Sevgili Keşanlılar,
Bu yazımda sizlere, içinde Keşan sözcüğünün geçtiği bir türküden ve bu türküde geçen Keşan kelimesinin pek çoğumuzun bilmediği bir anlamından söz edeceğim…
Bildiğimiz gibi Keşan sözcüğü farsça bir kelime olup “Çekenler-çekiciler, çeke çeke götürenler” anlamına gelmekte ve Osmanlı’da Topkeşan, Celepkeşan ve Mihnet-i Keşan gibi alanlarda kullanılmakta idi... Ayrıca İran’da Keşan adında bir yerleşim yerinin olduğunu ve 1924 yılında gerçekleşen mübadelede, Keşan’dan Yunanistan’a göç eden Rum hemşehrilerimizin, yerleştikleri yere Neokeşani adını verdiklerini de bilmekteyiz...
Türküde geçen Keşan kelimesi ise ağaç dallarından yapılan ve eşya çekmekte kullanılan araç anlamın kullanılmakta imiş. Bunu türkünün derleyicisi sayın Erdal Erzincan’ın Facebook’taki açıklamasından öğreniyoruz.
Bu güzel türkünün sözleri şöyle;
Gittim arpa biçmeye
Eğildim su içmeye
Dediler yârin gelmiş
Kanat gerdim uçmaya
Ardıç Keşan'da ağlar
Sular coşanda çağlar
Kadir kıymet bilmeyen
Ayrı düşende ağlar
Armut dalda, dal yerde
Bülbül öter her yerde
Felek bizi ayırmış
Her birimiz bir yerde..."

Bu türkü ile ilgili olarak, Türk Halk Türküleri sanatçısı değerli üstat Erdal Erzincan’ın açıklaması da şu: “Babamın çocukluğunda hafızasına gizlediği manilere yakıştırdığı bir hava… Güzel zevkine ve yüreğine sağlık babacığım.
Keşan: Ağaç dallarının yan yana getirilmesiyle oluşturulan, zor koşullarda yük taşımaya yarayan gereç… Ardıç ağacına dil olup onunla empati kurabilen atalarımızın tekrar kazanmak umuduyla…” Erdal Erzincan
Sevgili Erdal Erzincan’a aynı dileklerle teşekkürlerimi sunuyorum. Demek, yaşadığımız ilçenin adı, halâ, “kirişli Han”dan geldiğini söyleyenlerin sandığı gibi değil Keşan “çekenler” demek. Topkeşan, Celepkeşan, Mih-neti Keşan ve bu türküdeki Keşan bunun kanıtı.
Peki ardıç ağacı neden Keşan’da ağlıyor..? Çünkü, yaprakları arasında, güzeller güzeli ardıç kuşlarını barındıran ve onlar sayesinde çoğalabilen ardıç ağacının dalları, yük çekme aletinde kullanılınca, yerlerde sürünen ve sürünürken, hışırtılar-tıkırtılar çıkaran, yani inleyen ağaç dalları âdeta ağlıyor…
Ne güzel bir bakış açısı! Okuyucuya ağacın bile canının acıyacabileceğni duyumsatan, Yunus gönlüne sahip bir halkın hayranlık uyandıran deyişi.
Yani tasavvufi bir yaklaşım... "Ardıç keşanda ağlar..."
Teşekkürler sayın Erdal Erzincan! En derin saygılarımla. Sevgiyle kalınız…