“Ergenekon’dan çıkarcasına, Malazgirt’te vururcasına, Söğüt’te dururcasına, Rumeli’nde korurcasına, Çanakkale’de meydan okurcasına..! Ruh aynı, azim aynı, kararlılık aynı” cümlelerinin bir filmin sahnesinden olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu cümleler, işletmesinde gerçekleştirilen seçim toplantısını sosyal medyadan paylaşan AK Parti Keşan Belediye Meclisi Üyesi Adayı Nehir Gergin’e ait.

Biraz ürktüm… Endişe de ettim… Belediye seçimi öncesi çok iddialı cümleler olarak geldi bana. Motivasyon amaçlı söylediğini düşündüğüm bu cümlelerin içindeki son cümlede şöyle denmiş: “Çanakkale’de meydan okurcasına..!” Çanakkale Deniz ve Kara savaşlarını aklıma getirdim bir yandan da Ergenekon’dan çıkmak, Malazgirt’te vurmak, Söğüt’te durmak, Rumeli’nde korumak bir de bu cümleleri düşündüm. Bu sadece bir belediye başkanlığı seçimi, başka bir şey değil! Kaldırım yapılacak, yol yapılacak, sosyal projeler var; onlar yapılacak. Bir film repliğini andıran cümlelere gerek var mı? Bana göre gerek yok gerçekten… Zaten genel anlamda siyasi ayrışmalar var. Keşan küçük yer birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Yerel seçim öncesi söylemlerimizi sertleştirmeyelim; 5 yıllığına bir yerel yönetim seçiyoruz o kadar; bunu bir beka meselesine dönüştürmeyelim. Naçizane benim düşüncem bu. 1989 seçimlerinden beri siyasetin içinde biri olarak her seçimin kendine göre bir hikayesini yaşadım. 1989’da yapılan yerel seçimlerde ANAP’ın (Anavatan Partisi) iktidarın belediyesi dışındaki bir belediye başkanının elleri kolları bağlanmış karikatürize edilmiş afişine karşılık “limon gibi sıkacağız” sloganı ile ana muhalefet partisi SHP’nin (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) karşılık vermesini dün gibi hatırlarım. 1994 yılında DYP’nin seçim minibüsünde Kıratlı bayraklarını ters taktığını gören SHP’lilerin “Eyyy beygirleri ters takmışsınız” diyerek uyarmaları hala kulaklarımdadır ve DYP’lilerin de bayraklarını uyarı üzerine düzeltmelerini hiç unutmadım.

1999 seçimleri bile yukarıda adı geçen cümlelerden daha yumuşak geçmiştir. Ve seçim sonuçları açıklandıktan sonra bile birlikte yaşama kültürü gerginliklerin önüne geçmiştir.

Uzun lafın kısası bu sadece bir yerel seçimidir, bir belediye başkanı seçeceğiz ona yardımcı olacak bir meclis. Başka bir şey yok.

Belediye Başkan Adaylarının Vaat Enflasyonu

Hazır yerel seçimlerden girdik konuya onunla da devam edelim. Az önce dile getirdiğim tarihlerde yaşanan seçim atmosferi ile bu yıl yaşanan seçim atmosferi arasında teknik açıdan dağlar kadar fark var. 2015 seçimleriyle başlayan seçimlerde sosyal medya kullanımı hissedilir şekilde yerini aldı. Sadece afiş ve bayrak asmanın yeterli olmadığı; sosyal medyanın da etkin bir şekilde kullanıldığı bir seçim daha yaşıyoruz. Böyle olunca da projeleri videolarda seyrediyor ve zihnimizde canlandırıyoruz. Hatta kahve gezilerinde slayt düzeneği konularak herkesin görmesi sağlanıyor. Bu şekilde yapılması güzel ama bu seçimde de belediye başkan adaylarının vaat enflasyonu görüyoruz. Geçenlerde bu konu hakkında çok bir paylaşıma rastladım. Düşüncelerini takdir ettiğim bir ağabeyim “Belediye başkan adayları, belediye meclis adayları gelecek yıllarda planlanan projelerin kaynakları ne kadar tutacaktır? Bunlar nereden karşılanacaktır?” şeklinde bir soru sormuş. Ve ardından da şunları eklemiş: “Bugünkü hale hazır durumda Keşan Belediyesinin ve bağlı şirketlerinin borcu ne kadardır? Kamu ve özel bankalara, kurumlara ve şahıslara borcu ne kadardır? Emlak vergisi, hafriyat geliri, çevre atik geliri, hurda geliri mezbaha ve kira geliri, çeşitli gelirler alacağı ne kadardır? Topluma taşıma hizmete girecek midir? Doğalgaz ve diğer projeler için vatandaştan kısmı olarak katılım bedelini alınacak mıdır? Bir vatandaş olarak öğrenmek istiyorum.” Ve daha sonra paylaşıma yorum yapanlar da devletin 2021 yılına kadar hiçbir projeye para aktarmayacağını hatırlatıyorlar. Evet, bu vaat enflasyonun kaynağının sadece belediye gelirlerinin olacağını unutmayalım. 2021 yılına kadar kendi yağımızda kavrulacağımızı aklımızdan çıkarmayalım. Bu Keşan’da hakim bir düşünce. Yakın zamanda alt yapı çalışmaları nedeniyle bozulan yolların ve kaldırımların yapılması yeterli olacak. Gerisi teferruat. Kaynak bulununca yapılacak cinsten. Ben köşemden bunu hatırlatmak isterim ve olaysız güzel bir yerel seçim süreci geçirmemizi dilerim.