İsmet Esengin

Başarılarla dolu bir yılı geride bıraktık. Tabiri caizse kıskanılan ülke olmaya devam ediyoruz. Örneğin ekonomimiz uçuyor. 851 milyar dolar milli gelirimizle son 50 yıldır dünyanın en büyük 17. Ekonomisi olma unvanımızı koruduk. Yollar, köprüler, hastaneler, okullar bolca camiler yaptık. Yaptık derken paralı yaptık. Paraları da milletin orasına koyacağız diyen müteahhitlere verdik. Gerçi bunlar devletin asli görevi ama olsun. Yaptık mı, yaptık. Koydular mı, koydular. Sonuç olarak sıralamadaki yerimizi koruduk. Bir adım ileri gitmedik belki ama gerilemedik de. Bir tek fabrika yapmadık ama olsun. Onu diyen nankörlerin de o paralı yollar, köprüler, şehir hastaneleri ve kıraathaneler yüzüne gözüne dursun.

Mis gibi bir rejimimiz oldu. Her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, yokları var eden, varları yok eden dünya liderimiz, başkanımız oldu. (Nereye gidiyor bu tanım yahu. Hâşâ, bazı AKP’liler Allahın bütün vasıflarını taşıyan lider dediklerinde kızmıştık. Bakın dilimize dolandı.) O ne derse o oluyor. Bir gün birine methiler düzüyor, alkışlıyoruz. Ertesi gün aynı kişiye hain diyor yine alkışlıyoruz. Birine alçak, cibilliyetsiz diyor alkış kıyamet. Sonra aynı kişi memleketini seven ‘Devlet’ adamı, Cumhur ittifakının vazgeçilmezi. Ortalık yıkılıyor. Hem icrayı, hem denetimi hem de yargıyı tek başına elinde bulunduran bir liderimiz var. Çok şanslıyız.

Aynı zamanda iktidarı ve muhalefeti ile çok istikrarlı bir ülkeyiz. Bugünün genç kuşağı hep aynı liderlerle büyüdü. Seçim kazanılsın kaybedilsin ne iktidar ne de muhalefet liderlerinde değişim olmadı. Ha arada kaset mağdurları olmadı değil. Ama o kişilerden de parti lideri olmasalar bile elden ayaktan düşseler de vazgeçmedik. Vekil yaptık. Memlekete hizmete yataklarında devam ediyorlar.

Dünya Teknoloji liginde lideriz. Ama en alt ligde. Tutturmuşlar Endüstri 4,0 diye. Kardeşim biz 2 buçuktayız. Bak buçuk diyorum, buçuğu da var. Elde kalanları da satarsak 1,0 olacağız. Dördüncülük bize yakışmaz. Eğitimde çağ atladık mesela. Birleşmiş Milletler araştırmasına göre dünya eğitim kalitesi sıralamasında 99. sıradayız. Bu Birleşmiş Milletler bize karşı birleşmiş. Kolay söyleyemeyelim diye 100. yapmamışlar. Ne güzel dindar ve kindar nesil yetiştirdiğimizin farkında değil salaklar.

Dünya Adalet Projesi kuruluşunun araştırmasına göre Dünya Hukukun Üstünlüğü sıralamasında ise 101. olmuşuz. Diyorum, bu gâvurlar bize gıcık diye. Niye 100. değil kardeşim? Ne gareziniz var bize?

Uluslararası Şeffaflık Örgütü de dünya yolsuzluk sıralamasında 81.liği layık görmüş bize. Yapmayın kardeşim. Dünyada bizim kadar yol yapan ülke var mı? Hem bu kadar yol yap hem yolsuzlukla anıl. Tuh size. Taraflı bunlar.

Dünya basın özgürlüğünde 157. Sıradaymışız. Allah’ım aklıma mukayyet ol. Bu araştırmayı yapanlar hiç havuz medyasını izlemiyorlar sanırım. Ne kadar özgürce yalan söylüyorlar, nasıl rahatça ana avrat küfür edebiliyorlar, nasıl özgürce itibar cellâtlığı yapabiliyorlar. İşlerine gelmiyor elbette. Takılmışlar bir iki eleştiri yapan medyaya. Ağzını açana dayıyorlarmış cezayı. Kardeşim, niye eleştiriyorsunuz? Sizin iktidarı övme özgürlüğünüzü elinizden alan mı oldu? Sonra el âleme rezil oluyoruz. Neymiş, basın özgürlüğü yokmuş.

En sevdiğim de dünya mutluluk sıralamasında 75. Olmuşuz. Ne mutlu bize. Sokağa çıkın, bizden mutlu bir toplum var mı? En ufak sorunda herkes birbirinin anasının bacısının hatırını sormuyor mu? Haksız olsa bile güçlü olan karşısındakini güzelleştirmiyor mu? Başımızdakilerden hiç ‘alçak, şerefsiz, cibilliyetsiz, namussuz, affedersin ermeni, soysuz v.b.’ güzellemeler duydunuz mu? Ben hep’ canım kardeşim, sevgili arkadaşım, sayın bilmem kim’ diye hitaplardan sıkıldım bile. Ne bu kardeşim. Nezaketten kırılacaklar yahu. Biz güler yüzlü, mutlu bir toplumuz. Bu kadar değerleri tecavüze uğrayan, yine de tecavüzcüsünden vazgeçmeyen başka örnek var mı dünyada. Pehhh.

Kadın cinayetlerinde, çocuk istismarında dünyada en öndeyiz, bunu kimse görmüyor. Liderlikse lideriz işte. Bir fıkra ile bağlayalım, fazla tutmayalım 2018’i.

Hüsmen aga trafik kazası geçirmiş. 3 ay komada kalmış. Gözünü açtığında komşusu İbrahim başucundaymış.

-İbram, n’oldu bana be kızanım?

-A be Üsmenagam, kaza geçirdin beya.

-Yapma be! Benim anım nerdedir?

-İngem senden ümidi kesince Asan’a kaçtı beya.

-Gızım?

-Götü yola düştü.

-Çocuk?

-Hibne olmuş deyolar.

-Tarlayı kim işliyo?

-Borcun vaamış, banka el goydu.

Evim?

-Yandı.

-Güpek?

-Araba vurdu, mort.

-İç mi iyi aberin yoktur beİbraam?.

-Vaa. Bizim takım şampiyon oldu.

-Ohhhhh. Çok şükür..

2018’i tam da anlatan bir anektod. 2018’den memnun olanlar vardır elbet. Benim düşüncem ‘ÇEKTİR GİT 2018, MÜMKÜNSE AGANI DA AL GİT!’

2019 tüm ulusumuza daha fazla sağlık, özgürlük, barış ve refah getirsin. Bunlar olursa mutluluk da gelir. Hepinize mutlu yıllar.