Medya Keşan’da bayrak yarışı devam ediyor

Aslına bakarsanız son 1.5 aydır çok şey yapmak istiyorum. Ama her istediğinizi yapma lüksünüz her zaman olmuyor. Bazı zamanlar yapabilirsiniz. Daha sakinken. Az şeyi kafayı taktığınızda falan…

Yazının başında ne anlatmak istiyorsun sen diyebilirsiniz?

Kısaca anlatayım o zaman ne anlatmak istediğimi… Ben 2012 Kasım ayından beri Medya Keşan Gazetesinde çalışmaktayım. Nisan 2017’in sonuna kadar da 1. Sayfa, reklamlar, internet editörlüğü, haber yapma, elektronik ortamda ön muhasebe tutma gibi işlerim vardı. Zaten bu işleri yaparken çok da hoşnutsuzluğum görülmemiştir. Ne kadar çok sorumluluk alırsanız o kadar güçlü hissedersiniz kendinizi. 

Bana verilen görevlerimi yerine getirdiğimi düşünüyorum. Neyse asıl konuya geleyim ben. Dediğim gibi Nisan 2017 sonuna doğru Medya Keşan Gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri ve İşletme Müdürlüğünü yapan arkadaşım Birol Çalen ile eşi gazeteyi beraber yaptığımız ortağım Bahar Çetin Çalen, gazeteden hatta Keşan’dan ayrılma kararı aldıklarından sonra yerleri ‘nasıl doldurulmalı?’ adına kendimce planlar geçirdim kafamdan.

Aslında hiç de sevmediğim mali işlere 5 yıl sonra yeniden dönme ihtimali ağır bastı bende. Böyle olmalıydı. En azından ben böyle düşünüyorum. Şansımız bizimleydi. Çok kısa bir sürede Bahar’ın yerine grafik lisesi mezunu ve şimdilerde basım yayında okuyan Simay dahil oldu. Simay’dan 1 gün sonra da radyo televizyon mezunu Seçil aramıza katıldı.

Benim az önce saydığım görevleri dağıtabileceğim yeterli iş gücü oluşuyordu. Geriye sadece Medya Keşan’ın işleyişini yeni arkadaşlarımıza aktarmak kalmıştı. Simay ve Seçil’den 1.5 ay önce ise Gizem katılmıştı aramıza ve onun haberciliğe ilgisi ile daha da güçlendik. Ünsal’ın deneyimi ve oryantasyon çalışmalarına gösterdiği çaba ile yeni ekibimiz Keşan’a yeni bir soluk kazandıracak onu gösteriyor.

Nazan, bürodaki elimiz gözümüz artık bunun yanında mali işlerde de sorumluluk alarak ön muhasebeyi gönül rahatlıyla devredebileceğim bir çalışma arkadaşım. Matbaa zaten onlara bir lafım olamaz, çok çalışıyorlar, sabahın en erken saatlerinde abonelerimize kar demeden, yağmur değmeden yaz demeden gazetelerini en kısa sürede dükkanlarına  ve evlerine teslim ediyorlar.

Kısacası Medya Keşan’da bir dönüm noktası yaşandı ve bayrak yarışı daha da ileriye götürmek adına devam ediyor ve edecek. Başta çok şey yapmak istiyorum ama her istediğiniz yapma lüksünüz yok demiştim. Evet, o zamanlar içinde yapmak mümkün değildi. Ama yeni ekibimizle çok güzel projelerimiz olacak, yerel gazetelerin mali sorunlarına yönelik gazetemizin gelirlerini artırmak için çalışmalarımız olacak.

Bugüne kadar gazetede resmi olarak künyede web-internet genel koordinatörü görevimi Seçil’e devrettim. Gazetemde artık sorumlu yazı işleri ve işletme müdürü olarak görev yapacağım umarım bu görevlere layık işler yaparım.

Gazetemizdeki yeni arkadaşlarımın yeni görevleri hayırlı olsun ve tüm çalışma arkadaşlarıma bu yeni dönemde başarı dileklerimi sunduktan sonra Birol ve Bahar arkadaşım ile küçük oğulları Çınar’a yeni hayatlarında güzel, güneşli günlerinin olmasını dilerim.

Halkla buluşuldu mu?

“Gündeme dair halk buluşması 9 Haziran’da” diye bir haber geldi mailemize. Gönderen Keşan Belediyesi Halk ve İlişkiler Müdürlüğüydü. İlk okuduğumda heyecanlandım haberin başlığını. Katılımcıların ise isimlerini görünce halk buluşmasının vereceği mesajlarının faydalı olacağını düşündüm. CHP Tekirdağ Milletvekili, eski CHP Parti Meclisi üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Albayrak, CHP Edirne Milletvekilleri Okan Gaytancıoğlu ile Erdin Bircan ve ev sahibi olarak Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan isimlerinin halkla buluşması güzel fikirdi. KEYİAD ve Keşan Belediyesi işbirliği yapılan bu halk buluşmasının moderatörlüğünü KEYİAD Başkanı Ahmet Eler üstlenmişti.

Şimdi her şey buraya kadar güzel gözüküyor değil mi? Evet, ama “Gündeme dair Halk buluşması” adındaki halk buluşması maalesef halkla buluşamadı. 9 Haziran2017 Cuma günü saat 11.00’de başlayan halk buluşmasını düşünenler sanırım önlerinde bir ajandaları yoktu. O gün karneler alınıyordu. Milli Eğitimin saatini 10.30 olarak açıkladığı karne töreni için ben de dahil olmak üzere herkes okullardaydı. Çocuklarının, torunlarının mutlu günlerinde yanlarına gitmişlerdi belki de halk buluşmasına katılmak isteyenler. Halkla buluşmadı dedim ama gelenlere de haksızlık etmemek gerek. Zamanlarını bu buluşmaya ayırdılar ve katılımcıları dinlediler.

Bence bu halkla buluşmayı hangi ekip hazırladıysa yaptıkları bu “Halkla buluşamama” toplantısındaki hatalarını gözden geçirsinler. Bence önce bu buluşmayı organize etmeye çalışanların, getirdikleri 3 konuğa yaşattıkları hayal kırıklığı için kendilerinden kocaman bir özür dilemeleri gerekir. Sonra da halk buluşmasına az önce dile getirdiğim sebepten dolayı gelemeyenlere de bir özür dilemeleri gerekir. Sonra adı geçen konukların hepsi CHP’den. Bence CHP’den de özür dilenilmeli. Bana göre kimsenin CHP’yi bu konuma düşürmeye hakkı yok. Ben de özür bekliyorum örneğin. O saatlerde ben kızımın karne törenindeydim. Özür dilerseniz büyüklük, olgunluk sizde kalır. Sizden bir şey eksiltmez hatta sizi daha çoğaltır.

Bu işleri düzenlerken profesyonellerden yardım almayı deneyin, sizin her konuda uzmanlığınız olmayabilir hatta olamazsınız da kimse olamaz. Bir daha ki sefere daha dikkatli olunmalı bunlar büyük hatalar.

***

Türkiye’nin yetiştirdiği müzik dahisi Fazıl Say sosyal paylaşım sitesi instagram hesabından kendi alanı ile ilgili önemli tespitlerde bulunmuş. Noktasına virgülüne dokunmadan buradan yayınlamak istedim.

Not: Hasan Rıza Güzel Sanatlar Lisesi 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı yetenek sınavları (Müzik ve Resim Bölümleri) Ön kayıt başvuruları  1-23 Haziran 2017 tarihleri arasında yapılacak. 8. sınıf öğrencileri, velileri ile birlikte okulumuza gelerek başvurularını yapabilecekler. Posta ile yapılacak başvurularda, postadaki gecikmelerden dolayı kurum sorumlu tutulamayacak. Yetenek Sınavları 4-7 Temmuz 2017 tarihlerinde yapılacak.

Müzik Bölümü : 30 Öğrenci

Resim Bölümü : 30 Öğrenci

Türkiye’nin müzisyenlere ihtiyacı var
 Sevgili dostlar, 
Sevgili aileler,
Çocuğunuzu müziğe yönlendirin. İleride hayatında müzisyen olsun olmasın, müzik yapmak her daim büyük bir kazançtır, verimli bir insan olma yolunda. 
Ayrıca müzik ve müzisyenlik sadece bir "meslek" değil;
bu dünyada kendini ifade etme biçimidir. 
Bir "hayat tarzıdır" diyebiliriz. 
Ülkemizde sıkıntılar var. Son yıllarda Konservatuar giriş sınavlarına yapılan başvuruların azlığı, erimesi dikkatimizi çekiyor. 
İlkokul çağındaki çocuklar için...
Bakın;
1980'li yıllarda Konservatuar Müzik bölümüne başvuru oranı 1000-1500 idi, (Ankara'da mahşeri kalabalıklar hatırlarız sınav günlerinde) 
müzik bölümüne her yıl seçilen 50-60 yetenekli çocuk alınırdı. 
Nedir müzik bölümü dalları? ( Batı müziği dalları) 
Piyano, Keman, nefesli sazlar, tüm yaylı sazlar, vurma sazlar, şan, kompozisyon, şeflik, müzik 
Şimdi; 
Bu başvuru oranı 2017'de (mesela İstanbul'da) sadece 15 imiş. Bu korkunç bir düşüştür. &
Dostlar; konservatuarlar aynı zamanda bir lisedir. Aynı zamanda yüksek okuldur. &
Bu müthiş erimenin nedenlerini, ülkenin içinde bulunduğu sosyal şartlar ve psikolojiler içinde cevaplayabiliriz elbette. 
Müziğe verilen değer üzerine bir ömür boyu tartışmış, didinmiş mücadele etmiş bir insanım. Biliyorum toplumsal dertleri ve önyargıları. 
Müzisyen olmak için çok iyi bir eğitimden geçmeyi, daha çocuk yaşlardan itibaren yıllarca yoğun çalışmalarla ilerlemeyi, bu olmadan müzisyen olunamayacağını, bir etik ve akademik gerçeklik olarak kabullenmemiz gerek önce. Emek olmadan sanat olmuyor. 
Müzik sadece memuriyet değil, bu bir başka önyargı. 
Bakın:
mankenlikten / oyunculuktan amatör olarak müziğe geçen ünlüler müzik dalında da hemen ilgi görünce dışarıdan bakanların algısını yanlış bir etik ile etkilemekte, bu sorunu da biliyoruz. 
Müzik ve müzisyenlik kitleler tarafından önemsizleşmekte ve küçümsenmekte. 
Bu biraz ticari sistemin yanlışlarının ürünü bir durumdur.
Bu yanlışlardan dönebiliriz;
Çocuğumuzu yeteneği olduğu şeye yönlendirmeliyiz. 
Bir çocuk yeteneğini doğallığıyla, ilgisiyle açıkça belli eder zaten. 
Fazıl Say