HABER MERKEZİ

Saat 15.00 sıralarında başlayan toplantıda, Rıfat Mangır söz aldı.

Açıklamasına, “Buğdayımızın en büyük zararlısı süne ile zamanında mücadele yapılmadığında, buğdayımızda %100'e varan oranda zarar meydana gelebilmektedir.” diyerek, başlayan Mangır, şunları söyledi: “Süne zararlısının yoğunluğu, biyolojik dönemlerine, ürünün çeşidine ve fenolojik durumuna, iklim koşullarına bağlı olarak değişmektedir. Gerek nimf ve gerekse erginler, çeşitli fenolojik dönemlerde bulunan buğdaygilleri hortumları ile sokup emmek suretiyle zarar yaparlar. Başaklardaki taneler süt olumuna gelmeye başladığı zaman kışlamış erginlerin bıraktığı yumurtalardan çıkan nimfler gittikçe artan bir yoğunluk ve oburlukla hububat tanelerini sokup emmeye başlarlar. Nimf dönemleri ile yeni nesil erginlerin beslenmesi sonucu oluşan zarar önem kazanır. Çünkü bu devrede hububat süt ya da sarı olum dönemindedir. 4. ve 5. dönemdeki nimflerin beslenmesi sonucu, taneler çimlenme güçlerini kaybedecekleri gibi ekmeklik ve makarnalık özelliklerini de yitirirler. Zamanla tanelerin sertleşmesine karşılık vücutlarından salgıladığı bazı enzimlerle taneleri yumuşatıp glütenini tahrip ederler. Kışlamış süneye karşı yapılan mücadelenin süne zararını önlemeye faydası yoktur. Süne ile ilaçlı mücadele sadece sünenin nimf dediğimiz yavrularına karşı yapılırsa başarılı olur. Bu nedenle kışlamış ergin süne buğday tarlalarına inmeden veya hemen indikten sonra ilaçlama yapmayınız.”

SÜNE ZARARLISINA KARŞI YAPILACAK KİMYASAL MÜCADELENİN ZAMANI SON DERECE ÖNEMLİDİR

Rıfat Mangır sözlerine şöyle devam etti: “Tarım Gıda ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü görevli süne ekiplerince önce kışlamış ergin, sonra yumurta parazit sayımı, daha sonra nimf sayımı yapılarak değerlendirme sonuçlarına göre ilaçlı mücadele yapılması gereken ve gerekmeyen hububat alanları belirlenerek çiftçilerimize duyurulmaktadır. Kimyasal mücadele kararı verilen süne yoğunluğunun fazla olduğu alanlarda nimf ve yeni nesil erginlere karşı yer aletleri ile kimyasal mücadele uygulanır. Süne zararlısına karşı yapılacak kimyasal mücadelenin zamanı son derece önemlidir. Bunun için ilaçlamalar ilgili ekipler tarafından bildirilen zamanda, ruhsatlı tarım ilaçları ile uygun dozda ve uygun ilaçlama aletleri kullanılarak yapılmalıdır. Kimyasal mücadele kararı verildiğinde; önce ilaçlama aletinin temiz olduğundan emin olunmalıdır. İlaçlama yapmadan önce ilaçlama aletinin kalibrasyon ayarları yapılmalıdır. İlaçlama aletinin deposu dekara en az 20 litre su gelecek şekilde yeterli su ile doldurulmalıdır.

İlaç hazırlama işi; bahçelerde veya köylerin belirli yerlerinde bulunan ilaç hazırlama yerlerinde yapılmalı, kesinlikle kanal, dere, göl kenarı gibi yerlerde yapılamamalıdır.

İlaçlı mahlul Talimata uygun dozda hazırlanmalı, İlaçlama sırasında özel giysiler giyilmeli ve ilaçlama bitiminde çıkarılmalıdır. Bir şey yenmemeli ve içilmemelidir,

Rüzgârlı havada ilaçlamadan kaçınılmalı, rüzgâr ilaçlamayı etkilemeyecek kadar az ise rüzgâr arkaya alınmalıdır. Eldiven ve maske kullanılmalıdır. İlaçlama başlamadan çevrede bulunan arıcılar ve hayvan sahipleri uyarılarak önlem almaları sağlanmalıdır. Hazırlanan ilaç depoda uzun süre bekletilmemelidir. İlaçlama bitiminde eller ve yüz sabunlu suyla yıkanmalı, ilaçlama aleti mutlaka temizlenmelidir.”

MÜCADELE YAPILMADIĞI TAKDİRDE VERİM VE KALİTE KAYBI ORTAYA ÇIKACAĞI UNUTULMAMALIDIR

Mangır sözlerini “Süne ile mücadele kararı verilen hububat alanlarında mücadele yapılmadığı takdirde, yoğunluğuna bağlı olarak önemli düzeyde verim ve kalite kaybı ortaya çıkacağı unutulmamalıdır.” diyerek tamamladı.