BU YAZIYI BİRLİKTE YAZALIM

Abone Ol

İsmet Esengin

Türkiye’de gündeme yönelik yazı yazmak zor zanaat. Üfürmeyecekseniz, reaksiyonel davranmayacaksanız, araştırıp aklı başında bir yazı yazmaya karar verip yazınızı bitirene kadar gündem değişiveriyor. Bu kez yazsanız bile siz yazdığınızdan memnun olamıyorsunuz. Sıkıcı bir durum yani. Bu yüzden bu yazıyı birlikte yazalım istedim. Var mısınız? Nasıl mı olacak, anlatayım.

Hepimiz normalin çok dışında bir gelişme olduğunda çoğunlukla ‘Allah …..nızı versin!’ diye tepki veririz. Ben güncel bir konuyu özetleyeceğim ve bu olay karşısındaki tepkinize seçenek sunacağım. Siz o boşluğu kendiniz dolduracaksınız. Seçenekleriniz; A-Bekanızı, B-Beratınızı C-Müstahakınızı, D-Zekânızı E-İyiliğinizi ve F-Belanızı. Haydi başlayalım.

- Muhalefette gözüküp iktidarın her icraatını onaylayan, Muhalefete Hakaret Partisi başkanıymış gibi hareket eden muhalefet lideri, yerel seçimlerin bir beka sorunu olduğunu söyledi. Genel seçimlerde cansiperane iktidarı savunan bu parti başkanı yerel yöneticilerin seçileceği bir seçimde beka sorunun ne olduğunu ise anlatmadı. Ne söylersiniz? Hay Allah……..versin!

- Meclis Başkanlığı, Milli Eğitim, Milli Savunma ve Ulaştırma Bakanlığı yapmış bir milletvekili yerel seçimlerde iktidar adayına oy verilmesinin mahşer günü beraat olacağını söylemiştir. Sonra ‘beraat‘değil zaten belge anlamına gelen ‘berat’ sözcüğünü kullandığını söylemiştir. Buyurun söz sizde. Hay Allah ……versin!

- 31 Mart Yerel Seçimleri tarihi beş yıl önce belirlenmiş seçimlerdir. 24 Haziran seçimleri gibi baskın seçim değildir. Aday olan kişilerin ev ev dolaşıp projelerini anlatması gereken bir seçimdir. Bahanesi ne olursa olsun seçime adaylarının çoğunluğunu seçimden üç ay öncesi açıklamaya başlayan, iki ay kala ise hala bazı adaylarını açıklayamamış, açıkladığı adaylar için ise örgüt içerisinde büyük tartışmalar yaşayan, beş yıllık sürede seçime hazırlanamayan ana muhalefet partisine ne söylenebilir? Hay Allah …….versin!

- Profesör ünvanı taşıyan başka bir milletvekili yerel seçimlerde oy pusulasında iktidar partisinin sekizinci sırada olduğunu görünce ‘Ashab’ıKehf’i hatırlattığını söyleyip olayı kutsala bağlamış. Ne olduğuna merak edenler bir zahmet kendileri baksınlar. Yerimiz dar. Ana muhalefet partisi de yedinci sırada. Yedi rakamının dindeki yerine bir baksa bu prof.herhalde rakamlardan dini anlam çıkardığına pişman olur. Basit bir sıralamayı bile inançlara bağlayanlar için, buyurun. Hay Allah ….. versin!

-Yerel seçimlerle ilgili nüfustan fazla seçmen sayıları, seçmen kaydırmaları, aynı evde onlarca, aynı binada yüzlerce seçmen tespit edilmiş olmasına rağmen, üzerine binlerce ölü seçmenin bulunduğunun kanıtlanmasına rağmen Yüksek Seçim Kurulu başkanı seçmen listelerinin doğru olduğunu söyleyip içimize su serpmiştir. Ne söylemeli? Hay Allah …….versin!

- Yerel yönetim seçimlerinde büyük bir gayretle aday olmaya çalışanların çoğunun aday olduktan sonra bir seçim manifestolarının olmaması, iyi hazırlanmış projelerinin bulunmaması hatta farklı ne yapacaklarına ve kenti nasıl yöneteceklerine dair güçlü bir söylem ortaya koyamamaları çok düşündürücü değil mi? Herkesin üzerine basarak yükselen ancak bir yönetim vizyonu oluşturamamış adaylara ne diyeceğiz? Hay Allah ….versin!

- Seçimlerde aday belirleme sürecinin ne iktidar tarafında ne de muhalefet tarafında demokratik yöntemler içermediğini, atama ile yapıldığını görmekteyiz. Bu süreci bile bile bu yarışa girenler, kendilerinin ne kadar sağlam bir partili olduğunu savunanlar aday gösterilmeyince sürecin demokratik olmadığını savunmaya başladılar.Ya kendilerine yeni liman aramaya koyuldular ya da seçimlerin kaybedilmesi için iç geçirmekteler. Böylelerine ne denir? Hay Allah ….. versin!

- Babanın öz kızına şehvet duymasının haram olmadığını söyleyen, kızların 9 yaşında buluğ çağına geldiğini ve buluğ çağındakilerin evlendirilebileceğini söyleyen, Feministlerin ahlaksız olduğunu iddia eden, Atatürk’e ve kurtuluş savaşına hakaret eden meczupları ziyaret eden Diyanet çocuk istismarı, yolsuzluk, devletin soyulması ve yukarıda örneğini verdiğimiz dini inançların siyasete alet edilmesi karşısında dut yemiş bülbüle dönüyor. Söylenecek söz kaldı mı? Hay Allah ……. versin!

- Enflasyon rakamlarına yansımasa da hayat pahalılığın temel ihtiyaç kalemlerinde son bir yılda %40-50 arttığı bir ortamda enflasyonun sebebi olarak marketlerde satılan patlıcan ve biberi gösterenlere buyurun yanıtınızı verin. Hay Allah ……versin!

- Uygulanan yanlış politikalar sonucu tüm spor kulüplerinin battığı aşikar iken basit düzenlemeleri yapamayanlara, kulüpler battığı halde hala milyonlarca Avroluk transfer peşinde koşanlara buyurun bakalım. Hay Allah …….versin!

Bu hızla birlikte kitap bile yazabilirmişiz. Şimdi herkesin güncel olaylar karşısında bir yazısı var. Ben şahsen ‘bela’ seçeneğini hiç kullanmadım. Onu Allah’tan dileyemem. Zaten tüm belaların müsebbibi olmasak bile ortağı değil miyiz? Ben şahsen tüm yazıda tek seçenek kullandım. Tüm yaşanan abukluklar karşısında susup yutkunuyoruz ya.

HAY ALLAH ZEKÂMIZI VERSİN!