Dün işten eve dönerken çocukluğum geldi aklıma. Biz çocukken hep sokakta oynardık. Akşam olunca annelerimiz seslenirdi de zar zor eve girerdik. 90 kuşağı sanırım çocukluklarını sokakta yaşayan son kuşak. Apartmanların etrafını çeviren duvarların üstüne oturup evcilik oynardı kızlar, erkekler de top oynardı genelde. Acıkınca herkes kendi evine gitmezdi. Eve gidip karnımızı doyurmak zaman kaybı gibi gelirdi bize. İçimizden birinin annesi salçalı ekmek yapardı, elimize alıp tekrar dışarı oyuna kaçardık. Annem hep "Ezan okunmadan eve gel." derdi. Ben de her seferinde dinlemez, ezan bitince eve girerdim. Ama sokaklar güvenilirdi. İnsanlar daha bir iyiydi sanki 90'larda... Ya da büyüdük diye öyle geliyor... Şimdiki çocuklar bir garip. O zamanlar bizim asla bilgi sahibi olamayacağımız konular hakkında neler neler biliyorlar. Şok oluyorum bazen. Bizim nesil de yetişti internet çağına ama ucundan. Asla şimdiki çocuklar kadar bilgi sahibi değildik. Bazen de bu iyi mi kötü mü diye düşünüyorum. Düşünsene. Sokakta salçalı ekmek yememiş, sokakta taso oynamamış, taşları üst üste dizip, tek kale maç yapmamış bir nesil yetişiyor. Hele bir de "7 den 77'ye Adam Olacak Çocuk" izlememiş, Barış Manço' yu bilmeyen bir nesil yetişiyor. Cem Karaca'yı tanımayan. Acayip acayip kendine sanatçı diyen şarkıcıların piyasaya sürdüğü tuhaf şarkılarla büyüyorlar. Her yer bu şarkılarla dolu ve bu çocukların dilinde. 90’lar kaliteli Türkçe Popu da sokakta oynayan çocukların büyümesiyle yok oldu gitti sanki. Şimdiki pop müzik bence utanç verici. Yüz karası... Televizyon programları da kaliteliydi 90’larda. Televizyon izlemek bile keyifliydi. Kaliteli televizyon programları yayınlanırdı, oturur ailece izlerdik. Şimdi yasaklar geldi tabi, haddimizi bilelim diye. Sigara içmek yasak televizyonda, kötü örnek... Ama evlenme adı altında haftada 10 taliple görüşmek ve içlerinden en çok gayrimenkule sahip olanı seçebilmek için talipleri bir türlü beğenmemek yasak değil. İşte şimdiki çocuklar bunları izleyerek büyüyor. Eğitim sistemi iki üç senede bir değişiyor, neyse o kısımlara çok girmek istemiyorum, annem kızıyor. Korkuyorum. 90 neslinden sonra gelen çocuklar için çok korkuyorum. Biz 90 nesli, bomba ne bilmezdik. Şimdi 10 yaşındaki komşumuzun kızı bana "Abla bomba patlamış bilmem kaç kişi ölmüş." diyebiliyor ve bu ona çok normal, olağan bir şeymiş gibi geliyor. İnsanın içi acıyor o cümleyi duyunca. Terör ne? Çok bilmezdik. Ve öyle görünüyor ki, sanırım bu ülkenin son şanslı nesliydik... Barış Manço'nun adam olacak çocukları olarak adam olduk olmasına ama ben bizden sonraki nesil için biraz endişeliyim. Bazen gecenin üçünde kendimi bir mucize olsun diye beklerken buluyorum. Sadece "Bir mucize olsun, 90'ların huzuruna dönelim" diye bekleyesim geliyor. Mucize beklemekten başka da bir şey yaptığımız yok zaten.