AYŞİN SEÇİL GEZER                          

Kırsal kesimin tarımsal üretimle ilgili sürecini değerlendiren Açar, şunları söyledi: “Kırsal kesimin tarımsal üretimle yakinen ilgisi olan tarımsal eğitim konusudur. Bu anlamda devletin sosyal hizmet anlayışı ile tüm kesimlere bu hizmeti vermek gibi bir misyonu vardır. Bu anlamda devletimiz, ülkemiz gerçeğinde kırsal kesimin üretim anlamında eğitimine cumhuriyet tarihimiz içerisinde önem vermiş ise de ‘olsa da olur olmasa da olur’ değerlendirmelerin olduğu dönemlerde olmuştur. Ancak, 1984 yılında öncelikle bazı pilot illerde başlatılan ve akabinde ülke genelinde yaygınlaştırılan TUYAP projeleri kapsamında Köy-Grubu teknisyenliği projesi ile kırsal kesimle teknik yakınlaştırılmıştır. Neticede kırsal kesimin üretim anlamında eğitimin önemi geçte olsa anlaşılarak uygulanma fırsatı bulmuştur. Maalesef zaman içerisinde sonuçları ne olduğu belli olmadan bu proje bir anlamda uygulamadan kaldırılmıştır. Kırsal kesimin üretim ile ilgili eğitimin önemi tekrar değerlendirilmiş ve 2004 yılında; Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek Projesi (KÖY-MER)  uygulamaya konulmuştur. 2007 tarih itibari ile KÖY GRUP teknisyenliğine benzer Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek Projesi (TAR-GEL) uygulamaya konulmuştur. İddialı bir şekilde 2007 yılında başlatılan proje, 2016 yılında hedeflenen hizmetlerine ulaşılamayacağı anlaşılmış ve kaldırılmıştır. Projenin tek olumlu tarafı çalışanlara kadro verilmesi olmuştur. Akabinde kadrolu TARGEL personellerine ilave olarak diğer kadrolu teknik ve de sağlık personellerini de dikkate alan bakanlık, Tarım İşletmeleri Danışmanlığı (TİD) adı ile bir uygulama başlatılmıştır. Bu uygulama ile de kamu tüm üreticilere ulaşılacağını hedeflenmiştir. Bakanlık sitesinden izlendiği şekli ile de günlük ziyaretleri merkezden uygulamanın takibi anlayışına dayandırılan bir uygulama olduğu görülmüştür. Görüldüğü şekli ile kamu geçmişten günümüze bu projeleri ile tüm kamu imkanları ile genele hizmet gayreti içerisinde olmuş. Olmaya da devam etmektedir. Diğer bir ifade ile devlet bu hizmetleri yapandır.”

2009 YILINDA UYGULAMAYA SOKMUŞTUR

Açar sözlerine şöyle devam etti: “Bakanlık, bütün bu çalışmaları içerisinde özellikle batı ülkelerinde başarılı bir şekilde uygulanmakta olan özel müteşebbisin de bu sahada yerlerini alması anlamında çalışmalarını 2003 yılında ‘Serbest Tarım Danışmanlığı’ projesinin altyapı çalışmalarını da başlatmış olduğu görülmektedir. Nitekim bakanlık reform niteliğinde olan ve kamuoyunda bilinen ismi ile ‘Sertifikalı Tarım Danışmanlığı Projesi’nin altyapı çalışmalarını kısmen tamamlayarak projeyi 2009 yılında uygulamaya sokmuştur. Bu anlamda yaptıran durumuna da gelmiştir.”

REKABETÇİ BİR HİZMET ANLAYIŞINI DEVREYE SOKMUŞTUR

Sertifikalı Tarım Danışmanlığı Projesi hakkında değerlendirmelerde bulunan Lütfü Açar, şu ifadeleri kullandı: “Sertifikalı Tarım Danışmanlığı Projesi bakanlığın reform niteliğindeki bir uygulamadır. Proje üzerinde 2003 yılında çalışılmaya başlanılmıştır. 2006 yılında yönetmeliğini 2007 yılında ise uygulama esasları çıkarılmış ve sistemde yer alacak tarım yayımcısı ve tarım danışmanlarının yetiştirilmesi amacıyla sertifika eğitimlerine başlanmıştır. Sertifika eğitimleri yerine 2010 yılında merkezi sınava geçilmesiyle birlikte bugüne kadar kamuda çalışan 3 bin 260 personele tarım yayımcısı sertifikası, kamu dışından yaklaşık 12 bin kişiye tarım danışmanı sertifikası verilmiştir. Bakanlık 2009 yılında yayımlamış olduğu tebliğ ile de sahada görev alacak hizmet sunucularına imkan yaratmıştır. Diğer bir ifade ile de hizmet sunucuları arasında rekabetçi bir hizmet anlayışını devreye sokmuştur.”

DANIŞMANLIK HİZMET ANLAYIŞI YİNE MESAİ MEVHUMU ANLAYIŞINA GETİRİLMİŞTİR

Açar, sözlerine şöyle devam etti: “Bakanlık, 2003 yılından itibaren ‘Sertifikalı Tarım Danışmanlığı Projesi’nin çalışmalarına başladığından itibaren sahada görev alacak hizmet sunucularını da belirlemiştir. Bu anlamda rekabetçi hizmet anlayışı içerisinde Ziraat Odaları, Üretici Birlikleri, Vakıflar, Üretici Dernekleri, Tarımsal Danışmanlık Hizmeti sunmak amacı ile kurulmuş şirketle ve Sertifikalı Serbest Tarım Danışmanları’na bu sahada danışmanlık hizmeti vermelerine imkan verilmiştir. Nitekim 2009 yılında ilgili tebliğ hükümleri ile de süreç bilfiil başlaması neticesinde bin 158 kişi ve kuruluş ofis açarak, şirket kurarak, personel çalıştırarak bu işe/projeye yatırım yapmış ve geleceğini bu projeye göre şekillendiren 2 bin 900 civarındaki tarım danışmanı bu sahada yerini almış ve 175 bin üreticiye hizmet verilir duruma gelinmişti. Durum bu iken sistemin iyileştirilerek sürdürülmesi, üretimin artırılması ile birlikte istihdam imkanı yaratılması beklenilen bir dönemde ‘Sertifikalı Tarım Danışmanlığı Projesi’ 2016 yılı itibari sistemin asli unsurları olan Sertifikalı Serbest Tarım Danışmanları ve şirketler, destekleme dışı bırakılarak sisteme Ziraat Odaları ve birliklerin desteklenmesi ile devam edilmiştir. Bu amaçla bu hizmet sunucularına toplamda takriben bin 700 kadro tahsis edilmiştir. Neticesinde ise 100 bin üzerinde üreticiye hizmet verilmesi hedeflenmiştir. Ancak bu hizmet sunucuları öncelikli olarak kendi kurum çıkarlarını gözeterek 2 ve en fazla 3 danışman çalıştırma yoluna gitmişlerdir. Neticesinde ise takriben 750 danışman ile 45 bin civarında üreticiye şeklen danışmanlık hizmeti verilir duruma gelinmiştir. Neticesinde, gelinen noktada rekabetçi hizmet anlayışı kısmen kaldırılmış ve bu sefer de danışmanlık hizmet anlayışı yine mesai mevhumu anlayışına getirilmiştir.”

SERBEST TARIM DANIŞMANI HİZMET VERDİĞİ BİRİME ULAŞMA İMKANINA SAHİPTİR

Lütfü Açar, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu süreç içerisinde özellikle Sertifikalı Serbest Tarım Danışmanlığı’nın rekabetçi hizmet anlayışının aslı unsurları olduğu gerçeği görülmüştür. Çünkü Serbest Tarım Danışmanı her şart ve zamanda hizmet verdiği birime ulaşma imkanına sahiptir. Ancak diğer hizmet sunucuları mesai anlayışı ile birlikte hiyerarşi anlayışı da dikkate alındığında hizmet sunumunda kısıtlamaların olduğu gerçeği görülmüştür. Nitekim 2016 ve 2017 yıllarında destekleme dışı bırakılan Sertifikalı Serbest Tarım Danışmanlığı, 2018 yılından itibaren tekrar desteklenme içerisine dahil edilerek rekabetçi hizmet anlayışına imkan yaratılmıştır.”