nebul cihazları ile bronşit tanısı alanların ayaktan tedavi maliyetleri İlçemize ve ülkemize getirdiği maliyet boyutuna baktığımızda ise; Keşan’da medikal firmadan alınan verilere göre ilçemizdeki vatandaşlarımıza 1,5 yılda satışı yapılan sağlık ile ilgili malzeme listesi incelendiğinde; hava kirliliği nedeniyle kış aylarında cam, kapı açılmadığı için oda içerisindeki havanın kuruması ve nem oranının azalması nedeniyle yıllık 24 adet olan oda nemlendiricilerinin son 1,5 yılda 250’ye ulaştığı bildirilmiştir. Aynı listede oda nemlendiricisi, CPAP cihazı, BPAP cihazı, OKS konsantratörü, Nebulizatör cihazı gibi malzemelerin yıllık yaklaşık maliyetinin 150-200.000 TL. olduğu görülmektedir. Yine tüm bu hastalıklardan kaynaklanmış kişisel iş gücü  kayıpları, kemoterapi, radyoterapi, sevk maliyeti bu çalışmaya dahil edilmemiştir. Görüldüğü üzere hava kirliliği kaynaklı oluşabilecek hastalıkların  1 yıllık devlete maliyeti en az 2.500.000 - 3.000.000 TL’dir. Bu, gerçekten üzerinde durulması gereken önemli bir sorundur.

İlçemizde hava kirliliği kaynakları; ısınma sistemleri ve trafik kaynaklıdır. İlçemizin nüfusu 2013 TUİK verilerine göre 79 bin 889 olup, Kent nüfusu 59 bin 510’dur.”

“TRAFİK UNSURLARI DA HAVAYI KİRLETMEKTE”

Keşan’da trafiğin de havanın kirletilmesinde önemli bir unsur olduğunu kaydeden Ergün Kurtar,

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Marmara Bölgesi Temiz Hava Merkezi'nin (MBTHM) verilerine göre ilçemizde 2013 yılında; Kasım’da  3 gün, Aralık’ta 15 gün, 2014 yılında ise Ocak’ta 7 gün, Şubat’ta 4 gün, Mart’ta 1 gün Kükürtdioksit (SO2) oranının “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği” ile belirlenen uyarı eşiği aşılmıştır.

Partikül madde (PM10) ise, 2013 Mart’ta 5 gün, Nisan’da 1 gün, Mayıs’ta 1 gün, Ekim’de 1 gün, Aralık’ta 16 gün, 2014 yılında Ocak’ta 13 gün, Şubat’ta 6 gün, Mart’ta 5 gün, Nisan’da 1 gün uyarı eşiği aşılmıştır. Bir insanın günlük ihtiyacı olan 15 m3 temiz havayı bir tek taşıtın sadece 10 dakikalık bir süre içerisinde tehlikeli hale dönüştürmesi, 2014 Şubat ayı itibariyle Keşan’ da bulunan kayıtlı ve yabancı yaklaşık 30.000 motorlu taşıtın neden olduğu hava kirliliğinin boyutu hakkında bizlere yeterli bir fikir verebilir.  Motorlu taşıtların diğer kirletici kaynaklardan önemli bir farkı, egzoz gazlarının kirletici etkilerinin ani ve direkt olmasıdır.

Ölçümler neticesinde, İlçede hava kirliliği sorununun başladığı ve özellikle havaların soğuması ile birlikte ısınmada kullanılan yakıta bağlı olarak Kükürtdioksit (SO2) konsantrasyonunun sık sık uyarı eşiğini aştığı, yine trafikteki araçlardan kaynaklanan partikül oranının da yüksek olduğu tespit edildi. Tüm bu göstergeler ulusal düzeyde bir mücadelenin yapılmasını ve belirlenen stratejik hedeflerin eyleme dönüştürülmesi, bu eylem ve faaliyetlerin bir plan dahilinde yapılmasının kaçınılmaz olduğunu göstermiştir.”  dedi.

KURTAR, ÖNERİLER SUNDU

Dr. Ergün Kurtar, hava kirliliği konusunda hazırlanan raporu okuduktan sonra, çeşitli öneriler de sunarak sözlerini şöyle sonlandırdı:

“*Doğalgaz kullanımı ve yararlarının anlatılması, doğalgaz altyapısının oluşturulması, doğalgaz kullanımının özendirilmesi,

*Akaryakıt kalitesinin iyileştirilmesi,

*Çevre düzeni planları yapılırken hava kirliliği taşınım durumlarının dikkate alınması,

*Yakma saatlerinin düzenlenmesi ve kontrolü, katı yakıt kriterlerinin belirlenmesi,

*Trafiğe çıkan araç konusunda yeni düzenlemelerin yapılması,

*Binalarda ısı yalıtımına önem verilmesi,

*Kalorifer kazanlarının periyodik olarak bakımının yapılması, kalorifercilerin ateşçi eğitim kurslarına katılımının sağlanması,

*Yeni yerleşim yerlerinde bölgesel ısıtma sistemlerinin kullanılması,

*Toplu taşıma araçlarının yaygınlaştırılması, kent içi ulaşımda uygun meyilli alanlarda bisiklet yolları, park yerlerinin oluşturulması,

*Araçların egzoz emisyon ölçümlerinin periyodik olarak yapılması,

*Ağaçlandırma çalışmalarının artırılması, özellikle hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde yeşil alanların artırılması,

*Fert, toplum, millet ve milletlerarası seviyede çevre bilinci yerleştirilmeli, halkı hava kirliliği konusunda bilinçlendirme eğitimlerisüreklilik kazanmalıdır,

*Halkın, hava kirliliği konusunda bilinçlendirilmesi için ilkokuldan başlamak üzere tüm okullarda ve sivil toplum örgütlerince bu amaca yönelik eğitim programlarının hazırlanması kaliteli hava solumamıza yardımcı olacaktır.”