Keşan Ziraat Odası Başkanı Hasan Şen, dün yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde açıklanan % 40 yağ oranına 1.580 TL olan ayçiçeği alım fiyatı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Şen, geçen yıl açıklanan fiyata göre kilogram başına 10 kuruş daha fazla fiyat verildiğini dile getirerek “Aşağı yukarı beklenen bir fiyat açıklandı. Fiyat açıklanmadan önce 1.500-1.600 TL civarlarında mal alınıyordu. Ben fiyatın açıklanması taraftarı değildim çünkü bazı tüccarlar yağ oranına bakmadan alım yapıyordu. Biz çiftçilerden ziyade tüccarlar bu işi çok daha iyi takip ediyor. Bu işler arz-talep işidir. Geçen yıl verimimiz yüksekti ve fiyatlar da iyiydi. Geçen yıl Trakya Birlik 1.475 TL’ye ürün aldı. Tüccarlar 1.600 TL’ye alıyordu. Geçen yıl fiyat açıklanması iyiydi ama fiyat açıklanması her zaman iyi olmuyor. Fazla aceleci davranmanın bir mantığı yok. Dünya piyasalarına göre hareket etmek gereklidir. Verimler geçtiğimiz 2 yıla oranla biraz düşük. Trakya’nın gerçek verim değerlerine döndük.” dedi.

FİYATTAN ÇOK VERİME BAKMAK GEREKİR

Ayçiçeği yağ oranının ekilen ürün çeşidine göre değişim gösterdiğini ifade eden Şen, “Bu yıl biraz kurak gitmesinden ötürü yağ oranı biraz daha iyi. Verim çok yükseldiği zamanlarda yağ oranlarında düşmeler oluyor. Gözlemlediğim kadarıyla yağ oranları iyi. Fiyattan çok verime bakmak gerekir. Çok verim alırsan çok para kazanırsın. Bu bir gerçektir ve bunu kimse değiştiremez. 80 kilogram verim alan bir çiftçiye 2 TL fiyat da versen bir işe yaramaz. Son 2 yılda Trakya’da yüksek verimler aldık. Bu yıl gerçek verimlere döndüğümüz için bize zor geliyor.” şeklinde konuştu.

DOMUZ ZARARI GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR

Hasan Şen, ayçiçeği hasadının bitmesinin ardından çiftçilerin buğday yerlerini hazırlamaya başlayacaklarını belirterek, “Domuz zararı olan yerlerde çiftçilerimiz ürünlerini erken hasat ettiler. Sonra kurutmak zorunda kaldılar. Domuz zararı gün geçtikçe artıyor. Çiftçilerimiz bu soruna tarla etraflarına elektrikli tel döşeyerek çare arıyorlar. Bu olay birliktelik istiyor. Tek kişi tarlasını çevirirse çok masraflı olur. Belli bir mıntıkayı toplu şekilde tel örgü içine alarak korumak daha mantıklı diye düşünüyorum. Bunu yapan arkadaşlarımız var ve başarılılar. Domuz zararını sigorta kapsamına aldılar ancak çiftçiler buna pek ilgi göstermiyorlar. Çiftçiler sigorta şirketlerinden istedikleri verimi alamadılar. Ortada bir güvensizlik var. Çiftçiler domuz konusunda çok rahatsız ve bu gün geçtikçe artıyor. Devletimizin buna bir çözüm bulması gerekiyor. Çeltik hasadı da yavaş yavaş başladı. Üreticilerimize her zaman söylediğim gibi ‘borçlanırken temkinli olsunlar’ diyorum. Önünü görmeden borçlanmak bu gibi durumlarda büyük bir risktir. 200-300 kilogram verim beklerken 80 kilogram biçersen fiyat istediği kadar iyi olsun hiçbir şey fark etmez.” diye konuştu.

YAĞMUR YAĞAR SU OLUR DİYE PLAN YAPMAMALIYIZ

Sertifikalı tohum kullanımı konusunda ziraat mühendislerinin talepleri aldığını da söyleyen Şen, “İhtiyaç duyan çiftçilerimize elimizde olan tohumlardan vererek yardımcı oluyoruz. Bu işi yapan kurum ve özel kuruluşlar da var. Tohum ihtiyacını hep birlikte karşılayacağız.” dedi.

Su konusunda sıkıntılı bir yıl geçirdiğimizi kaydeden Şen, son olarak şunları söyledi: “Nasıl olsa yağmur yağar su olur diye plan yapmamalıyız. Yaklaşık 2 aydır yağmur yüzü görmedik. Taşıma su ile değirmen döndürürüz ancak bu durumda da maliyetler çok yükseliyor. Bu sebeple suyu bilinçli kullanmak gerekiyor.”