“10 Ekim tarihinde insanoğlunun tek vasfı olan ‘yaşamak’ yarım kaldı. Oysa sadece daha özenli ve daha kaliteli yaşamaktı dertleri. Adına bu kez ‘BARIŞ’ diyerek çıkmışlardı yola. Geçmişten aldıkları ‘birlikte yaşayabilme’, ‘bir ve kardeş olabilme’ olgusunu yeniden hatırlatmak istemişlerdi. Her birlik girişimi gibi yine hevesi kursağında kaldı insanlığın. Bu ne ilkti ne de son olacaktı belki de...
Acı olan bu kez barış için yürüyenler, savaş için katledildiler. Seneler öncesinden bir ses yankılanıyordu oysaki ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ Bundan cesaret aldı insanlık ‘hakkımızdır’ dedi ve barışı istedi. Kimsenin haberi yoktu her barış çığlının kanda boğulacağından. İnsanlık barış dedikçe birileri bastı düğmeye. Barış diyen her bir can ya kanıyla ya da canıyla ödedi bedelini.
10 Ekim yeni bir durumdur. Türkiye siyasetinin büyük tarihsel dönemeçleri hiç sessiz sakin kalmadı. Kansız dönüşüm hatırlıyor musunuz?
Gözünü kan bürümüş canavarlar geleceğimizi karartmaktan ve canlarımızı almaktan geri durmuyor. Ülkesinde ‘Savaşa hayır’ demek ve barış çığlıkları atmak için gelen yüzlerce genci bu kadar pervasızca katledebilmek ancak insanlıktan nasibini almamış olanların işi olabilir.
Şunu bilsinler; bizi kanla terbiye edemeyecekler.
CHP Keşan Gençlik Kolları olarak barışın ve kardeşliğin iktidar olduğu bir toplum bilinci oluşturulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Barış için biz onların öteki, beriki, şuncu, buncu dedikleriyle ‘biz’ olana kadar devam edeceğiz. Size barışmayı öğreteceğiz, size bir olmayı, birlikte olmayı öğreteceğiz.
Bu katliamda yitirdiğimiz tüm canların acısını içimizde hissediyor ve ülkemize baş sağlığı diliyoruz.”
