Sevgili eşim Birol Çalen’le ilk kez 2011 yılının Ekim ayında tanışmış ve Cafe Keşan’da salep içmiştik. Henüz flört aşamasındaki ilişkimiz 7 ay içerisinde evlilikle sonuçlanacak ve ben Keşan’a gelin gelecektim. 3 aylık hamileydim ki patronumuz Mustafa Bezbaş Medya Keşan Gazetesi’nin ortağı olmuş ve Final Dershanesi’nde çalışan Birol’u gazeteye kaydırmıştı. Bununla da kalmamış beni de işe almıştı. Hep biraz çılgın gelmiştir bu hamle bana. Öyle ya, hamile kadınlar işten çıkartılırken bizim patron hamile bir kadını işe almıştı. Hayatımızı kökten değiştiren de bu hamle olmuştu zaten. Bunun için Sayın Bezbaş’a hayat boyu minnettar kalacağım.

Maceramız da böylece başlamış oldu tabi. Gazetede çalışanlar bilirler, muhabirinden matbaa işçisine kadar herkes için, her gün ayrı bir maceradır.

İyisiyle kötüsüyle neredeyse 5 yıldır Medya Keşan Gazetesi’nde çalışıyoruz. Neler neler gördük, kimleri kimleri tanıdık, ağladık, güldük, kızdık, eğlendik…

Birkaç kişinin aynı odada çalıştığı işyerleri zordur. Yapılan iş de hata götürmeyen bir işse bu durumun kattığı ilave bir stres daha mevcuttur ki ortamı gerim gerim gerebilir. İşte bu ortamda olmaktan ya da kişisel sebeplerden kaynaklı kırdığımız kalpler var ise affola…

Birol ve ben, başka bir şehirde yaşamaya karar verdik. Ege’de bir sahil kasabasında yaşayacağız. Gitmeden önce teşekkür etmek istediğim insanlar olduğunu düşünerek bu yazıyı kaleme alıyorum.

İlk önce, beni gurbet ellerde 5 senedir çok mutlu eden, yerküre üzerinde eşine benzerine eminim çok az rastlanır, sevgilim, en yakınım Birol’a, ellerini üzerimden hiç çekmeyen, yüzlerce kilometre uzakta olsalar da her zaman yanımda olduklarını hissettiğim, bana hep inanan annemle babama, beni hemen benimseyerek sevgiyle kabul eden kayınvalidem ve kayınpederime, eşimin canayakın akrabalarına, patronumuz müstesna insan Mustafa Bezbaş ve samimi, mütevazi eşi Bircan Bezbaş’a, Edirne Anadolu Öğretmen Lisesi’nden 25 yıllık dostum Sevgi Harmankaya Karataş ve sohbetinden her daim zevk aldığımız eşi Alaettin Karataş’a, Oğlumuz Çınar’a uzun süre bakan Hatice Arıtaşı’na, Çınarı’ı altı bezliyken dahi kabul ederek bizi zor durumdan kurtaran muhteşem eğitimciler Ezgi Nihal Anaokulu Yöneticileri Fatma ve Hürmüs hanımlara, gazeteye ilk başladığımız dönemde mizanpaj programının temelini bize öğreten yılların Basın Emekçisi Remziye Güven’e, yine ilk dönemlerde beraber çalışmaktan büyük zevk aldığım Derya ve Cengizhan Aktan çiftine, son birkaç yıldır editoryal anlamda gazeteyi sırtladığımız, yetenekleri saymakla bitmeyen, muhabbetine doyum olmayan ortağım Bülent Saylam’a, gazeteye ilk geldiği günden itibaren her şeyi öğrenebilme gibi ilginç bir özelliğe sahip, keskin zekalı, anlayışlı dert ortağım Nazan Kaplan’a, adını sayamadığım diğer tüm değerli çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.

Hoşçakalın…