ÖDP (Özgürlük ve Dayanışma Partisi) Keşan İlçe Başkanı Hasan Karagöz, dün yaptığı açıklama ile ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gerilen bir ortamda seçime girileceğini bu nedenle her türlü provakatif zeminin kullanabileceğine dikkat çekti.

HEPİMİZİN UYANIK OLMASI GEREKİYOR

Türkiye’nin seçim sathına girdiğini, adayların kesinleştiğini ve genel anlamda konjonktürel anlamda bakıldığında AK Parti’de ciddi bir anlamda düşüş yaşandığının gözlemlendiğini kaydeden Karagöz, şöyle konuştu: “Artık AKP yönetemez duruma geldi. Baskıyla, şiddetle, provakasyonlarla, tehditle, sindirmeyle, yıldırmayla kendilerini var etme çabası içine girdikleri aşikar. Son çıkardıkları İç Güvenlik Yasası da bunun bir ayağıdır. Olaylara art arda baktığımızda hepimizin ciddi anlamda uyanık olması gerekiyor. Nerede, ne zaman ve nasıl bir provakatif bir davranışla karşı karşıya kalacağımızın bilinmesi zor gibi duruyor, 31 Mart’tan bugüne kadar yaşananları değerlendirmeye aldığımızda Çağlayan Adliyesi’nde yapılan eylemde 3 vatandaşımız ölüyor ve bunu hükümet ‘başarılı bir operasyon’ olarak niteliyor.”

BERKİN ELVAN’I KULLANIYORLAR

Dünyada bu tür operasyonların başarılı olup olmadığının göstergesinin oradaki insanların can güvenliğiyle ilgili olduğunu vurgulayan Karagöz, “Kaç tanesini canlı kurtardın? 8 saatlik bir pazarlık var. 8 saatin sonunda tek maddeye düşüyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil Burada Berkin Elvan’ın kullanılmasını kabul etmemiz mümkün değil. Berkin Elvan’ın ve ailesinin bunlarla uzaktan yakından ilgisi yok ama bugün Cumhurbaşkanı ve dün Başbakan olan Berkin Elvan’a terörist demişse, ailesini kendi kitlesine yuhalatmışsa aradan 1 yılın üzerinden fazla süre geçmesine rağmen aradan süre geçmesine rağmen hala katillerini bulup adalete teslim etmemişse burada Berkin Elvan’ı da kullanmak onlar açısından son derece doğal. Bizim Keşan yerelinde siyaset yaptığını zannedenler de hemen atlıyorlar. Keşan’da Berkin Elvan adının parktan silinmesi gerektiğini ve halkın buna karşı olduğunu söylüyorlar. Hangi anketi ve çalışmayı yapmışlar, hangi sonuca göre bunu söylüyorlar, bunu anlamak mümkün değil. Keşan’da Berkin Elvan Parkı’nın adının değiştirilmesi konusunda bir referandum yapılsa ben %80 ‘Hayır değiştirilmemelidir’ sonucunun çıkacağını iddia ediyorum” dedi.

İKTİDAR CİDDİ ANLAMDA KAN KAYBEDİYOR

Seçim sürecine girildiğini, ciddi anlamda kan kaybeden iktidarın, kendini yeniden tahkim edebilmesi ve güçlendirebilmesi ve tek başına iktidar olmak için koşulları yaratabilmesi için her türlü provakatif zemini kullanabileceğinin aşikâr olduğuna işaret eden Karagöz, “Bugüne kadar ortalıkta bir sürü şey dolaşıyor. Çağlayan olayının da böyle bir şey olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

AĞRI’DA YAŞANAN TAM BİR SKANDAL

Konuşmasında AK Parti’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Hasan Karagöz, tüm ülkeyi etkileyen elektrik kesintisinin özelleştirmeden kaynaklandığını dile getirdi. 2 yıldır ülkede çatışmasızlık sürecinin yaşandığını söyleyen Hasan Karagöz, şöyle dedi: “Onlarca, yüzlerce gencin ölümü engellendi. En son hükümet ve taraflar arasında 10 maddelik barış metni açıklaması yapıldı. Adımlar atılıyor. Tüm bunların yaşandığı noktada Türk Silahlı Kuvvetleri belli bölgelerde operasyon başlatıyor. Ağrı’da yaşanan ise tam bir skandal.”

Seçime girilen dönemlerde tehlikeli oyunlar oynandığına vurgu yapan Karagöz, gerilen bir ortamda seçime girileceğini söyledi.

SÜLEYMAN EREN’İN ÖNERİSİNE KATILYORUM

Hasan Karagöz, Keşan’da Berkin Elvan’ın adına takıntı yapıp, Çağlayan Adliyesi’ne öldürülen savcı Mehmet Selim Kiraz isminin bir yerlere verilmesini içeren açıklamaların çok ucuz bir siyaset olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Normal hayat içerisinden bir şey üretemeyenlerin, milletin hassas noktasından ortaya bir şey atılma siyasetidir. Evet, savcının adı verilecekse bu konuda Süleyman Eren’in önerisine katılıyorum. Bu da AKP’nin elinde. Yeni adliye sarayı açılacak. Başarısız bir operasyonla öldürttükleri savcının adını adliye sarayına versinler. Bu Belediye Meclisi’nden geçmesi gereken bir karar değil. Buyursunlar, sahip çıkmak istiyorlarsa yapsınlar. Duygusal sömürüye girerek siyaset olmaz. Baskıcı rejime, işsizliğe, yoksulluğa, açlığa, sefalete başkaldırıp bu ülkede ne oluyor diye görüp sahip çıkmak gerekiyor. Hiç kimsenin kanı, canı ve gözyaşı üzerinden siyaset yapmak gibi bir davranışımız olmadı, bundan sonra da olmaz. Bu kadar kolaycı ve ucuz siyasetten çıkmak gerekir.”