AYŞİN SEÇİL GEZER

Gaytancıoğlu, Türkiye’de gıdaya ulaşamayan insanlar olduğunu dile getirerek, “Bugün 16 Ekim Dünya Gıda Günü ama Türkiye’de maalesef o derece kötü bir gelir dağılımı var ki gıdaya ulaşamayan insanlar var. Özellikle et, et bir hayvansal protein, uzmanların dediğine göre günde yüzde 40 tüketilmesi lazım. Protein olarak alıyorsak yüzde 60’ı bitkisel protein, yüzde 40’ı hayvansal protein olarak tüketmemiz lazım. Ancak Türkiye’de bu neredeyse yarı yarıya. Bunun temel nedeni üretimin yetersizliği. Kişi başına 11 kilogram civarında kırmızı et tüketimimiz var ancak gelişmiş ülkeler, Avrupa ülkeleri 75-80 kilogram tüketiyor. Bunun da arttırmak için yeni planlamalar yapıyor. Türkiye ise var olan potansiyelini kullanamıyor. Bundan 20 yıl önce Türkiye dışarıya hayvan ihraç eden bir konumdayken, bugün hem hayvan ithal eden konumda hem de kırmızı et ithal eden konuma geldi. Mera varlığını kullanamayan, yem bitkileri üretimini desteklemek yerine başka ülkelerin çiftçilerine destek vermeyi bir marifetmiş gibi kabul eden bir iktidar var. 2010 yılına kadar biz hayvan ithalatı yapmıyorduk. Kırmızı et ithalatı yapmıyorduk. 2010 yılında Türkiye ilk defa hayvan ithal etmeye ve kırmızı et ithal etmeye başladı. O günden bu güne 7 yıl geçti. 7 yılda tam 5 milyar dolar para verdik. Ama hala biz hayvan ithalatı yapıyoruz, kırmızı et ithalatı yapıyoruz. Ve şimdi de 5 bin ton Sırbistan’dan et gelecek. Bunların ekonomiye de bir katkısı yok. Canlı hayvan ithalat edilse dişi hayvan yavrularından nesil arttırılabilir ama direk karnımızı doyurmak için et ithal ediliyor. Kendi çiftçimize vermediğimiz parayı başka ülkelerin çiftçilerine veriyoruz. Bu hayvan ithalatına rağmen kıyma fiyatı 2010 yılında 18 lira iken şimdi 50 lira. Keşan’da bile 45, 46 lira civarında. Kasaplara soruyorum; ‘Kıyma ne kadar? İthal et gelirse ne olur?’ 1 lira düşeceğini dile getiriyorlar. O zaman bir faydası yok. O da 15- 20 gün düşüyor ondan sonra düşmüyor. Yani yine gariban vatandaş et tüketemiyor. Et çok pahalı. Etin tüketilebilir olması için yem bitkilerine ağırlık vermek lazım. Bunları biz ithal ediyoruz, döviz ile ithal ediyoruz. Dövize ciddi paralar ödediğimiz için, Türkiye üreten bir konumda olmadığı için maalesef istediğimiz nitelikte bir üretimi sağlayamıyoruz. İthalat ile çözmeye çalışılıyor. Halbuki buraya ayırdığımız kaynağın 10’da 1’ini çiftçimize versek, çiftçimiz üretici haline gelecek. Daha çok desteklendiğini hissederek daha fazla et ve hayvan üretimine yönelecek.” dedi.  

ÇÖZÜM ÜRETİLMİYOR

Türkiye’deki mera varlığının AK Parti İktidarı boyunca gerilediğini ifade eden Gaytancıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Meralarımızı korumamız lazım. Ama biz meralarımızı inşaata açıyoruz. Türkiye’nin mera varlığı 50 milyon dönümden, 13 milyon dönümlere gerilemiş AKP iktidarı boyunca. Meralar ucuz, bedava yem kaynağıdır. Hayvana fabrika yemi yedirmek yerine, meralardan bedava yedirmek lazım. Meraların güçlü otlar ile kaplanması lazım. Meraların gübrelenmesi, sulanması, bakılması lazım. Bunlar ile ilgili bir politika geliştirilmesi lazım. AKP bunu yapmıyor, maalesef çözümü ithalat ile çözmeye çalışıyor. Bakın ithalata başlandığı yıl 1 kilogram eti 6 liradan satın alıyormuşuz, şimdi 14 liradan satın alıyoruz. İthalat bağımlısı bir ülke değil, üreten bir ülke olmak istiyoruz. Bunlara çözüm üretilmiyor. Tarıma destek verilmiyor.”

HÜKÜMETE KAYNAK MI LAZIM?

Gaytancıoğlu açıklamasını şu şekilde sonlandırdı: “Birkaç gün önce öğrendiğim bilgiye göre, her koyunun kulağına küpe takılır. Bu küpeler 50 kuruştan satılırken şimdi 6 liradan satılıyor. Bunlardan birileri rant mı sağlamak istiyor? Yoksa hükümete kaynak mı lazım?”

Google Play Store’dan Medya Keşan uygulamasını indirmek için BURAYA TIKLAYINIZ

Apple Store’dan Medya Keşan uygulamasını indirmek için BURAYA TIKLAYINIZ

Facebook sayfamız için BURAYA TIKLAYINIZ

Twitter için BURAYA TIKLAYINIZ

Instagram için BURAYA TIKLAYINIZ

Google plus için BURAYA TIKLAYINIZ

Youtube Kanalımız için BURAYA TIKLAYINIZ